Yasaklı tarikatlar devletle barışıyor
DİYANET HABER- Şeyh Said isyanından sonra her türlü faaliyeti yasaklanan tarikatlar, 15 Temmuz’da darbecilere set olarak devletin yanında yer aldı. Yeni anayasada 91 yıllık yasağı kaldıracak düzenleme bekleyen Tarikatlar, ceza korkusu olmadan zikir yapabilecekleri günleri özlüyorlar.
Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Şeyh Said isyanından sonra her türlü faaliyeti yasaklanan tarikatlar, 15 Temmuz’da darbecilere set olarak devletin yanında yer aldı. Yeni anayasada 91 yıllık yasağı kaldıracak düzenleme bekleyen Tarikatlar, ceza korkusu olmadan zikir yapabilecekleri günleri özlüyorlar.
İSMAİL ZELVİ / İSTANBUL
15 Temmuz darbe girişimi, bugüne kadar halının altına süpürdüğümüz bir yaramızı daha ortaya çıkardı. Şeyh Said isyanıyla her türlü faaliyeti kanunen durdurulan 1980 Anayasasının 174. Maddesi uyarınca açılması dahi teklif edilmesi imkansız hale getirilen tarikatlar yeni anayasada yapılabilecek değişikliklerle özgürce faaliyet gösterebilecekleri günleri bekliyor.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Bölümü öğretim üyesi Süleyman Derin ile, uluslararası Nakşibendilik sempozyumu öncesinde, tarikatları konuştuk. Röportajımızı takdirlerinize sunuyorum.
-Efendim Türklerin Tasavvuf ile tanışmaları nasıl oldu?
-Türk halkı son derece sufi bir millettir. Orta Asya'da Ahmed Yesevi hazretlerinin elinde Müslüman olmuşuz. O günden itibaren, hep tarikatlar, tasavvuf hayatımızda olmuş, Tasavvuf erbabı İslamı öğrettiği için Türklerin islamı çok yumuşak başlıdır. Çok toleranslıdır Allah sevgisi, muhabbetullah, marifetullah esastır. Bizde mesela IŞID da olduğu gibi sert uslup yoktur. Niye yoktur. Şeyh Edebali, Osman Gazi'yi, Akşemseddin Fatih Sultan Mehmed'i , terbiye etmiş. Bizim ecdadımız madde ile manayı beraber götürmüş, tekke ile medreseyi beraber götürmüş o yüzden çok başarılı olmuş. Hem medrese ilimlerini hem maneviyat ilimlerini okutmuşlar ki insanlar katı olmasın, sertlik oluşmasın, denge olsun.Bugün tekkeler kanunen yasak olduğu kontrolde yok . Tabii kanun yasak deyince yasak olmuyor bugün maalesef sağlıksız işleyiş var kontrol yok.
Osmanlı'da tarikatlar nasıl çalışıyordu?
Osmanlıda Meclisi Meşayıh denilen bir kurul vardı. O kurul tekkelerin kaydını tutuyordu. Yani Sivil Toplum Örgütü olarak çalışıyordu. Bu kurula tarikatların şeyhleri üye idi. Kadiri, Nakşi, Cerrahi. Bir tekkeye şeyh seçileceği zaman Meclisi Meşayıh tarafından seçilirdi. Osmanlı döneminde hangi şehirde hangi şeyh var. Aldığı devlet yardımı, mürit sayısı hepsi belli. Bugün yasaklandığı için ancak tahmin edebiliyoruz. Serbestken kontrolü de kolaydı. Bir adam çıksa ben şeyhim dese, elinde belgesi olmasa, icazeti olmasa, bugün kimse çıkıp sen nasıl şeyhsin diyemiyor
DOKTOR YANLIŞI HASTANE KAPATTIRMAZ
Tarikatler ne zaman yasaklandı?
Cumhuriyet döneminde 1925'te tekkeler yasaklandı. Hala Türkiye'de tekkeler ve tarikatlar anayasal olarak yasaktır. Şimdi islamı, İmanı yasaklayabilir misiniz? Nitekim bir ara Ezan da yasaklandı. Namaz ve Oruçla ilgili de resmi kurumlarda yasağa yakın uygulamalar yapıldı. Esi harf dediğimiz Osmanlıca Arap harfleri yasaklandı. Tekkeler de yasaklandı. Yasak olan bir şeyin olan hesabı tutulamıyor..
-Yasak ne getirdi?
Bugün Tıp doktorlarını yasaklasalar, hastaneleri kapatsalar düşünebiliyor musunuz? Fecaati, merdiven altı doktorlar çıkacak, hastalar gidecek bir adam evinde gizli gizli ameliyat yapacak. İnşallah yakın zamanda serbest bırakılır. Şu anda serbest kimsenin bir şey dediği yok ama, kanuni olarak yasak olunca, şeyhini atayamıyorsunuz. Sayım Yapamıyorsunuz müritlerin sayısını bilemiyorsunuz. Yasakla birlikte tarikatlar merdiven altına indiler. Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı olarak Meşayıh meclisi gibi bir meclis kurulabilir. İnşallah Anayasa değiştirilecek. Kanunla olacak bir şey değil. Bir şeyi yasaklamak çözüm değil. Hele o ekmek, su gibi, din gibi ihtiyaçsa yasakladım demekle olmuyor bu iş, ne oluyor bu sefer tarikatlar merdiven altına iniyor. Tarikatların bütün kurumlar gibi şeffaf denetlenebilir olması gerekiyor.
FETÖ tarikatları kandıramadı
15 Temmuz hadisesini dini görünümlü, ABD istihbarat teşkilatı CİA'nın kullandığı bir grup yaptı. Bunlara cemaat desek cemaat değil, tarikat hiç değil. Fethullah Gülen, Nurculuk cemaatini istismar etmiş birisi. Eğer tarikat olsa idi istismar çok zor olurdu. Çünkü Tarikatların yüzyıllar öncesinden gelen yazılı kitapları var. Şeyh yanlış yapınca Şeyhin yanlışı ortaya çıkar. Peygamber efendimiz döneminde de Sahte peygamberler çıkmış. Sahte fakihler, sahte sufiler olabilir. Ama bu kurumu zedelemez.
Tarikatların kaynağı nedir?
Bütün tarikatler Peygamber efendimizin Cibril hadisine dayanıyor. Cebrail Peygamberimize geliyor. İslam nedir, İman nedir ve ihsan nedir diye soruyor. Tasavufun sırrı da, Allahı görmediği halde Allahı görüyormuş gibi hayat yaşamaktır. Çünkü biz Allahı görmesek de Allah bizi görüyor. Tassavufa göre bu algı seviyesine çok fazla zikir ederek varabiliriz. Fakihler nasıl ibadet edeceğimizi, kelamcılar nasıl iman edeceğimizi, mutasavvıflar da ihsan şuuruna nasıl ulaşabileceğimizi öğretiyor.
İhsansız islam olur mu?
İhsansız islam eksik olur. Toplumda da maalesef İslama ve imana vurgu çok yüksek düzeyde olduğu halde ihsan fazla önemsenmiyor. Bir insan hiçbir mezhebe uymadan İslamı yaşayabilir mi belki yaşar ama çok bilgi sahibi olması, müctehid olması lazım. 1000 senedir tasavvuf büyükleri bu iş nasıl yapılır. Nefis nasıl terbiye edilir, nefsin azgınlıkları nelerdir, nasıl yok edilir. Kafa yormuşlar bizim için reçete hazırlamışlar, buna uyarsak çok daha hızlı ilerleriz. Tasavvuf kültürünü herkesin okuması lazım imamı gazzaliyi, İsmail Bursavi, İbrahim hakkı Erzurumluyu, Mevlana'nın mesnevisini okumakta çok büyük faydalar var. nefsin tuzakları, nefsin halleri hakkında çok güzel bilgiler veriyor.
TARİKAT MÜKEMMEL İNSANI HEDEFLERİYOR
Günümüzde kaç tarikat var?
Tarikatlar ana akım olarak Hz. Ali ve Hz. Ebubekir kanalından gelirler. Bir üçüncü yol olarak Hz.Ömer'den gelen bir yol var ama ana akım iki akımdır. Peygamber efendimizin hadisleri gibi halleri de var. Takva, zühd, Allah korkusu gibi halleri. Bu haller tarikat ehli tarafından bir zincir halinde günümüze kadar yaşatılmışlar. Bugün 12 ana tarikat var. Her tarikatın belli branşı var, Nakşilik diyelim Hacegan tarikatı oluşmuş bir dönem o da olmuş Nakşilik, o da olmuş haldilik, sonra olmuş müceddildilik, yani değişik karakterde değişik branşları var ama 12 civarındadır ana yol olarak. Yüzlerce tarikat şubesi var. Şunu da söyleyeyim arada büyük bir fark yok, hepsi zikir. zikri kimi hafi gizli yapıyor kimi cehri açık yapıyor, kimi sabah yapıyor kimi seher vakti yapıyor, bunun gibi değişiklikler birbirine zıt, birbirini yalanlayıcı yollar metodlar değil, birbirini tamamlayıcı ama her meşrebe uygun. Nakşilikte zikir hafidir. Nakşiler ağır başlı vakur insanlardır. Hayal dünyası zengin ama sakin, Kadirilik tam tersi, daha harektli daha enerjik daha dışa dönük insanlar tercih eder. Rıfailerde şişli zikirler yapılar. Bizde okçular tekki var. Allah diyerek ok atarlar.
Tarikata nasıl giriliyor, nasıl çıkılıyor?
Tarikata girmek için ahid almak lazım, ahid de muahede diyoruz akit diyoruz. Peygamber Efendimiz (SAV) biat alırdı akabe biatları vardı. Adam öldürmeyin bana söz verin diyor, söz alıyor Peygamber Efendimiz (SAV), kadınlar diyor ki mesela Hudeybiye'de söz alıyor bu düşüncenin devamıdır. Bu sünnetin devamıdır. Söz verdiğiniz zaman onu yaparız. Esasan şeyhlerin vazifesi doktorların vazifesi ile hemen hemen aynı, doktor da hastalığa bakıyor şeyh de manevi hastalığa bakıyor ve size uygun reçeteyi hazırlamış oluyor. Tarikatta ihraç diye bir şey yok. bir mürid haram işlerse açık açık, tekkeden uzaklaştırılıyor. Bizim dinimizde aforoz yok, Hristiyanlıkta var. Adam haramları açık açık işliyorsa uzaklaştırılır.
Murakabe nedir? Nasıl yapılır
Murakabe insanın kendini kontrol etmesi demektir, buna muhasebede denir. …. Her akşam oturur yaptığım işler faydalı mı zararlı mı, muhasebe denilen bir şey var. bütün şirketler muhasebeci tutuyor. Adamın tek işi var. bugün işe kaçta girdi, çıktı, ödemeler doğru dürüst yapıldı mı onu kaydetmek, her sufi akşam yatmadan önce oturup ben bugün ne yaptım ile başlıyor, daha ilerisinde ne kadar Allah ile beraber olabildim, Allahı ne zaman unuttum. Ne zaman gaflete düştüm diye kendini kontrol ediyor ki, nefis hesapsız kitapsız iş yapmasın. İnsanın en çok sevdiği şey hesapsız kitapsız iş yapmaktır. Tatili niye seviyoruz, iş yok, patron yok, okul yok oh diyoruz tatile geldik. Gözün murakabesi var. istediğime bakarım. Nasretin hocaya bir tepsi baklava gidiyor, bana ne, sizin eve gidiyor, sana ne? Luzumsüz söz ve bakıştan lüzumsuz fiilden gözümüzü, kulağımızı, elimizi nasıl koruruz.
FETÖ NURCULUĞU İSTİSMAR ETTİ
Cemaatle Tarikat arasında fark nedir?
Cemaatte silsile yoktur, kitap olabilir, vaiz olabilir, imam olabilir birnin etrafında toplanan insanların ilim öğrenme isteğidir. Tarikatta daha çok manevi terbiye önemlidir ilimden çok. Cemaatler daha çok akla hitap eder itikadı konuları işler, tarikatte kalp alemi, direk kalbe yöneliktir manevi eğitim, şeyhi vardır, silsilesi vardır. Tekkesi vardır. Ve kadim bir kültürü vardır. Cemaat daha genel geçerdir.
FETÖ CEMAAT DEĞİL HAŞHAŞİ ÖRGÜTÜ
FETÖ bir cemaat mi?
İşin kötüsü ben bunlara cemaat de diyemiyorum. Biz onu cemaat olarak biliyoruz. Cemaat de değilmiş, tamamen gizli, haşhaşi bir örgüt yapılanması. Mevlananın çok güzel sözü var münafığın sözü içinde sarımsak olan şeker gibidir, yersiniz dışı tatlı içinde acılık burukluk olur. İslamiyette hüsni niyet esas olduğu için biz bakarız adam ben Müslümanım diyor, Müslümandır. Hatasını da görsek iyiye yormaya çalışırız. Elinde içki şişesi görsek, deriz ki bu Müslümandır, şişenin içinde su vardır. Müslüman içki içmez, içinde şurup vardır. Onun içinde gazoz vardır deriz mesela. İslamiyetin Müslümanlara olan emrini bu adam istismar etti. Eskiden beri CİA ve Amerikalıların yardımıyla ciddi bir istihbarat yapılanması geliştirmiş. Medyada dehşet bir propaganda yapıyor. Barış, sevgi, hoşgörü ve diyalog. Bunları söyleyen bir adamın insan öldüreceğini tahmin eder misiniz? Aklınıza gelir mi gelmez, dersiniz ki, bu sevgiden bahsediyor, barıştan bahsediyor. Dünyada bu işleri yapabilecek en son adam dersiniz ama maalesef adamlar vahşi bir katliam çetesi gibi adam öldürdüler. Çünkü baştan beri bu işe hazırlar. Ama ne yapıyorlar rol yapıyorlar.
15 Temmuz'u nasıl okuyacağız?
Sahtekarlar tarafından dinin istismar edilmesi ilk defa görülen bir hadise değil. Tarih boyunca bu olmuş, haşhaşiler, alamut kalesi, Şiilik Ali efendiizi istismar ediyor. Bunlar zekatı himmet diye topladılar. Zarar verdiler. Bir şeyin aslı temizse onu kötüye kullanılması asla zarar vermez. FETÖ denen örgüt islamı, her şeyi istismar ettiler. Artık açığa çıktı, zekat kurumu fakire giden bir fon, bir adam istismar etti diye iptal mı edeceğiz, infak zenginin cebinden fakire giden bir yol. Mümkün değil bunu iptal edemeyiz. Her kurumda olduğu gibi askeriyede mesela kaç kere darbe yapıldı, kendi vatandaşına silah doğrulttu ilk defa da, islami görünümlü bir yabancı hareket diyeyim ben buna. Amerikalıların organize ettiği bir hareket. Suçlular hapse atılır cezası en ağır şekilde verilir ama bu dine zarar vermez. Böyle baktığımız zaman doktor hata yapınca tıbbı yasaklamamız lazım. Bir hoca efendi hata yaparsa diyaneti kapatmamız lazım. Bir asker hata yaparsa orduyu lağvetmemiz lazım. Türkiye'de hata yapan gazeteci yok mu? Ajanlık yapan aramadığın kadar var. İlahiyat profesörü olup da sahtekarlık yapan olmaz mı? Birçok tarikat erbabı diğer vatandaşlarımızla beraber karşı durdular. Bu darbe bastırıldı. Müslümanlar parçalansın diyerek bugün cemaate saldırırak esas din kötüdür demek istiyorlar. Bunların derdi islam ile. Tarikat yapılanmalarına benzetiyorlar. Çok yanlış üstadı olsa idi ona derdi ki sen ne yapıyorsun böyle insanlara haramı emrediyorsun, namaz kılmayabilirsin, içki caiz, mini etek giy başı aç insanları islamdan çıkardı, insanların itikadını her şeyini bozdu.
FETÖ herkesi kandırdı
FETÖ, topluma nasıl kök saldı?
FETÖ denen organizasyon herkesi kandırdı, üniversiteleri, siyasileri, kandır madı mı? Sağdan soldan her siyasiyi kandırdılar. Kandıramadıkları tek kesim. Tarikatler, FETÖ'nün etrafında hiçbir tarikatın olduğunu duydunuz mu? Nakşiler destekledi, Kadiriler seviyor diyebilir misiniz? Siyasilerin ,gazeteci, televizyoncuların, saatlerce yayınları var bu adam hoşgörülü, barış sever diye ödüller aldılar verdiler. Hiçbir tarikat şeyhi bu adamı tasvip etmedi. Tarikatlar bu adamdan uzak durduğunu gösteren bir ayrıntıdır. Delildir.
