A. Raif ÖZTÜRK

A. Raif ÖZTÜRK

Mail: araifozturk@hotmail.com

Kulak arkasından, Derin TEFEKKÜRLERE…

Herkesin mâlumudur ki atasözlerimiz “uzun, çok anlamlı ifadeleri, derin tecrübelere ve gözlemlere dayanarak, bilgece ve düşündürücü şekilde, AZ sözlerle söylenen” edebî cümlelerdir.

Atasözlerimizde “Kulak arkası etmek”, ‘söylenen sözü dinlememiş gibi davranmak’, ‘dikkate almamak’ anlamlarında kullanılıyor.

“Kulak arkası kesilmek” ise ‘pürdikkat dinlemek’, ‘iyi dinlemek’, ‘duymaya ve anlamaya çalışmak’ anlamlarına geliyor. 

“Kulağımın arkası kaldı” atasözü ‘çok sıkıntı çektim, çok kandırıldım, çok aldatıldım. Çizilmedik kulağımın arkası kaldı’ anlamlarına geliyor.

Bir de “Kulağını çekmek” atasözü var ki, ‘Uyarmak için hafif bir ceza vermek, sözlü îkaz’ anlamlarında kullanılıyor. 

• Fakat esas konumuz, BUNLAR DEĞİLDİR…

Bendenizi 51 seneden beri takip eden dostlarım iyi bilirler ki;hiçbir zaman yüzeysel ve basit konular yazmadım.Mutlaka çok önemli, eğitici, faydalı, fakat bugüne kadar ıskalanmış konuları yakalayıp, genelde TERS KÖŞEYEyatırımlar yapmışımdır. 

Okuyucu dostlarıma bu güne kadar genellikle “vâaayyybeeee”, “gerçekten de böyle”, “bugüne kadar niçin öğrenmemişim” vs. mimik ve düşüncelerle, bilgi ve tecrübelerine, yeni veya unutulmuş bilgi ve beceriler eklemeye çalışmıştım.

Çoğunlukla da mâsum gönülleri, çeşitli belgesellerle,VAHDÂNİYETE kavuşturmaya vesile olmuşumdur. 

Elbette bugünkü konumuz da böylesine önemlidir...

KULAK ARKASI; öyle bir bölgedir ki, yukarıdaki atasözlerimizin menşei ve kaynağı olduğu gibi; en önemlisi de ÇAKRALARIMIZ gibi ÇOK ÖNEMLİ BİR ŞİFÂ MERKEZİDİR.

Bu iddiamı, başkalarından duyduklarımla, çeşitli kitaplardan ve makalelerden okumakla DEĞİL, bizzat kendi yaşadıklarımla ispat edeceğim, inşâAllah…

Tarih 2021: İflâsımızdan hemen sonra, çok şiddetli travmalaryaşadığım için, birçok çeşitli hastalıklara yakalandım. 74 Kg.’dan 63 Kg.’a kadar düşmüştüm. 

Bu hastalıklarımın birisi de Doktorlar Heyetinin, “aşırı streslerden oluştuğunu” söyledikleri BOYUN ve BEL FITIKLARIMDIR. Hasta hanelerde haftalarca tedavi yönüne gidildiyse de ağrılı ve sancılı bölgelere, Kortizon iğneler vurulmakla oyalandırıldım. 

Neticede ise Heyet kararıyla AMELİYAT hazırlıkları yapıldı. Bütün tahlilleri, MR’LARI vs. tamamlanıp, ertesi sabah 09:30’da ameliyata alınacaktım.

Her gün 17:00-17:30 arası internet dersindeki arkadaşlarımızdan DUÂ isteme maksadıyla, bu durumumu anlattım. Pendik eşrafından Gökçen Şansal kardeşim bana “ABİCİĞİM, SAKIN AMELİYAT OLMA!.. Çok pişman olursun!..” dedi. 

Ben de “artık tahammülüm kalmadı, mecburum. Yâ ne yapabilirim?” dedim.

Gökçen bey, Gökhan ağabeyini örnek göstererek, banim durumumdan çok daha ağır bel fıtığı olduğu halde, Amerika’da tahsil görüp Amerikan hastanesi karşısında “Ameliyatsız Tedavi Merkezi olan” Sn. Dr. Sacit Sarper’intelefonunu verdi ve hemen aramamı söyledi. 

Bu Dr. 3 ay Türkiye’de, 3 Ay Amerika’da hasta kabul ettiği halde; aradığımda sekreteri çıktı ve beni kendisine bağladı. Durumumu anlattığımda, hemen kendisine getirilmemi istedi. Oğlum battaniyeye sarılı olarak, beni arabanın arka koltuğuna yatırdı. 

2,5 Saat kadar sonra Dr. Sacit hocamıza ulaştık. 

Tüm MR. Ve tahlilleri inceledikten sonra, beni tedaviye başladı. 

Aynı anda 5-6 kişiye de tedavi uyguluyordu. Benimle 2-3 dakika ilgilenerek, diğer kabinlerdeki hastalara koşuyordu.Beni sedyede oturtarak, sadece konumuz olan KULAK ARKASI yumuşak bölgede, bir-iki dakika kadar titrek baskılar yaptı. Sorduğumuzda ise KULAK ARKASI merkezlerinden, vücudumuzun tüm sinir sistemimize PALS (sinyal) gönderdiğini söyledi. 

Bir saat içindeki seansta, 5 defa bu uygulamayı yaptı. 

İnanınız ki, ağrı, sancı ve sıkıntılarımı çoğu bir saat içinde kayboldu.

Kalkarak kendi kendime ve desteksiz yürüyerek arabaya gittim, şükürler olsun. 

Birkaç seans daha randevu verdiği için, üç günde bir, üç defa daha gittik. 

Yüce Rabbimize sonsuz Şükürler olsun ki, sadece “KULAK ARKASI Şifâ merkezinden” müdahaleyle, ameliyatsız öyle kalıcı bir Şifâya vesile oldu ki, yıllar geçmesine rağmen hâlâ hiçbir sıkıntım yok...

Bu ilginç ve Hârika olay, bana ayrıca her gün 5 vakit namazlarımızda, 12 defa KULAK ARKASI şifa merkezimize temas ettirerek TEKBİR almamızı da hatırlattı ve düşündürdü.

Öyle yâ; her birimizi en ince hücrelerimize kadar Yaratan Yüce Rabbimiz, o KULAK ARKASI Şifâ merkezine, her Namazımızın ilk TEKBİRİNDE, her gün 13 defa temas ettirmenin de, elbette bir hikmeti ve ŞİFÂ yönü olabileceğini düşünüyorum…

Ayrıca, bu hârika olay, önemli bir TEFEKKÜR kaynağı olduğu için, bugün sizlere, saygı ve muhabbetlerimle takdim ettim. Vesselâm…

NOT: 

Dr. Sacit Sarper hocamın sekreterinin telefonu: 0538 671 9947

Facebook Yorum

Yorum Yazın