Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

 İSRA YI MİRAC A ÇEVİREN ADAM

  " İSRA"YI " MİRAC"A ÇEVİREN ADAM ABDULMELİK BİN MERVAN VE MESCİD-İ AKSA!.. 

     Dünkü cuma namazında, görevli hoca efendiler, mirac kutlamalarını ilan ettiler!.. Hem de ne duyurmalar!.. Aşk, heyecan, coşku dolu kutlama ilanları!.. 

     Ama, toplum huzurunda denilmez ki diyesin!.. Yapma hocam, kandırma bu kitleleri, cemaatleri ve saf, masum insanları!.. Doğruya gel, doğruyu söyle, hakikati haykır! diyemedim!.. 

     Beytül Makdis'i, Mescid-i Aksa yapan kimdir?

     Maalesef, böylesi güzel anlar, zaman dilimleri bile, güncel politikalara alet edilmiş, miraç, Kudüs, Mekke, Kabe, Mescid-i Aksa, İsra ve Mirac hadisesi sulandırılmış, Emeviyyenin, kral Abdülmelik bin Mervan'ın çıkar aracı yapılmıştır!,, 

       Kral Abdülmelik bin Mervan; Kudüs'ü, Mirac, İsra'yı emellerine alet ederek, insanların hacca gitmesini bile yasaklamıştır! Kral Abdülmelik bin Mervan; haccı, niçin ve neden yasaklamıştır?

     Çünkü, Mekke ve Medine'de o zaman  Abdullah bin Zübeyr halife idi!.. Onun önünü kesmek, insanların Mekke'ye gelerek hac farizalarını yapmalarını engellemek için alternatif bir mekan ve kutsal bir  yer lazım idi!.. 

     Abdülmelik bin Mervan, buna da hal çaresi düşünmüş ve bulmuştu. " Hacer'ül- Esved" yerine Kudüs'te " Hacer-i Muallâk" diye bilenen yer öne çıkarılmıştı. 

     Peki, kimdir kral Abdulmelik bin Mervan?

     " Huzurunda menkıbeler anlatılmasını yasaklayan halife Ömer'in bu tavrının hilafına bu halife menkıbeler uydurmak için heyetler kurduran biri. Başka başka mucizeler uydurulmasında da gayretleri olduğu bilinen Abdulmelik bin Mervan...

     Âdeta İslam inancının dönüştürülmesini sağlamaya çalışmış bu halifenin kimliğinin bilinmesi, yaptıklarının anlamlandırılması bakımından önemli; kim bu adam?

     " Abdulmelik b. Mervan'ın babası Mervan, Hz. Osman'ın başdanışmanı ve kâtibi idi. Bu göreve getirilmeden önce Taif'te sürgün hayatı yaşıyordu. Zira Mervan'ın babası Hakem'i Rasulullah Taif'e sürgün etmişti. 

     Mekke'nin fethinde Peygamberimize suikast düzenlemeyi düşünmüş, bunu başaramamış, kerhen Müslüman olmuş, hanesini gözetlediği için Hz. Peygamber tarafından Taif'e sürülmüştü.

     Hakem, Hz. Osman'ın amcasıydı. Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer dönemlerinde, Hakem ve ailesinin sürgün kararını kaldırması için mükerrer müracaatları geri çevrilmişti."

      Halife Osman bu sürgünü kaldırdığı gibi Mervan'ı da baş danışman yapıyordu. Abdulmelik'in babası Mervan, Şam'da iktidarı ele geçirdiğinde , Şam hariç her yerinde hâkimiyet Hz. Ömer'in torunu Abdullah b. Zübeyr'deydi. Abdullah b. Zübeyr, tüm İslam topraklarını Mekke'den yönetiyordu. Bu durum 9 yıl devam etti.

     Abdülmelik, Mekke'deki halife İbni Zübeyr'e karşı hâkimiyet alanını genişletmek için hâkimiyeti altındaki topraklardan hacca gitmeyi yasaklamıştı. Peygamberimiz zamanında 50 yıldan fazla zaman geçmiş ve bu halife Kudüs'te Mescid-i Aksa'yı yaptırmıştı.

     Ve sonunda Müslümanlara; " Mescid-i Haram yerine Mescid-i Aksa'ya gidebilirsiniz. Nebi'nin üzerine basıp miraca yükseldiği taşı Kâbe olarak kabul edebilirsiniz." diyecekti. 

     Kaynaklarda şunlar anlatılıyor:

     İslâm mimarisinde bilinen ilk kubbeli eserlerden olan Kubbet-üs Sahra, ( Hz. Ömer Camii) Emevi Halifesi Abdülmelik devrinde 687-691 yılları arasında inşa edilmiştir. Tarihçi Yakubî ve diğer bazı kaynaklar, Kubbetüs-Sahra'nın Kral Abdülmelik'in Müslümanların Hac için Mekke yerine Kudüs'e gitmesi için yaptırdığını söylerler.

     Emevilere karşı ayaklanan Abdullah b. Zübeyr, Mekke ve Medine'nin yönetimini 15 sene elinde tutmuştur. Mekke ve Medine Abdullah'ın hilafeti altında yönetildiği bu yıllarda Emevi kralları hacca giden Müslümanların Abdullah'a biat edip, siyasi rakibi tarafına geçmelerinden korkuyorlardı.

     Hacıların Mekke'ye gitmemesi için Kudüs'ü Mekke'ye alternatif olarak düşündüler. " Hacer'ül-Esved" yerine " Hacer-i Muallâk" ön palana çıkarıldı. Güya bu " Asılı Taş" Peygamberimiz göğe çıkarken, peşinden gelmeye kalkışmış! Bu yüzden havada asılı kalmış. Tabii ki herkesin de bildiği gibi böyle asılı bir taş yok." ( Sufinin Dini, Dr. H. Kalyoncu, sayfa 157-157)

     Sonuç olarak;

     Şu günlerde, miraç kutlamaları için hazırlıklar yapılmaktadır. Ancak, tarihi hakikatleri, Kur'anî verileri, Nebevi halleri açık açık bu millet evlatlarına söyleme zamanı gelmiştir ve geçmektedir. 

     Örneğin, "elli vakit namaz" uydurması, "Bakara'nın son ayetleri"nin miraç hediyesi olmayıp, bu ayetlerin hicretten sonra Medine'de nazil olduğunu insanımıza bildirmemiz gerekmektedir. 

     Daha bunlara benzer, bir hayli uydurma haber vardır ki, hocalar cemaatlere bildirmese bile, cemaatler, kendi imkanları ile, kendi gayretleri ile  okuyup; araştırıp, tetkik ederek doğruyu bulmaktadırlar!..

      Kandil gecelerinde mevlid okumanın iflas ettiği gibi, miraç uydurmaları da artık iflasın eşiğine geldiğini göstermektedir. Bu defa tabii ki, önümüze düşen hocalara, "dinlenilmez", "güvenilmez", sözlerinin batıl ve hurafi olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu konularda yazılarım devam edecektir.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın