LALE DEVRİ
" LALE DEVRİ; TOPLUMSAL SAPIKLIĞIN BİR ÇİÇEĞİN ADINDA SOMUTLAŞMASIDIR."
Millet hayatımızda; " Lale Devri" yıkımının etkisi ve tesiri büyüktür. Çünkü, " Lale Devri", aziz milletimizin gücünü temsil eden, imparatorluğun adım adım gerilemesinde ve çökmesinde Avrupa'nın, ve batıcıların oynadığı rol tahmin edildiğinden, sanıldığından kat kat fazladır.
Aziz milletimiz; kendi milletine ihanetin imparatorluk topraklarındaki 270 yıllık temsilcisi olan batıcılık karşısında Müslüman milletimiz, canı, imanı, kanı pahasına İslam'ı ve kendi değerlerini savunmuştur.
" 'Lale Devri' adıyla tarihe geçen dönem, Osmanlı'da batıcılığın ilk nüvelerinin atıldığı dönemdir. Bu nedenle batıcılar sözkonusu dönemi ' çağdaşlaşma'nın 'ilk adım'ı sayarlar.
Bizde çağdaşlaşma, muasır medeniyet, uygarlık gibi farklı isimler altında pazarlanan batıcılığın hangi temeller üzerinde yükseldiğini bilmek için bu dönemi didik didik etmek zorundayız.
Batıcıların ilk adım kabul ettiği Lale Devri, toplumsal sapıklığın bir çiçeğin adında somutlaşmasıydı. Alınteri taciri bir avuç mutlu azınlığın halktan çaldıklarını içki, işret ve fuhuş meclislerinde harcamasıydı. Bu sefahatin senaryosunu yazan sadrazam Damat İbrahim Paşa " halkı aldatacak nesne lazımdır" diye İstanbul'un çeşitli semtlerine atlı karıncalar, dolaplar, beşikler ve salıncaklar kurdurmaya başlamıştı.
İki ay gibi kısa bir zamanda Kağıthane sırtlarına kondurulan yüzü aşkın kasr ve .bu kasrlar arasındaki lale bahçelerinde düzenlenen geceli gündüzlü eğlenceler. Halk açlıktan kırılırken bir lale soğanına ödenen servet Sefahatin ve ahlaksızlığın halka yansıması sonucu tarihçinin " ehl-i ırz diyecek her mahallede beş hatun kalmadı" diyeceği kadar bozulan toplumsal ahlak ve İbrahim Paşa ve ekibi tarafından ülkenin Batı'ya satılan çıkarları...
Lale devri, aaynı zamanda bu memleketin başına iki yüz yetmiş yıldır musallat olan bir zihniyetin de modelidir. Bunca süredir halkın sırtına bir asalak gibi yapışıp kanını emen bu ihanet kadrosu tarihte ve günümüzde sömürülerini teceddüt, batıcılık, çağdaşlık, uygarlık medenilik, ilericilik vs. gibi adlar altında sürdüre gelmişlerdir.
Ümmetin servetini kendi aralarında yağmalamışlar, halkın değerlerine hoyratça saldırmışlar, çıkarları için vatanlarının ırzını dahi Batı'ya peşkeş çekmekten utanmamışlar, milletin namusuna tecavüz etmişler, bütün bu yapılanlara karşı halkın tepkisi demeye gelen kıyamları da ' baldırı çıplaklık, serdergelik, irtica, gericilik, çağdışılık' vs. diye isimlendirmişlerdir.
İşte Patrona Halil kıyamı da batıcı kadroya karşı halkın tepkisini dile getirdiği için batıcılar ve onlarla kimi zaman aynı gözede buluşan muhafazakar saltanatçılartarafından mahkum edilen kıyamlardan biridir. " ( İslami Hareket Anadolu, M. İslamoğlu, sayfa 165-166 )
Ne acı ki, Batıcılık, Batıyı taklit, aynen o gündür, ve bugündür milletimiz arasında devam ederek gitmektedir. O tarihten bu yana, etkinliği, kuvveti ele geçiren Batıcılar, çeşitli tarihlerde, " gericiliğe hayır", " kahrolsun irtica", " yobazlara ölüm" namına sokaklara dökülmüşler, milletin geleceğine kendi keyiflerini, zevkü sefalarının devamı için pranga vurmuşlardır.
Örneğin, 31 Mart günü sokağa dökülmeler neyin nesidir?.. Bir tarafta II. Abdulhamid Han gibi bir tepe insan, diğer tarafta sokaklarda " Şeriat isterük" avazelerinin çığırtkanları!..
Alın size 27 Mayıs gecelik darbe!.. 12 Mart muhtırası.. 12 Eylül, sözde teröristi durdurma eylemi.. 28 Şubat senaryosu ve Gezi Parkı ihtilal denemeleri!..
Sonuç olarak;
Tüm bunların yanı sıra, Batıcılığın hatırı için, sömürücülerin yaşamaları için 15 Temmuz gecesi, askere kurşun sıktıran bir çömez!..
Halen de, söz konusu Mehdi; (!).. Tüm yobazca, merhametsizce, acımasızca, hünerlerini göstermekte, aziz milletimizi kaosa, buhrana sürüklemektedir. Nedir bunun yapmış olduğu işler?..
Kos kocaman bir " Hiç"tir!.. Ne din mes'elesi, ne iman istemi, ne Kur'an, nede aziz İslam'ı hakim kılma hadisesidir. Tamamen, uyduruk, gelenek, milleti efsunlama, tahayyülat, halüsinasyon ve rüyalarla bezenmiş " Mehdrilik" ve " Mesihlik" hareketidir.
Aslında, daha doğrusu, bir çömeze hizmettir. Onun tarafgirlerini doyurmak, tatmin etmek, bol bol ulufe dağıtmak, kendi saltanatlarını ikame etmek hadisesidir. Yani, Lale Devri'nin, aynen yaşaması, Olimpos dağına çıkarak, Pensilvanya'da impharatorluk kurmak, daha doğrusu Vatikan gibi ruhani bir oluşum meydana getirmektir.
Rabbim!.. Bu aziz millete acısın, birini bin yapsın!.. Şer güçlere fırsat vermesin!.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın