BATIL İNANÇ VE HURAFELER!..
" De ki: " Allah'tan başka göklerde olsun hiç kimse gaybı bilemez." ( Neml sûresi, âyet 65)
Konumuz oldukça ciddi ve topluk katmanlarını ilgilendiren, meşgul eden, zaman zaman iinsanların feleğini şaşırtan bir konu olan Batıl, inanç ve hurafelerden bahsedeceğim!.
Çünkü, batıl. inanç ve hurafeler İslam'da bulunmamaktadır. . Her nasılsa, bir takım yollarsa, sebeplerle, vesilelerle sonradan dine sokulan ve hakikaten din ve inançmış gibi inanılan söz, davranış, fiil ve davranışların tamamına bid'at ve hurafe denmektedir.
Halbu ki, yüce İslam; sadeece Yüce Rabbimize kulluk etmeyi, O'na inanıp güvenmeyi ve yalnız O'ndan yardım talep etmeyi ister.
Bununla birlikte, bütün batıl inanç, feelsefi görüş, düşünce ve yorumları, uyduruk şeyleri kabul etmez. Batılm ve hurafi şeylerin insanların bilgisizliğinden, İslam'ı bilmediklerinden ve çaresizlikten dolayı meydana gelmiş olduğu, yaşandığı, zaman ve zemin bulduğunda yayıldıı, saçma, sapan şeylerin tamamı bir'at ve hurafe şeylerdir. .
Örneğin, gelecekten haber alma, haber verme gibi insanların zihin dünyalarını mahvı perişan eden hususlar tamamen din dışı var sayımlardır. Hiç bir kimise kalkıpta, " yarın şu olacaktır, şu olmayacaktır" diye bir kehanette bulunamaz.
Çünkü, gelecekten haber verme, haber alma iişi nübüvvet kapısının dışında olup, tamamen Allah indinde olan bir emri ilahi düşüncesidir.
...
[İleti kısaltıldı] Tüm iletiyi görüntüle
Serafettin Ozdemir <serafettinozdemirhorst@hotmail.com>
00:02 (10 saat önce)
Alıcı: ben
BATIL İNANÇ VE HURAFELER!..
" De ki: " Allah'tan başka göklerde olsun hiç kimse gaybı bilemez." ( Neml sûresi, âyet 65)
Konumuz oldukça ciddi ve topluluk katmanlarını ilgilendiren, meşgul eden, zaman zaman insanların feleğini şaşırtan bir konu olan Batıl, inanç ve hurafelerden bahsedeceğim!.
Çünkü, batıl. inanç ve hurafeler İslam'da bulunmamaktadır. . Her nasılsa, bir takım yollarla, sebeplerle, vesilelerle sonradan dine sokulan ve hakikaten din ve inançmış gibi inanılan söz, davranış, fiil ve davranışların tamamına bid'at ve hurafe denmektedir.
Halbu ki, yüce İslam; sadece Yüce Rabbimize kulluk etmeyi, O'na inanıp güvenmeyi ve yalnız O'ndan yardım talep etmeyi ister.
Bununla birlikte, bütün batıl inanç, felsefi görüş, düşünce ve yorumları, uyduruk şeyleri kabul etmez. Batıl ve hurafi şeylerin insanların bilgisizliğinden, İslam'ı bilmediklerinden ve çaresizlikten dolayı meydana gelmiş olduğu, yaşandığı, zaman ve zemin bulduğunda yayıldı, saçma, sapan şeylerin tamamı bid'at ve hurafe şeylerdir. .
Örneğin, gelecekten haber alma, haber verme gibi insanların zihin dünyalarını mahvı perişan eden hususlar tamamen din dışı var sayımlardır. Hiç bir kimse kalkıpta, " yarın şu olacaktır, şu olmayacaktır" diye bir kehanette bulunamaz.
Çünkü, gelecekten haber verme, haber alma işi nübüvvet kapısının dışında olup, tamamen Allah indinde olan bir emri ilahi düşüncesidir. Bu kapıyı zorlamak, "açtım" veya "açacağım" demek insanları kandırmaktan başka bir şey değildir.
Kısmet açma, baht açma, düğüm çözme işleri de tamamen Kur'an'a mugayir davranışlardır. Şuurlu Müslümanların bu tür temelsiz inançlarla meşgul olması hurafedir ve batıl bir inançtır.
Doktora tedavi olmayı bırakarak, şifayı şıhda, müridde aramak, okutmak, üfürmek, muska yazdırmak, tılsımcılıktır yanlıştır ve batıldır. İslam'da bu tür sapkın düşüncenin yeri bulunmamaktadır.
Gayıbtan haber almak, haber duymak maksadıyla bir kısım şarlatanların kapısını çalmakta beyhude işler ve amellerdir,.Zaten böyle olsaydı, cinciler, üfürükçüler, gayıptan haber verenler yer altlarındaki defineleri çar çabuk bularak zengin olmuş olurlardı.
Hani, toplum nezdinde ! fala baktırma, falsızda kalma" çirkinliği göze çarpmaktadır. Her akıllı, düşünceli Müslüman kişi bu tür zevzeklikleri bir taraf ederek aklıyla, düşüncesiyle yaşamak zorundadır.
Müslüman odur ki, her işde tedbirini almış olarak, takdiri Allah'a bırakacaktır.
Netice olarak;
Günümüz dünyasında alemi İslam'ın çeliştiği, çekingenliği, perişanlığı burada yatmaktadır. Allah'ın yaratması dururken, şıhtan, müridan kimseden, gavstan, kutuptan istimdat beklemek başlı başına bir oyalamadır, İslam inancında bunların kaynağı bulunmamaktadır.
Yani, her akıllı Müslüman kimse, aklıyla, düşüncesiyle, bilgisiyle, araştırmasıyla hareket ederek doğru bildiği şeylere bizzat kendisi karar vermelidir.
Ne acı ki, alemi İslam'ın geriliği, perişanlığı bu tür zavallıca eylemlerden ileri gelmektedir. Bu konuda, merhum Akif üstadı yakinen takip etmeli, onun safahat isimli müthiş eserinden istifade edilmelidir.
Son sözler olarak, şu hususları arzetmeden mevzuyu sona erdirmeyeceğim!..21 nci asrın Müslümanı, aklıyla, aziz Kur'anî bilgilerle hareket etmeli, çözümsüz görünen çözümsüzlükleri böylelikle çözmelidir.
Her tür hurafi eylem ve amellerden uzak durarak, karşı çıkarak tavrını belli etmeli, bid'atın yayılmasına fırsat verilmemelidir!..Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın