Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

YILLARINI EĞİTİME ADAMIŞ, BİR HOCA

YILLARINI EĞİTİME ADAMIŞ, BİR HOCA HANIMA YAPILAN SAYGISIZLIK!.. 

     " Ama doğrusu Biz Âdemoğluna kat kat ikram ederek onu üstün ve şerefli kıldık. Karada ve denizde onlara ulaşım imkanı sağladık. Temiz ve helal besinlerle onları rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın bir çoğundan üstün kıldık." ( İsra sûresi, âyet 70)

     Yani, Yokluktan varlığa getirerek, varlık içinde can vererek, canlılar içinde ruh üfleyerek, üflenen ruhun içinde akıl ve irade vererek, o akıl ve iradeye yol haritası olan peygamberler ve vahiyler göndererek... Ayette geçen " Kerremna" fiilinden anlamış olduğumuza göre;

      İnsana verilen nimetler, ikramlar artarak devam etmektedir. Sağlık, sıhhat, beden, mal, evlad, akıl, fikir, düşünce, zihin ve zeka.. Peygamberlerin gönderilmesi, kitapların verilmesi, yeryüzünde ikamet, canlılar ve bilhassa insanlar için yağmurun, karın, bulutun var oluşu!.. Şu ayeti kerime de mes'eleyi vüzuha kavuşturmaktadır!..

     " Siz ey iman edenler! Hiç bir kişi ve zümre bir diğer kişi ve zümreyi alaya alıp hor görmesin.. Belki diğerleri berikilerden daha değerli olabilirler. Yine bir kısım kadınlar da diğerlerini böyle görmesinler. Ötekiler onlardan daha değerli olabilir. Asla birbirinizi itibardan düşürmek için karalamayın ve kötü lakaplar takarak yaralamayın. İman ettikten sonra sapıklıkla anmak-anılmak ne berbat bir şey! Ve kim bu tür davranışlardan pişmanlık duyup vazgeçmezse , işte zalim olanlar onlardır." ( Hucurat sûresi, âyet 10 ) 

     Çünkü, hem kendiniz hem de diğer müminler, bir bedenin organları gibidir, bedene ait bir organı karalayan kendisini karalamış olur. anlamına, hem de " birini karalamak, kötülemek, lakap takmak,. boyunu posunu, yüzünü, tipini, oluşumunu beğenmeyerek karalamış olmak" aslında kendisini karalamış olur. 

     Bu noktadan hareket ederek, gündeme, mes'eleye gelmek istiyorum: Kimi kendisini bilmez insanlar bulunmaktadır ki, komşusunu beğenmez, yapısını, ailevi halini, beden durumun sevmeyip, kabul etmeyip, bin bir çeşit lakaplarla kötülemeye, hor ve hakir görmeye çalışır. 

     Gözü yoksa " kör"; kulağı  yoksa " kulaksız", aksak ise " Topal", elsiz ise " Çolak", saçsız ise " kel", hastalıklı ise " Veremli", doğuştan tipsiz ise " tipi bozuk", ve benzeri yakışıksız, insafsız saldırılarla karşısındaki insanı kadın olsun, erkek olsun küçük düşürmeye, istihza etmeye çalışır. 

     Halbu ki, kusur aranacak olur ise, her insanın bir kusuru, bir eksik tarafı, bir zaafı bulunmaktadır. Kimisi yarı akıllı, kimisi fikirsiz, ahmak ve düşüncesiz bir yapıya sahip, kimisi ahlaksız ve kişiliksiz bir insandır. 

     Dolayısıyla, internet ortamında, medyada insanların birbirlerini kötülemesinden, itham etmesinden,. lakap takmasından, iftira etmesinden geçilmemektedir. Sıradan, basit insanlar bile,  sevmediği, hoşlanmadığı insanları itham altında bulundurduğu gibi, devlet adamlarına da laf atmaktalar, onları beğenmeyip, bir çok tezvirat, yalan haberlerle bühtan etmektedirler.. Örneğin;

     Bu devletin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal'in annesine, babasına ileri, geri laf eden hödükler bulunmaktadır. Halbu ki, iş başa düştü mü, alev, yangın ortamı kasıp kavurdu mu, kendileri sıvışacak, kaçacak menfez ararlar. Binaenaleyh;

     Şu günlerde, bilhassa mahalli idareler seçimlerinden sonra, günlük ortamı meşgul eden, hakkında ileri, geri laflar edilen bir hoca hanım bulunmaktadır. 

     Yıllarını eğitime adamış, ömür çürütmüş, bu uğurda kendisini feda etmiş ve birde okul yaptırarak, çocuklarımıza hediye etmiş bir hanım efendi. Yani, Seniha hanım efendi!.. 

      Eşi, Binali beyi, basından, yayından, medyadan, konuşmalarından resmiyetten tanırız. Bir defa da, Millet camiinde birlikte, yan yana bir teravih namazı kılmam mevzu bahistir. 

     Gelin görün ki, Seniha hanım efendinin varlığından, duruşundan rahatsız olan hödükler, onun giyiniş tarzından, botokslu olmayışından, orasını, burasını kestirmeyişinden, mini minnacık giyinmeşinden rahatsızdırlar. 

      Seniha hanım efendinin söz avukatı değilim ama, o bir " Osmanlı" hanım efendisidir. Cumhuriyet anasıdır. Onun hakkında ileri, geri konuşmak, Cumhurlyeti bilmemek, Türk annesini tanımamak demektir.  Seniha hanım ne yapsın yani?..

      İstiklal caddesinde, ezana ıslık çalanlarla birlikte mi olsun?.. Dinsiz, donsuz gezerek, dans, disko, bar, pavyon, sokak sokak fink atarak, aşüftelik mi yapsın?

     Sonuç olarak;

     Seniha hanım efendi, bu milletin, bu millet evlatlarının annesi bir hanım efendidir. Diniyle, imanıyla, oturmasıyla, kalkmasıyla, tarzıyla,. giyinişiyle, kuşamı ile örnek ve önder bir hanımdır.

     Efendiliği, kibarlığı, tahsili, muallime oluşu ona yetmiş ve artmıştır bile. Hz. Ali efendimiz, şu sözü boşuna söylememiştir: " Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" dini, tarihi, Kur'anî sözü kulaklara küpe olmalıdır. 

     Seniha hanımlar; bu millete gerekli hanımlardır. Erkeğinin olmadığı, tükendiği yerde, erkek olmuş, cepheye silah taşımış, gerektiğinde "Kara Fatma", "Şerife bacı" olmuş bir hanım efendidir. 

     Varsın, bir kısım zibidiler, haytalar, namussuzlar onun hakkında ileri-geri konuşmuş olsunlar!.. Sözleri askıda kalacak, konuştukları , gevezelikleri tekrar kendilerini bulacaktır.. 

      Rabbim!.. Bizleri;  diline, dinine, imanına sahip çıkan kullarından eylesin!.. Edepsizliği, çirkefliği şiar edinmişlerin şerrinden de muhafaza eylesin!.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın