Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

GÖRÜLEN RÜYA İLE AMEL EDİLİR Mİ?.

   " Onları salât'a çağırdığınız zaman, onu hafife alırlar ve oyun ederler. Bu, onların kafalarını kullanmayan bir topluluk olduğunu göstermektedir." ( Mâide sûresi, âyet 58 ) 

    " " Onlar" dan kasıt, birlikte düşünülmesi gereken bir önceki âyette geçen Hristiyanlar, Yahudiler ve müşrikler ise, onların namaza nasıl çağrıldıkları meraka değer. 

     Eğer ibareyi böyle anlarsak şu soruyu sormak mukadder olur. Kur'an namaz çağrısının Müslüman olmayanları da kapsadığını mı söylüyor? Evet dersek, bu namazın müstesna konumuna ve kişinin dinini belirleyecek ' sütun' işlevine bir vurgu olur. 

     Fakat böyle bir anlama Müslüman olmayanı namazla mükellef kılma anlamına gelir ki, bu sorunludur. Hayır derse, o zaman buradaki salât'ın " namaz" dışında bir anlama geldiğini kabul etmemiz gerekecektir. 

     Öyle görünüyor ki, buradaki salât en genel anlamıyla " Allah'a destek ve kulluk" manasına gelmektedir. Bir önceki âyetle birlikte düşünüldüğünde, namazı hafife almak demeye geldiği sonucuna varılabilir." ( Kur'an Meali) 

     Aziz Kur'an'da, Hz. İbrahim ve Hz. Yusuf peygamberlerin rüyalarıyla amel ettikleri bizlere haber verilmektedir. Rasulullah (sav) Mekke'nin fethini rüyasında görmüş ve bu rüyası hakikat olmuştur. Ayrıca, yine bu gün  gürül gürül okunmakta olan  Ezanın metni sahabe-i kiram tarafından rüyada görülerek kabul edilmişti. 

     Ama, ne hazindir ki;

     Günümüz dünyasında, İstanbul sokaklarında, ezandan rahatsız, müzdarip olan nesiller, ne idüğü belirsiz " ezan düşmanları" türemiştir. Böylesi soytarılar istiyor ki, minarelerde " ezanlar okunmasın", sokaklarda, bunların çıngıraklı veya baykuş sesleri duyulsun!.. 

     Ama, unutulmamalıdır ki, 15 asırdır okunmakta olan ezanı Muhammedî, bundan sonrada ilelebed okunacak, o cıfıtların arı vızıltıları mesabesindeki cılız sesleri tesir etmeyecektir. 

     Gelelim sorumuz olan Rüya ile amel edelir mi? mes'elesine!.. 


     Görmüş olduğumuz rüyanın mahiyeti, ne olduğu hakkında düşünürler, bilginler, bilim adamları tam bir neticeye varamamışlar, bundan sonra da varılacağını zannetmiyorum. Yani, uykuya varmış olduğumuz an, ruhumuz bir taraflara mı gider? Şayet gidiyorsa, gitmiş olduğu yer neresidir?  Âlem-i misal midir, mana alemi midir, yoksa ruhlar alemi midir? Kimsecikler tam olarak bilememektedir. 

     Görülen rüya ile amel edilir mi? 

     Maalesef, bir kısım şeyhler, pirler, müridanı kandırmak bahanesiyle , rüyalarında Allah'tan emir aldıklarını söylemektedirler. Oysa, Rasulullah (sav): " Uyanıncaya kadar uyuyan kişiden sorumluluk kalkar." buyurmasına binaen, böylesi ermiş (!) geçinen, kendilerini böylece poh pohlayan kimselerin görmüş oldukları rüyaları ne anlam ifade eder ki?

     İnsanların görmüş oldukları rüyaları, bir başkasını ilgilendirmediğine göre, kişi kendisinin görmüş olduğu rüya ile bile amel etmesi mümkün değildir.  Dolayısıyla, hiç bir kimse peygamber olmadığına göre, masumda değildir.  Yani, manevi olarak murakabe altında da değildir.  Demek ki, kişinin görmüş olduğu rüya ile amel etmesi, ona bağlanması delil kabul edilemez. 

     Onun içindir ki, günümüz Türkiye'sin de ortalıkda dolaşan şeyh artıklarının, müridan çömezlerinin görmüş oldukları rüyaları, kendilerini bile bağlamadığına göre, sair insanları da hiç ilgilendirmemektedir. 

       Çünkü, rüyayı aklın önüne geçirmek, aklı ötelemek doğru değildir. Öyle olsaydı, Rasulullah (sav) vefatından  sonra kimin halife  olacağını rüya ile bildirir, onun yerine geçmesini, halife olmasını tavsiye ederdi. 

     Böyle olmadığına göre, Hz. Ebu Bekir (ra), Hz. Ömer'in tavsiyesi ve halkında seçmesiyle olmuştur. Demek ki, halife seçiminde rüya söz konusu değildir. Aslında, günümüz Türkiye'sinde, görülen rüyalar, maddeye dayalı, insanları sömürmeye, kandırmaya yönelik yalan hilelerdir. 

     Netice olarak;

     Günün Müslümanlarının, akıllarını kullanarak, bilgilerinin ışığında hareket  etmeleri,  yön ve yöntemlerini, Kur'anî çalışmalar ışığında belirlemeleri  gerekmektedir.  Çünkü,

     Çağımız, rüyaya yatmak, rüya beklemek veya görülen hayal dolu şeylerle amel etme dönemi değildir. Gerçek bir alemde yaşadığımıza binaen, ayaklarımız efsunlu, tıılsımlı, muskalı şeylerle tüketilmemelidir. 

       Nice insanımız bulunmaktadır ki, her an, her dem mes'eleyi istihareye yatmakta görmektedir. Oysa ki, dönem istihare olmayıp, Müslümanlar birbirlerine danışarak, birleşerek, akıl ve fikir birliği yaparak ilerlemeye bakmalıdırlar. 

       Rüya aleminde, her çeşit iyi veya çirkin işler görülmektedir. Bunları gören kimsenin, bunlarla beynini, fikrini ve zikrini yorması boşa zaman kaybı olacaktır. Rüya, her gün, her dem görüldüğüne binaen, rüyaların peşine takılmak, rüya kovalamak, akıl sahibi kimselerin işi olmamalıdır.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir 

Facebook Yorum

Yorum Yazın