İSLAM'DA TAKİYYE YOKTUR
Takiyye yapanlara niçin yanlış denmiyor
İslamda takiyye yoktur. Müslüman takiyyeyi adet haline getirdiler. Darbeden sonra pekçok komutan dedi ki, sen de mi fetöcüsün mümkün değil. Sen içki iç, cumaya bile gelme bugün Türiye'de en laik insan bile Ramazanda içki içmez. Alenen çay içmez gider evinde içer. Bu adamlar elinde çay bardağı ile oda oda dolaşıp bizim din ile alamız yok mesajı vermişler. Burda çok dehşet organize dış boyutlu bir hareket var. bunlar zaman zaman solcuları kullanıyor. Bir solcu örgüt var Türkiye'de efendim Amerika'ya kaçıyor, Avrupa'ya kaçıyor. Rusya'ya giden var mı? Bu nasıl solcu örgüt ki, kapitalizme karşı Amerikaya karşı emperyalizme karşı ama Belçika, Almanya'ya kaçıyor. Onun için böyle bir örgüt kurmuşlar gün gelir solculuğu kullanamayız o zaman dini kullanırız Bu herifi ele geçirmişler, dehşet bir takva ve zühd gösterisi ile bizim gözümüzü boyamışlar.
Bunları diğer tarikatlarla karşılaştırmak çok yanlış, bir kısmı masum olabilir, bir kısmı bile bile yapıyor. O zaman Türkiye'de bölünmeyi destekleyen parti yok mu? Türkiye bölünsün, Türkiye zayıflasın diyen parti olduğu gibi, ülke gelişsin diye parti de var. olumsuz partiye bakarak tüm partileri kapatalım mı, tüm siyasileri yasaklayalım mı? Bence burdaki bilgi kirliliği maalesef.
Fetö'nün başarısı için uğraştılar yıllarca, sayfalarını, ekranlarını onlara açtılar. Fetö başarısız olunca bu sefer aynı medya, dinlerin aleyhine geçtiler, cemaatlerin aleyhine geçtiler. Tarikat ve cemaatleri ürkütürsek mevcut idare hükümetten düşer. Böylece bir taşta 10 tane kuş vurarız. Tarikatları, dini kötülemiş oluruz, hem de AK Parti iktidarı gider. Tarikatların hiçbir rolü yok
FETÖ'nün çıkışında en büyük etken devletin dini yasaklamış olması idi. Düne kadar başörtüsü yasaktı. Takiyye yapıyoruz, niye kendimizi koruyoruz, dindar kesimden bir bahane buldular. Vatandaş başlarını kapatsa devlet bunları işten adıyor, namaz kılsa, hakim savcı, asker olamayacak ne yapalım gizli yapsınlar. Bunlar yasak olmasa aleni olsa idi bu bizim başımıza gelmezdi. Açıklık, açıklık, demokrasi ve özgürlük önemli . Ama sıkı da kontrol
Halkımız tasavvufu sevmiştir, Hz. Mevlana, Hacı Bayramı veli, Hacı Bektaşı veli, Tassavvufları çekerseniz, kültürümüz, musikimiz, irfanımız yok olur. Adam mevlanayı Hacı Bektaşı veliyi okumuyor. Yunus emreyi okumuyor, Müslümansa işidçi oluyor. Biz maneviyata aş, ekmek, su kadar muhtacız. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz.
Prof. Dr. Süleyman Derin Kimdir?
Prof. Dr. Süleyman Derin, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı öğretim üyesi. Hüdayi Vakfı Tasavvuf Araştırma Merkezi'nde bilimsel araştırmalar yapıyor. 1968 Kütahya Tavşanlı'da doğdu. Tavşanlı İmam Hatip Lisesi'ni bitirdi. MÜ İlahiyat Fakültesini 1991 yılında bitirdi. Yüksek Lisans sonrasında doktorasını İngiltere'de Tasavvuf ve İlahi aşk konusunda teziyle tamamladı. Kaynak: Milat Gazetesi
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın