Başkan Erbaş'a Yapılan Linç kampanyası
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI PROF.DR. ALİ ERBAŞ'A YAPILAN LİNÇ KAMPANYASI !..
Sayın Ali Erbaş hocamız, bir kurumun, hem de, ülkemizde din adına, İslam adına yola çıkmış, faydalı olan bir kurumun başkanıdır.
Her insanın yaşadığı gibi, hasta olduğu veya ahirete göç ettiği gibi, Profesör Ali Erbaş hocamızda, günümüzde insanlığı mahvı perişan etmekte olan " Corona Virüs" illetine yakalanmış, maruz kalmıştır.
Aslında, hocamıza karşı linç kampanyasına katılan zümre, kişiler ve ne idüğü belirsiz kimseler, pekde iyi niyetli, samimi, Müslümanlar değildir.
Sanırım, Diyanet İşlerine hasım, sevmeyen, nefret eden kimselerdir. Nefretlerinin gereği olarak, sayın başkanın hastalığına ağır sözler sarfetmekteler, ilginç ve ağır ithamlarda bulunmaktadırlar.
Halbu ki, bu hücumlar, ağır sözler, linç kampanyası sayın hocamızın şahsına olmayıp, Diyanet makamına karşı yapılan edepsizlik, terbiyesizlik ve hamlıktır.
Tabii ki, Diyanet'e hasım olan grupların, kimselerin kimliklerini, hangi zümreden olduklarını milletimiz daha geniş şekilde bilmektedir.
Zaten, hücum edenler kişi ve gruplar, iyi niyetli, vatansevver insanlar olmuş olsaydı, bir kere her gün arkalarında namaz kılmış oldukları Diyanet personeli hoca efendilerin Reislerinin corona virüse yakalanmasını bahane ederek saldırmaları mümkün olmazdı.
Yok efendim başkan lüks otoya biniyormuş, yok lüks yaşıyormuş, yok makam sahibiymiş vesaire gibi sudan bahaneler ve sözlerdir.
Onlara, şunları tavsiye ediyorum: Hangi Diyanet İşleri Başkanı olursa olsun, atanmışlar, hakkıyla görevlerini ifa ederek görevlerinden ayrılmışlardır.
Hırsızlık yapmamışlar, namus söz konusu değil,devlet düşmanlığı yoktur, elbetteki, Feto'ya karşı duruşları ortadadır. Sahte dini yapılanmalara karşı dim dik durması bu cemaatlerin işlerine gelmemektedir.
" İt ürür, kervan yürür" misali, bu din himeti kervanı yoluna devam edecek, kıskananlar, çekemeyenler hop oturup hop kalksalarda, eğilmeden, onlara prim vermeden, hizmette kusur işlemiyeceklerdir.
Bir kere, ayıptır, çirkinliktir, biçareliktir, zavallılıktır Başkana saldırmak, ileri geri konuşmak. Elbetteki, sayın Başkanda; etten, kemikten müteşekkil bin insandır. Birileri gibi " Pensilvanya'da ilahlığını ilan etmiş" veya " ülkemizde " yarı tanrılar" gibi insanları kurtarma, cennete kavuşturma yolunda hiç değildir.
Maalesef, Başkanlığı kıskananlar, hasedlenenler, Başkanlığın nezdinde Başkana olmadık sözler sarfediyorlar.. Başkanın " corona virüs"e yakalanması , tedavi olması, istirahatta bulunması hiç de ayıplanacak bir husus değildir.
Bu gün başkan hastalanır, yarınlarda da belkide ileri-geri konuşanlar söz konusu hastalığa yakalanıp, Müslümanlardan dua bekleyeceklerdir.
Netice olarak;
Diyanet İşleri Başkanlığı ve başkanları, 97 yıldan bu yana, güçleri nisbetinde millete hizmet etmişler, bundan sonra da hizmet etmeye devam edeceklerdir.
Yani, Başkanlar; bir lokma, bir hırkayamı talim edecvekler, Başkanlığa atla deve ilemi gelip gideceklerdi. Şartlar neyi gerektiriyorsa, o yapılmakta, şunun bunun, bir kısım kendini bilmezlerin çirkin söz ve dedi koduları ile hareket edilecek değildir.
Diğer taraftan, böylesi dedi kodular yeni de değildir. Aynı dedi kodular, eski başkan Mehmet Görmek hocaya da yapılmış, Ali Bardakoğluna'da yapılmış, tüm başkanların aleyhine konuşmalar olmuştur.
Ne yapalım yani; birileri konuşuyor diye çağın imkanlarından yararlanılmasın mı? Buyurun öyleyse, lüks uçaklarla hacca gideceğinize, atlarla, deve kervanlarıyla gidiniz.
Başkanlık, yüz bini aşkın görevlisi beraber hizmetleri yürütmekte, hizmetin kervanı aksamadan yoluna devam etmektedir. Ne yapalım? Yukarıdaki sözü tekrar edelim: " İt ürür, kervan yürür" demekten başka söz bulamıyorum..
Sayın Ali Erbaş hocamıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz. Bir an önce hizmetiniedönmesi için duadayız, niyazdayız.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın