İMRAN KILIÇ HOCA; RUHUN ŞAD, MAKAMIN CENNET OLSUN!..
Malum olduğu üzere, vahye göre " ölüm" yaşamış olduğumuz dünyadan kopmak değil, hakikatten kopmaktır. Her insan, her canlı dünyada ömrünü tamamlayarak. ölecek yer yüzyüzünde yaşaması son bulacaktır.
Dolayısıyla, 19.11.2021 cuma günü birinci merasimi Türkiye Büyük Meclis binasının önünde tamamlanmış olan merhum Müftü, Milletvekili hocamız İmran Kılıç, K.Maraş Abdülhamid Camiinde ikinci defa cenaze namazı kılınarak. köyü Cüceli'de toprağa verilmiştir.
Hocamız, herkes tarafından sevilen, sayılan ve saygı duyulan bir insandı. Hiç bir kimse kendisinden incinmemiş, kendisi de tartışma aleminin orta yerinde yaşadığı halde hiç bir kimseyi incitmemiş, tertemiz, berrak, nezih, iftihar edilecek bir halde Hakka tevdi edilmiştir. Ruhu şad, mekan ve makamı cennet olsun!..
İmran hoca ile, on ay birlikte çalıştım. Dirayeti, titizliği, terbiyesi, olğunluğu ile takdir edilecek ve edilmekte olan bir Diyanet adamı idi.. Bendeniz, Yurt dışı görevime ayrılırken, geniş bir din görevlisi kitlesi ile, beni yolcu etmesi, uğurlaması beni ziyadesi ile memnun ve mesrur etmiştir.
Hakikaten, İmran hoca, gerek İlçe Müftülükleri, gerekse İl Müftülüğü yapmış olduğu dönemde, imkan nisbetinde, İslam'ın gür sesi ve soluğu, sedası olmaya gayret etmiştir.
İki devre parlamanterlik görevinde de, nizam ve intizamını bozmamış, hayat ve ahiret makamına yükselirken de tam bir mümin olarak, fani aleme veda etmiş, sevenlerinin omuzları üzerinde uhrevi alem yolculuğuna çıkmıştır.
Madem ki,. ömür, önü belli sonu belirsiz bir zaman diliminin adı olduğuna göre, hocamız, insanların sahitliğine binaen kabir kapısına, ahiret yolculuğuna tertemiz bir şekilde çıkmıştır.
Bilindiği üzere, insanlar, fani dühnyada ne kadar uzun yaşarlarsa yaşasınlar, o kadar şey öğrenirler ve imtihanları kolaylaşmış. Yeter ki, yaşadıkları zaman dilimini samimiyetle, mümince değerlendirmek istesinler. Böylesi bir dünya aleminde mü'iminler samimi oldukça. Allah onlara bilmediklerini öğretip, iyi bir öğrenci, mümtaz bir kul olmalarını sağlayacaktır.
Dolayısıyla, İmran hocamız, gerek Müftülük yapmış olduğu yıllarda, gerekse milletvekilliği yıllarında hiç bir şahsi, bencil, gereksiz polemiklere girmemiş, duruşu ile, terbiyesi ile, edebi ile, geride güzel bir iz bırakarak ahiret yolculuğuna çıkmıştır.
İmran hocanın, böylesi bir vakur duruşu, efendiliği zannedilmesin ki, korkak, çekingen, ürkek bir sima, bir şahsiyet olmadığını , 15 Temmuz Fetö kalkışmasında, Türkiye Büyük Büyük Millet Meclisini o gece terketmemiş, yalnız başına da olsa " ben buradayım, daha ölmedim" gür ve yiğitce sadasını hainlere haykırmıştır.
Hocamız, bilidiğim kadarıyla, şahit olduğum kadar kul hakkına riayet etmiş, dünya hırsı adına görev yaptığı sürece, her gittiği yerden helalleşerek, helallik dileyerek ayrılmasını bilmiştir.
Netice olarak;
İmran hocamız, İslam tarihini iyi bellemiş, ezber etmiş, kendisi de nefsini bu yolda eğitmesini, bu yolda yürümesini bilmiş muvahhid bir İslam davası eri olarak bu fani alemden uhrevi aleme hicret etmiştir.
Hatırlıyorum ki, beraber Afşin Müftülüğünde görev yaparken, bizleri,köyü Cüceli'ye davet etmiş. merhum babası ile, yakınları ile, köyü ile tanıştırmıştı.
Cüceli insanları, tıpkı kendisi gibi, tam bir Selçuklu, Osmanlı neferi gibi geleneklerini, adetlerini, bozulmamış İslam ahlakını yaşayan bir yerleşim birimidir.
İşte, bu sebepledir ki İmran hoca, naaşının köyüne defnedilmesini, K.Maraş'ın minarelerini temaşa eden bir tepeden bakmayı, nazar etmeyi yeğlemiştir.
İmran hoca, K.Maraş merkezinde, İlçelerinde tertip edilen güreş festivallerine katılmış. güreşen gençleri elleri parlarcasına alkışlamış, tıpkı kendisi güreşiyor gibi his ve heyecan duymuştur.
Son sözler olarak, İmran hocamızı rahmetle anar, makamının cennet, komşularının Rasulullah (sav) ve sahabe-i kiram olmasını niyaz ederim. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın