İYİLİĞİ BAŞA KAKMAK!..

     " Mallarını Allah yolunda infak edipde, sonra infak ettiklerini başa kakıp görül incitmeye kalkışmayanlar, ödüllerini yalnızca Rableri katında bulacaklardır. Ancak onlar gelecekten endişe duymayacaklar, geçmişten dolayı mahzun olmayacaklar. "( Bakara sûresi, âyet 262) 

     Ayeti kerimeden şu gerçekleri anlıyoruz!.. " Vela ezen" ibaresinde "lâ"nın ikinci kez tekrarlanması, " başa kakmak" ve " gönül incitmek" eylemlerinin her birini ayrı ayrı Allah yolunda yapılan harcamanın sevabını iptal ettiği anlamını vermektedir. 

      Bu durumda amelin iptali için iki olumsuzluktan birinin gerçekleşmesi yeterlidir. Çünkü gelecek endişesi duyan biri olsaydı, zaten Allah yolunda servetini harcamaya kıyamazdı. 

      " Siz ey iman edenler! İnsanlara gösteriş için malını harcayan, Allah'a ve ahiret gününe de inanmayan kimse gibi, baş kakarak ve gönül inciterek yardımlarınızın sonucunu iptal etmeyiniz. O kişinin hâli, üzerinde biraz toprak bir kayaya benzer bir sağanak yağar, onu cascavlak bırakıverir. İşte bu gibilerin, yaptıklarından hiçbir kazançları olmaz. Zira Allah kâfir bir topluma asla rehberliğini bahşetmez." ( Bakara sûresi, âyet 264) 

     Bu ayeti kerimede, başkalarına yardım yapıp sonra da başa kakanlar ikaz edilmekte ve uyarılmaktadır. Böyle bir davranışın ahlaksızlık, çirkinlik olduğunu insanları uyararak yapmaktadır. Çünkü, böyle davranışın, " gönül incitmenin" temelinde inançsızlığın olduğu ifade ediliyor. 

     Bilhassa, sonunda başa kakılan ve gönül incitilen bir yardım, " Allah adına" değil, " gösteriş için" yapılan bir yardımdır. " Allah adına" yapıldığı izlenimi verilerek gerçekte başkaları görsün için yapılan her eylem, daha derinlerdeki bir probleme işaret etmektedir. 

      Bu noktadan hareketle, şunu arzetmek, gündeme taşımak istiyorum. Malumdur ki, 6 Şubat 2023 tarihinde milletimiz " asrın felaketi" denilen bir yıkımı yaşamış, evler, hanümanlar harap olmuş, iş yerleri mahvı perişan olarak yerle bir olmuştur.

     Tabii ki,insanmız, kollarını sıvayarak, yardıma koşmuş, yıkıntılar arasından ölü, yaralı çıkarırken, günlerce aç susuz kalmış insanlara kol kanat germiştir. 
                                                                                                                                                                                                              
       İnsanımız                                                                                                                                                                                                                                                                                         ı                                                                                                                                                                  bunu yaparak sadece Allah rızası için, insanlık için, yardımsever ruhuyla yapmıştır,.Ama, gördük ki, kimi hokkabazlar da, bir menfaat için,bir aferin almak, daha doğrusu 14 Mayıs oylamasında o insanların oylarını kazanmak, almak için yapmıştır. 

       Ne acı ki, seçimler son bulmuş, insanlar tercihini yapmış, kendi inancına uygun kesimleri iş başına seçmiştir. Ama, ne hazindir ki, ülkemizin Batı mıntıkalarına, Tekirdağ gibi yerlere  yerleşmiş evsiz-barksız insanlarımız oy sebebiyle, politik suçlamalarla evsiz bırakılmışlar, kapı dışarı edilmişlerdir. 

      Yani, ne olacaktı? İnsanlar senin otelinde, senin evinde barınıyor diye, şahsiyetlerini, imanlarını, inançlarını sana mı satacaklardı? Deprem felaketini bu insanlar, bu kitleler isteyerek, bilerek yaşamadılar!.. Bu gün, felaket onlara ise, yarında sizin gibi hödük insanlaradır!.. 

      Politik amaç için gözleri yerinden oynamış, kalplerinde de inanç sistemi olmayan gafiller yapacağını yapmıştır. Dünkü tarihlerde, Ebu Cehil, Ebu Süfyan ve As ibni Vail ve benzeri insanlar, garibanlara kötülük yapıyar, yerlerde sürüm sürüm süründürüyordu. 

      İşte, bunlarda istiyordu ki, Ebu Cehil'lerin yeri boş kalmasın,yerleri küselmesin, onların hünerleri bizatihi yaşatılsın idi!.. Ama, şunu unutmayalım ki, düşüp, kalkmayın bir Allah'tır!.. Dün varlıklı iken,bu gün varlığın yerinde yeller esen insanlar bulunmaktadır. 

     Netice olarak;

     Devletimiz, milletimiz var olsun!.. Binlerce yıl yaşasın!.. Bir daha, böylesi biçarelere muhtaç eylemesin!.. Çadırda yaşasınlar, ekmekler bölünerek yenilsin, ama, bu tür soysuzlara muhtaç olmasınlar!.. 

      Bu tür hokkazlar, öldükten sonra dirilmeye inanmayan, inancı olmayan karın gürültüleridir.  Bu aziz millet evlatları yeniden dirilecek, toparlanacak ama, kat'iyyen soysuzlara, iman teslim alıcılarına fırsat vermeyecektir. 

     Bu millet deprem felaketini isteyerek, arzu ederek kabul etmiş değildir. Tıpkı fizik aleminde ölüpde, metafizik alemde yep yeni bir ruhla dirilen insanlar gibi,insanımız yeniden dirilecek, çalışacak, evlerini yeniden yapacaklar, ama,unutulmasın ki, bu insanlar şerefiyle, imanıyla  yaşayacaklar, hiç bir zaman canı ciğeri beş para etmeyen soysuzlara " eyvallah" etmeyeceklerdir!.. Selam ve dua ile...

      Şerafettin Özdemir