Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

AÇIK OY, GİZLİ TASNİF !..

 Sözlerime ve yorumlarıma merhum şair Abdurrahim Karakoç'un sanki günümüzü ilgilendirir gibi bir dörtlüğü ile başlamak istiyorum:

     " Satıcı simsarlar verdi el ele,
        Bölünmez ülkeye girdi azınlık,
       Her yana dal-budak saldı mesele,
       Postunu divana serdi azınlık."        ( A. Karakoç)
                       ...
      Şu günler, yine ortalık toz duman gibidir.. Bilenlerde konuşuyor, bilmeyenlerde... Televizyonlar; ayrı bir alem, her telden çalmaktadır!.. Gazeteler, matbuat değişik ve herkes kendi tutmuş olduğu tarafın lehine görüşler sunmakta, bildirimlerde bulunmaktadır. 

     Aslında, böylesi kaoslar yeni bir durum değil, taa İttihat ve Terakki'den bu yana çalkalanıp gelmektedir. Nedir mes'ele?.. Mes'ele, inanma ve inanmama durumudur!.. 

      Hani İttihatçıların kurucu liderlerinden Abdullah Cevdet zamanında şöyle diyordu: " Bir ikinci medeniyet yoktur, medeniyet Avrupa medeniyetidir." diyordu. 

     İşte, o tarihlerden bu yana, ülkemizde söz konusu bu zihniyetin kavgası, düellosu, sürtüşmesi, çatışması devam ede gelmektedir. 

     Açık oy, gizli tasnif!.. 

     Bizlerden ileri yaşlarda bulunan ağabeylerimiz 1946 yılının 21 Temmuzun da yapılan milletvekili seçimlerini iyi bilirler!.. Yani, CHP'nin 395, DP'nin 66 ve bağımsızların 4 milletvekili çıkardıklarını!.. Ama, mes'ele nasıl olursa olsun anlatmak, izah etmek istediğim mevzu, " Açık oy, gizli tasnif" neticesinde, bu aziz milletin oylarının heba edilmesi, hakkının gasp edilmesidir. 

     Söz konusu zihniyet mensupları, " İttihat ve Terakkie"den bu yana, 1946 yıllarından beri günümüz Türkiye'sinde yaşamış olduğumuz aldatma, hile, oy hırsızlığını alenen bırakacak, " artık temizim", " Düzeldim", " Medeni oldum", " Demokratik teamüllere uyacağım" demeyecektir.

     31 Mart seçimlerinden önce, içimde bir kuşku vardı. " Acaba, Feto denilen Alamut simsarı, bir hinlik, bir saptırma, bir karıştırma işine girecek midir?" diye.. 

     Hakikaten, korktuğum düşündüğüm, şüphelendiğim de başımıza gelmiş oldu. Ülkemizi karıştırmak, insanların moral ve maneviyatlarını bozmak için, o kirli el, taa ABD'den uzandı ve ülkemiz içerisinde kaçamayan, kaçma imkanı bulunmayan soytarıları kandırarak, tertemiz bitirilmesi gereken seçimleri, kirletti, içine pislemiş oldu. 

     Tabii ki, bir kısım muhalefet mensupları bu işten nemalandıkları için,  " cana minnet", " mal bulmuş mağribi" gibi sevinmiş oldular. Sahte seçmenleriyle, sahte sandık görevlileri ile ortamı toz duman etmesini becerdiler.

     Halbu ki, 21 nci çağın insanlarıyız!.. Bu çağda, böylesi işlerde hiç bir alaverenin, dalaverenin yapılmaması gerekirdi. Örneğin, bir Batı ülkesinde yaşamış olduğum için, yakînen görmekte ve müşahade etmekteyim ki, böyle bir hırsızlığın, arsızlığın, kaçıp, kaçırmanın bulunmadığı görülmektedir. 

     Lakin, C-H-P zihniyeti, yıllardan beri seçimle iş başına gelememişler, idareyi ellerine alamamışlar, tabii ki, bu durum karşısında ne yapacaklardı? 1946 yılında yaşandığı gibi " açık oy gizli tasnif" yöntemini devreye sokacaklar veya ihtilalci Kenan Evren'in " Evet-hayır" referandumu gibi yaparak idareyi ele alacaklardır. 

     Maalesef, bu güzel ülkemizde, bir kâbus, bir kaotik hal biter iken, bir diğeri planlanmakta, başlatılmakta ve milleti derinden derine üzüntüye boğmaktadır. Tüm bunları kim, kimler yapmaktadır?

     Elbette, Batı zihniyeti, ABD. bu işlere kolaycacık figüran bulmakta, ülkemizi derinden derine helake sürüklemeye çalışmaktadır. Onun içindir ki, Feto denilen hain, din düşmanı, peygamber hasmı, Kur'an'a muhalif mendebur, bu işlere biçilmiş kolay bir kaftandır. 

      Yukarıda da arzetmiş olduğum gibi, Türkiye'den kaçma, firar etme ortamı bulamayan müridanını devreye sokmakta, ne tür, nasıl karışıtıralacaksa bunların tamamını yaptırmaktadır. 

     Sonuç olarak;

     İttihat ve Terakki zihniyeti, Batı heveslileri boş durmamaktadır. Aziz milletimizi , arkadan vurmak, gelişen, terakki eden, her gün yeni yeni camiler, mescidler, İmam Hatip Mektepleri, İlahiyat Fakülteleri açılan bu güzide memleketi içten içe perişan, mahvetmek için bütün şer odaklarını, " Cenabette gezeriz, sevişiriz de, ezan dinlemeyiz" diye köşe, bucak dolaşan aşüfteleri devreye sokmakta, olmadı, " Gezi parkçılarını" hatırlatarak, tehditler savrulmaktadır.

     Tüm bu menfi cereyanlara karşı, bu aziz millet evlatları teyakkuzda, atik durumda ve uyumamaktadır. Ne kadar şer güçleri var ise, ne kadar eli silahlı, insan azmanları bulunuyor ise, tamamını toplasınlar, askerin, polisin üzerine üzerine göndersinler, sonunda yorulacaklar, " Armut" gibi asker, polis onların tamamını toplayacak, bununla da kalınmayıp, millet fertlerinin balyoz yumruğunu yiyeceklerdir. 

       Hangi seçim olursa olsun, medeni  olarak, insanca, yasalar muvacehesinde yapılmalı, hak eden kim olursa olsun, idareyi ele almalıdır. İster, Binali olsun, isterse İmamoğlu olsun, değişen bir şey yoktur. 

      Rabbim!.. Bu aziz millet evlatlarına şuur, basiret, nezaket ve zerafet lütfetsin!.. Her türlü kırgınlıktan uzak eylesin!.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın