Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

TUNCELİ Mİ, DERSİM Mİ?..

 TKP'li Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maço, Tunceli İl'ine seçilmesinden bu yana kat'iyyen boş durmamaktadır.  Bölgede yaşayan halkın arasına karışmakta, tarım işçilerinin arasına girerek, kolhoz ve solhozculuğunu fiili olarak göstermektedir. 

      Ancak, son zamanlardaki tavrı, hareket  anlayışı, ileriye yönelik plan ve proğramları kendisini ele vermeye başlamıştır. Türkiye'nin; " yumuşak karın" olarak ifade edilen 1937-1938 tarihleri sırasında vuku bulan Dersim isyanını gündeme alarak, şehrin  eski ismini tahvil ederek " Dersim" tabelasını Belediye'nin kapısına asma cür'etini göstermiştir. 

     Oysa, TKP'li başkan, azıcık tarihi bilgileri kurcalamış, araştırmış olsaydı, yani, 1876'dan 1938'e kadar olan  vak'aları tetkik ve tahlil  etmiş bulunsaydı, böylesi bir cür'ete tevessül etmez, kabuk bağlamış, unutulmuş, unutulması gereken bir hadiseyi, o hadiseden zuhur eden " Dersim" ismini kat'iyyen telaffuz etmez idi!.. 

     Çünkü, " Dersim" ismi bu millete çok çok pahalıya mal olmuş, 62 yılın boş yere heba olmasına, hem bölge insanın, hem de devletimizin zayıflamasına sebep olmuştur.

     Dış mihraklar, dış güçler; sürekli bir konu, bir gündem peşindedir. Ermenilerin tehciri sırasında konu Ermeni'ler idi. Daha sonraları, Sünni-Alevi mes'elisi, bilahare ise Türk-Kürt  ihtilafı devam ettirilerek, bu gün bile milletçe yaşamış olduğumuz, sebepsiz, sonuçsuz ölüp, öldürmelerin  devamına kaynak teşkil etmektedir. 

     Seyyit Rıza ve arkadaşları, o günün şartları muvacehesinde, mahkeme tarafından yargılanarak idam edilmişlerdir. O günün şartları içerisinde, bölgede durum kötüleştiği için Sabiha Gökçen ve arkadaşları tarafından bölge bombalanmış, bir hayli bölge insanının öldürülmesi ve askerlerin şehit olmaları ile sulh ve sükun sağlanmıştır. 

     İşte, durum ve ahval böyle iken, Belediye Başkanı TKP'li Fatih Mehmet Maço beyin, yeniden tarihe uzanarak, tarihin unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş, unutulması gerekli olayları,  yeniden küçücük zihin dünyasında, ileriyi göremeyen beyin yapısında canlandırması, gündemi bu tür zararlı, lüzumsuz ve gereksiz şeylerle meşgul etmesi doğru mudur? 

     Eminim ki, bu işten yine emperyal güçler kârlı çıkacak, faydasız, gereksiz tartışmaların, düelloların meyvesini onlar yiyeceklerdir. Yani,

     Devletimiz adına heyetlerin  ABD'ye her gitmesi, Fetö'yu rahatsız etmekte, İsrail Yahudilerini, Suudi ABD' uşaklarını tedirgin ederek, yeni çareler, yeni planların hazırlanmasına sebebiyet verdirmektedir. 

     Onun içindir ki, Başkan Maço nasıl biri olursa olsun; ister Komünist, ister DHKCHP. ne olursa olsun, bizi ilgilendirmediği gibi, sağ duyulu, aklı selim sahibi Tunceli insanlarını  da hiç ilgilendirmemektedir.  1938 yılında hitame ermiş şu ana kadarda  hiç bir yanlış yapılmamış, bölge insanı rahat rahat yaşarken, yeniden yeniden bu konuyu " temcit pilavı" gibi pişirip pişirip gündeme taşıyarak milleti huzursuz etmenin bir anlamı yoktur. 

       Başkan Maço; kendi işini yapmalı, taşları yerlerinden oynatmaya çalışırsa yanlış yapmış biri olarak, millet fertlerini huzursuz etmesinden ötürü, vebal altında kalır. Bir Başkan'ın işi ne ise onu yapmalı, sokakların kaldırımlarını, kanalizasyon işlerini, su dağıtım vesair işlerini yaparak, Komünist Başkan olarak örnekliğini göstermelidir. 

     Tunceli Tuncelidir!.. 

     Eski bir Cumhurreisinin; doğu'da bazı şehirlerin isimlerine el attığı gibi, isimlerini kendi kafasına göre değiştirdiği gibi yapmamalıdır. Maço Başkan da, Komünist Başkan olarak (!), "Kel aynak kuşu" gibi  komünizmin ne olduğunu, millete neler verilmesini gerektiğini icraatıyla vermelidir..

     Tunceli İl'imizi değiştirmeye kalktı da ne oldu? Mahkeme; bu yanlışa " Dur!" diyerek, yapılan işlemin yanlış, sakat olduğuna karar verecek, " Dersim" düzmecesini fırlatıp atmıştır. 

     Sonuç olarak;

     82 milyon nüfus potansiyeli olarak oyunlara, yanlışlara kurban olmayalım. Seyyit Rıza dönemi kapanmış, şimdi toplum olarak ülkemizde, ne Sünnilik, ne Alevilik, ne mezhep sinsiniliği, nede Ermeni Asalasına hizmet dönemi dönemi kapanıp gitmiştir.

     Müşahade etmekteyiz ki, Doğu insanımız, artık dostunu düşmanını anlamış, anarşizme kat'iyyen prim vermemekte, kaçanlar da, dağlarda serseri bir şekilde dolaşanlarda, bir bir toplanmakta, daha olmadı kendileri bizzat gelerek Devlete teslim olmaktadırlar. 

     Dolayısıyla, aydınlarımıza, okumuşlarımıza, Maço gibi seçilmiş insanlarımıza büyük görevler düşmektedir. Topluma hizmet, Rabbe hizmet gayesiyle yola devam edilmelidir. 

     Bendeniz; bölgenin 1876 ile 1938 yılları arasında geçen tarihini iyisiyle, kötüsüyle okumuş bir insanım!.. Okur iken, zaman zaman üzüldüm, zaman zaman " Biz ne zaman tarihi vesaikleri doğru şekilde anlayacağız?"  diye hayıflandığım olmuştur. 

      Son olarak, diyorum ki, Emre Dorman hocanın ifadesiyle: " Bu gün Kur'an'ı Kerim' i anlatmakta en çok zorlandığımız insanlar Müslümanlardır!" sözü kulağımıza küpe olmalı, bu milletin ne Alevilik sorunu, ne Sünnilik problemi olmadığını bilerek, Tunceli'nin, Tunceli olduğunu bilmeliyiz.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın