Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

AFŞİN ASHAB-I KEHF MAKAMINDA MANEVİ DİRİLİŞİMİZ!..

" O gençler mağaraya sığındılar: " Rabbimiz, bize katından bir rahmet ve bize şu işimizden bir çıkış yolu hazırla!" dediler." ( Kehf sûresi, âyet 10)

" Güneşi görürsün , doğduğu zaman mağaralarından sağa doğru eğiliyor, battığı zaman da sola doğru onları makaslayıp geçiyor ve onlar, mağaranın , geniş bir açıklığı içindedirler. Bu, Allah'ın âyetlerindendir. Allah, kimi doğru yola iletirse o, yolu bulmuştur; kimi de sapıklıkta bırakırsa, artık onun için yol gösteren bir dost bulamazsın." ( Kehf sûresi, âyet 17)

" Yine onları dirilttik ki birbirlerine sorsunlar; İçlerinden biri: " İçlerinden biri: " Ne kadar kaldınız?" dedi. " Bir gün, ya da daha az" dediler. " Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir , dediler, birinizi şu gümüş para ile şehre gönderin, baksın, hangi yiyecek daha temiz , güzel ise ondan size azık getirisin; fakat çok dikkatli davransın, bakın sizi birisine sezdirmesin." ( Kehf sûresi, âyet 19)

Bu ayeti kerime meallerinden sonra, konu ile ilgili şu gerçekleri dile getirmek istiyorum:

Tarihi verilere göre, Milattan sonra 284-305 yılları arasında hüküm süren Roma İmparatoru Dakyanus'un , hristiyanlara çok zulmettiğini , ancak dördüncü asır başlarında hristiyanlığın , Roma devletinin resmî dini olduğunu yazar.

Ashab-ı Kehf erlerinin Rasulullah (sav)'den sorulması:

" Hiç şüphesiz bu olayın da Peygamber (sav)'in ve kendisine inananların yaşantılarıyla yakın benzerliği vardır. Mekke'de mü'minler, tıpkı olaydaki gençler gibi azınlıkta idiler. Peygamber'e inananlar, daha ziyâde gençler idi. Çünkü yaşlılar, saplandıkları şirk geleneğinden kopamıyorlardı. Gençler daha akılcı, yenilikleri kabule daha yatkın olurlar.

Kureyşin çoğunluğu, baskı, işkence yaparak onları imanlarından döndürmeğe çalışıyorlardı. Öldükten sonra dirilme, hesâp verme , âhiret cezası gibi konular, Peygamber'le müşrikler arasında en önemli anlaşmazlık konuları idi.

İşte bu olay, , ezilen mü'minleri Allah'ın kurtaracağına ve öldükten sonra dirilmeğe canlı bir örnek oluşturmaktadır. 21 nci âyette anlatıldığı üzere gençlerin, uzun süre uyuduktan sonra uyanmaları, öldükten sonra dirilmenin bir örneği olarak gösterilir.

Kıssa arasında geçen ve Peygamber'e: " Hiç bir şeyi yarın yapacağım" dememesini, her şeyi Allah'ın dilemesine bağlamasını ve unuttuğu zaman Allah'ı anmasını emreden 23-24 âyetlerin, ilk anda kıssa ile ilgisi sezilmemektedir. Ancak bu konudaki rivayetler, bu âyetlerin, kıssa ile ilgisini ortaya çıkarır. " Kur'an Tefsiri, C3, say. 1574, S. Ateş)

Rasulullah (sav)'e sorulan bu üç sorunun birisi ve en önemlisi de Ashab-ı Kehf hakkındaki sorudur. Onun içindir ki, dünyanın orasında, burasında bulunan 33 tane " Ashab-ı ı Kehf " kısası ki, yer yüzünde en mühimi olarak Afşin İlçesinde bulunan Ashab-ı Kehf makamıdır.

Allah'a hamdolsun, milletimiz var olsun ki, böylesi manevi bir nimet, bize şeref sunmakta, zaman zaman makama uğrayarak gönülden, kalben Allah'a yönelerek dua ediyoruz, ellerimizi açıyoruz.

Dolayısıyla, bu makama ne kadar hizmet etmiş olsak az geleecektir. Afşin Gönül Der gençlerini, başkan Hüseyin Bozkurt hocayı alkışlıyorum. Niçin ve neden?

Çünkü, Afşin İlçesinde bulunan makamı ülkemize tanıtmaktalar, her genç hatta Kırmirleriiyle birlikte muhit muhit gezmekte, Afşin Haber Merkezi Müdürü Halil beye kardeşimde bu tarihi vak'ayı basına, yayına hazırlamaktadır. Var olsunlar, sağ olsunlar!.. Ayaklarına taş değmesin İnşaallah!..

Netice ve sonuc olarak;

Miiladi verilere göre üç yüz, Hicri bilgilere göre üç yüz dokuz yıl uyumuş Ashab-ı Kehf gençleri her an sanki aramızda diridir, sanki gönlümüzde yerlerin almışlar, bizlere Ashab-ı Kehf makamından selam vermektedirler. Dolayısıyla,

Ashab-ı Kehf makamına ne kadar eğilirsek eğilelim, ne kadar hizmet için oraya koşarsak koşalım, bu bizim yüz akımız olacak, Afşin insanına şerefyap yapacaktır.

Bölge insanları da, bu çalışmadan memnun, Kayseri, Elbistan, Malatya,. Darende, Gaziantep ve Adana insanlarımı da bu manevi makamdan haz alarak buraya koşmakta, ellerini semaya açarak Allah'a niyaz etmektedirler.

Çünkü, tarihi seyir içersinde bu makama zamanın kralı Muaviye ve benzeri İslam büyüklerii de buraya teşrif ederek, Afşin Ashab-ı Kehf makamını yakından ziyaret ederek müstefid olmuşlardır.

Selçuklu beyleri, Dulkadir oğulları, Osmanlı ecdadımız ve Türkiye Cumhuriyeti bu mükemmel manevi haz alınacak , bendeniz İlçe Müftülüğünde görev yapmış olduğum sıralarda, her gelen Diyanet yetkililerini bu makam getirerek beğenilerini kazanmış geç kaldıkları için üzüntülerine şahit olmuşumdur.

Rabbimiz!.. Hizmet edenlerden razı olsun!.. Ömürlerine ömür, rızıklarına rızık katmış olsun İnşaallah!.Selam ve dua ile...

Şerafettin Özdemir.

Facebook Yorum

Yorum Yazın