Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

ZEKAT VERMEDE NİSAP MİKTARI !.. 

  " Zekâtlar yalnızca yoksullara ve düşkünlere, bu işi yapan görevlilere ve kalpleri kazanılacak kimselere, özgürlükleri elinden alınanlar ve borç yükü altında ezilenler için, Allah yolunda gösterilen her türlü faaliyet ve yolda kalmışlar için verilir: bu Allah'ın koyduğu bir kuraldır. Ve Allah her şeyi bilir, her hükmünde tam isabet sahibidir. " ( Tevbe sûresi, âyet 60) 

      Asırlardan beri, zekat vermede nisap miktarı, belli kaidelere, kurallara, ölçülere göre verile gelmiş o gündür, bu gündür devam ederek gitmektedir. Tabii ki, mezhep imamları, Resulullah (sav)'in uygulamasını göz önünde bulundurmuşlar, değişen günün icap ve şartlarını hiç hesap etmemişlerdir. 

     Örneğin, günümüz dünyasında, arsa ticareti yapanlar, apartman, bina alım satımında bulunanlar, sarraflık mesleği, oto galeri sahipleri, fabrikatörler, sanayici ve değişik iş adamları neye göre, hangi ölçülere dayanarak zekat vermektedirler?

     Diğer taraftan, yine günümüz şartlarına göre, 81 gram altını olanlar, 40 koyunu ve benzeri ölçülerde varlıkları olan kimseler nasıl zengin olmakta, bunlar hakikaten zenginler mi, yoksa fakirler midir? Şu alıntımı birlikte teati edelim:

     " Burada iktisadi hayatın değişkenliği söz konusu olduğundan her zaman ve zemine göre zenginlik değişkenlik arzetmektedir. Sabit kavramı " zekat" , değişken ise zenginliği konu olan malın miktarıdır. Bir yıl önce zenginlik sayılan miktar enflasyonist ortamda bir sonra ki yılda zengin olmamaktadır. O gün Arap yarımadasında beş deve zenginliktir, fakat Avustralya'da hiç bir kıymeti olmayan bir şey olabilir.

     İşte değişken olan bu kısım zamanın idarecilerine bırakılmıştır. Yaşadığı dönemde Peygamberimiz bu nisabı yaşadığı coğrafya ve şartlarda kırk koyunu, beş deve, otuz sığır, bunlara denk para ve altında ise 96 gram altın 640 gram gümüşü zenginlik sayarak bunların kırkta birinin zekat olarak alınmasını istemiştir. 

      Bu gün bu miktarların arasında ki denge bozulmuş, bir çoğu gülünç duruma düşmüştür. O gün zenginlik sayılan 640 gram gümüş bugün çocuğunuza günlük okul harçlığı bile etmez duruma düşmüştür. 

     Bu nedenle bugünü yaşayanlar da bugüne göre zenginliğin ne olduğunu belirlemek zorundadırlar. İslam'da sabitler ve değişkenler vardır, sabitler zaman ve zemine bağlı değildirler. 

     Bu ilkeler değişmeyen sabit değerlere dayandırılmıştır. Değişkenler ise zamanın ve zeminin şartlarına bağlı olduğundan o şartlara göre içtihadın konusu olurlar. Zekatın hangi miktar maldan alınması konusu da bugün belirlenmeyi bekleyen konulardandır. 

     İslam devletinin iktisadi kaynaklarından biri olan bu konu beşeri sistemlerlede de çeşitli vergilendirme yöntemleriyle varlıklı olanların cebinden alınmaktadır. Her sistemin yaşamak için hem insan hem da akonomik güce ihtiyacı vardır. Bu yaşanan hayatın getirdiği bir zorunluluktur. Ayrıca İslam bunu ahlaki bir zorunluluk olarakta ortaya koyar" ( Müsl. Sorunları, H. Bülbül, sayfa 498)

      Allah'ın zekat emri, dünkü toplumları ilgilendirdiği gibi, günümüz toplumlarını da meşgul etmelidir.  Yukarıda zikredilen Tevbe 60 ncı ayeti kerimede, sekiz sınıf zikredilir iken, Resulullah (sav)'in kendisi zikredilmemiştir. Neden ve niçin?.. Çünkü,

     Malın kiri kabul edilen zekat ve sadaka, Hz. Peygamber'in kendisine ve âilesine helâl değildir, çünkü " Sadaka, insanların kirlerindendir." buyurmuştur. Dolayısıyla,

     Zekatın nisap miktarını günümüze göre düşünmek, alimlerin üzerinde durması, araştırması, yeniden karar vermesi gereken bir önemli mes'eledir. Yani, 640 gram gümüşün bu gün değerini bilmek, ne anlama geldiğini hesap ederek, ilim adamlarımızın, Din İşleri Yüksek Kurulumuzun " ictihad" yapmaları bir zorunluluktur. 

      Sonuç yerine;

     Zekat verir iken " Müellefe-i kulûb" ( kalpleri İslam'a ısındırılmak istenen kimseler) mes'elesini iyice düşünmeli, zamanımızda böyle kimselerin varlığı, varoluşu üzerinde kafa yorarak, verile bilirliği üzerinde çok çok fikir yürütmeli, kafa yorulmalıdır. 

      Yani, 40 Koyun sahibi , 81 gram altun sahibi, 640 gram gümüş sahibi olmanın günümüze uygun olmadığını kitlelere açık açık izah etmeliyiz. Çünkü, 640 gram gümüş karşılığı bir karın bile doyurulmamaktadır. 

     Diğer taraftan, çağımızda, gazilere, şehit yakınlarına, dullara, yetimlere, öksüzlere zekat verir iken öncelik tanınmalı, zekat ibadetini yerine getirir iken, toplum kesimlerini iyice araştırmalı, zekata layık olanları arayıp bulmalıyız. 

     Hasılı, Kur'anî emirleri çağımıza uydurmak zorundayız. Tabii ki, bunu yapacakta din bilginleri, Diyanet İşleri Başkanlığı, İlahiyat Fakülteleri ve H. Karaman, M. Okuyan, S. Ateş, M. Hatipoğlu gibi alimlerimizdir. 

     Rabbimiz, Ümmetin ve milletimizin orucunu kabul, dualarını makbul, tüm ibadetlerini dergahı izzetinde kabul buyursun!.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın