Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

İDEAL DAVA ADAMI NASIL OLMALIDIR?

" Muhammed Allah'ın elçisi'dir ve onun safında olanlar, hakkı inkâr edenlere karşı kararlı ve ödünsüz, birbirlerine karşı ise çok merhametlidirler. Onları hep rüku ve secde halinde Allah'ın kerem ve rızasını ararken görürsün; onların nişanları yüzlerindeki secde izleridir. Bu onların Tevrat'taki temsilidir. Bir de onların İncil'deki temsili var. Onlar filiz vermiş tohum gibidir; derken ( Allah) o filizi güçlendirir ve kalınlaştırır ki kökü üzerine dimdik dursun da üreticiyi sevindirsin. Böylece O, hakkı inkâr edenleri de kinlerine mahkûm etmiş olur. ( Ne ki) Allah onlardan iman eden ve ıslah edici eylemler ortaya koyanlara sınırsız bir bağış ve büyük bir ödül vaad etmiştir." ( Fetih sûresi, âyet 29 )

Bu ayeti kerime de, ideal bir dava adamı için çok güzel, muhteşem, açık açık açıklamalar bulunmaktadır. İşte, ideal dava adamları hayatlarını, yaşamlarını, ailevi hallerini, toplum içindeki yerlerini, düşüncelerini, fikri yapılarını buna göre düzenlerler ise, işte, ben, onların gözlerinden ve ellerinden öpmek istiyorum:

" Muhammed Allah'ın elçisidir. O yüce zatın safında, izinde yürüyenlerde elçinin elçileridir. Onun içindir ki, Muhammedi risaletin bütün ümmeti Muhammad'e miras kaldığı, İslam ümmetinin diğer ümmetlerin hidayet ' elçisi' olduğu anlaşılır.

Yani, ideal dava adamının; namazda veya Allah'a karşı boyun eğmiş ve O'na teslim olmuş bir halde. Rüku ve secdenin temsil ettiği hali içe sindirmiş olarak... Öyleyse, ayette zikredilen, secde izi nedir?

Secde izinden maksat, müminin alnında oluşan " nasır" değil, " kişiliği, tavrı, duruşu, ahlâkı ve seciyesidir. Hatta, buna yakın ifadeler Tevrat ve İncil'de de beyan edilmektedir. Onun içindir ki,

Suriye'yi fethetmek için oraya girenler için İmam Malik'in müthiş bir tesbiti bulunmaktadır. Fetih için Suriye'ye giren sahabeyi gören bölge Hristiyanları, " Bu insanlarda, İsa'nın havarilerinden ve onlara ilişkin haberlerden daha değerli bir şeyler var" derler ve teslim olurlar.

Bu noktadan hareketle, sorumuza cevap verecek olursak, " İdeal dava adamı nasıl olmalıdır?" sorusuna!.. İdeal dava adamı; her şeyden önce Allah'a ve Resulü(ne şeksiz, şüphesiz, kalbi olarak inanan insandır. Hakkı inkar edenlere de karşı kararlı, tavizsiz, birbirlerine karşı da çok çok merhametli insanlardır.

İdeal dava adamını, sürekli rükuda ve secde halinde Allah'ın kerem ve rızasını ararken görürsün, onların nişanları, alınlarında nasır bağlamış çizgiler, izler değil, mümince kişilik, hal ve tavırları, duruşları, yüksek ahlakları ve karakterleridir.

İdeal dava adamını, sabah namazlarında görürsün, Yatsı namazlarında duruşlarına, vakarlarına şahit olursun. Şu ayette ifade edildiği gibi:

" Ve işte ( Allah'tan aldığım uyarı): İmanda sebat eden, o imanla uyumlu ıslah edici davranışlarda bulunan kimseleri sınırsız bir bağış ve tarifsiz güzellikte bir rızık beklemektedir." ( Hacc sûresi, âyet 50 )

Dava adamları; her an Kur'an'la hem dem olan, onun emirlerini baş tacı eden ve iliklerine kadar yaşayan insandır. Haramlarını haram, helallerini helal bilen, israftan, cimrilikten, nekeslikten kaçınan kahramandır.

İdeal dava adamının kütüphanesi, lebalep doludur. Envai çeşit Kur'an tefsirleri, mealleri, siyer, akaid, iman bahislerini içeren eserler, dinler tarihi, milletler tarihi, Osmanlı, Selçuklu, ve Türkiye'de iz bırakanların hayatlarını içeren eserler!..

İdeal dava adamının gecesi gündüz, gündüzü yaşayacak kadar, sevk ve sefa sürecek kadar zamanını bilmemektedir. Kalbi yufka, gönlü engin, acıması berrak, merhameti, tüm insanlığı, ezilmişi, ezileni, zulüm göreni kucaklayacak kadar dolu doludur.

İşte, böylesi bir dava adamı, nerede bir fakir görse, gariple karşılaşmış bulunsa, dilenene tesadüf etse, yaşlıları tanısa onun kalbi duyguları harekete geçmiş göz yaşları biteviye yaş döken pınar gibidir.

Netice olarak,

İşte, ideal dava adamı böyle bir adamdır. Hem de ne adam!.. Düşünen, tefekkür eden, tezekkürde bulunan, ama, her şeyi gökleri, yıldızları, ayı, güneşi, tüm semavatı, dağları, ovaları, nehirleri, tepeleri, bayırları, çizgi çizgi aşılan yolları düşünen bir ayet insanıdır.

İşte, böylesi bir adam, Kur'an'ı anlayarak okur, anladıklarını insanlığa yansıtmaya çalışır, kendisi yaşadığı gibi, ailesini, yakınlarını ve arkadaşlarını da bilinç sahibi kılmaya çalışır.

Onun rükusu uzun, kıyamı , secdeleri kalkmamacasına uzatır. Ubudiyette selamları, hem meleklere yönelik, hem de insanlığı kuşatacak kadar anlamlıdır.

Duaları, göz yaşları ile süslenir, kalbi dilhun olurcasına tüm insanlığın İslam!.. İslam! diye şakılamasını ister. Onun ufku, Saadet asrına yöneliktir. Hz. Ebu Bekir gibi, Hz. Ömer gibi, Hz. Ebu Zerr Gifari ve benzeri yiğitler gibi olsun ister.. Rabbim!.. Böylesi, ideal dava adamlarının sayısını çoğaltsın!.. Selam ve dua ile..

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın