Mehmet Görmez özerk Diyanet istedi
Diyanet İşleri Başkanlığı\'nın yeninden yapılandırılması hakkında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, \"Yeni anayasa tartışmalarında Diyanet\'in mutlaka yeniden yapılandırılması gerekiyor. Diyanet\'in tamamen siyasetin dışında, tamamen özerk bir kurum olması bence zaruret haline gelmiştir\" dedi. Terör örgütüne yönelik operasyonlara değinen Görmez, \"89 cami tahrip edilmiş vaziyette\" diye konuştu.
Dini ister devlet ister başka yapılar istismar etsin, bunun doğru olmadığının hep birlikte görüldüğünü aktaran Görmez, "12 Eylül sonrasında uçaklardan ayet, hadis atarak sorunu çözmeye çalıştıklarını biliyoruz. O da bir başka istismardı ama son dönemlerdeki istismar çok daha kötü boyutta. Bunu da dikkate alarak, biz bölgede çalışan din görevlisi arkadaşlarımızın öncelikle üzerinde çok büyük bir baskı olduğunu gördük. İkincisi, verdiğimiz eğitimlerle bu tür doktrinlere karşı bir mukavemet gücü, daha yüksek bir düşünce ile daha yüksek bir kültürle bakış açısı sağlamak gerekiyor" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Mardin ve Van'da, Cizre, Silopi, Silvan, Sur, Dargeçit, İdil ve Nusaybin'den gelen bin 200 cami görevlisini dinlediğini belirterek, görüşmelerde yaptıkları iki tespit üzerinde durulması
gerektiğine işaret etti.
Cami içinde ve dışında kullanılan söylem
Görmez, şunları kaydetti:"Birincisi, güvenliktir. Güvenlik-barış dengesini koruyarak barışta ısrar edilmesi ama barışın bütün toplum kesimleri ile gerçekleştirilmesi. Bütün toplum kesimi. Bunu devletle, bölge halkı arasında değil, halkımızın bütün fertleri arasında, doğu ile batı, kuzey ile güney arasında yapılması gerekiyor.İkincisi de konunun sadece güvenlik ve siyaset marifeti ile değil özellikle ilim, kültür, düşünce, tarih boyutu, bütün bu açılardan yeniden ele alınması gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığının müfredatını gözden geçirmesi gerekiyor. Diyanet İşleri Başkanlığının cami içinde ve dışında kullandığı dil ve söylemini gözden geçirmesi gerekiyor.
Cami eksenli bir hizmetten insan eksenli, toplum eksenli bir hizmete yönelmesi gerekiyor. Onun için biz eşzamanlı olarak, ‘Şimdi yaraları sarma zamanı’ diye bir kampanya başlattık. Kampanyada bir cuma günü vatandaşlar 35 milyon yardım ettiler. Yardım gelmeye de devam ediyor. O yardımın iki önemli özelliği var. Din görevlisi arkadaşlarımızın kapı kapı gezerek insanlara bunu ulaştırması. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sadece maddi yaralar değil, manevi yaraları tespit etmek ve 'manevi yaraları nasıl sarabiliriz, kuşakların zihninde ve gönül dünyasında açılan hendekleri nasıl tedavi edebiliriz' üzerinde yoğunlaşmak gerekiyor."
"89 cami tahrip edildi"
Diyanet İşleri Başkanlığının "Birlik, Demokrasi ve Huzur Planı" içindeki rolüne de değinen Görmez, maddeler halinde hazırladıkları eylem planlarını uygulamaya koyduklarını dile getirdi.
Öncelikle maddi yaraları sarmaya çalıştıklarını anlatan Görmez, sözlerine şöyle devam etti: "Terör örgütüne yönelik operasyonların olduğu ilçelerde 89 cami tahrip edilmiş vaziyette. Bunların bazıları içinde ibadet
edilemez halde. Bunların yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Bazıları ciddi tamirat gerektiriyor, bazılarının da en azından iç tefrişatının değişmesi gerekiyor. Şu anda bütün ekiplerimiz bölgede acilen bu işleri yapıyorlar. Hatta bazılarını yaptılar, bu Cuma bazı camilerde tekrar ibadet etme imkanımız oldu. Cami içinde ve dışında kullandığımız dil, üslup bunlarla ilgili yeniliklerimiz var. Mevcut görevlilerimiz için hizmet içi eğitimle ilgili önemli çalışmalar yapıldı. Terör örgütünün anlayışı yanlış ideoloji, bazı yerlerde mihraplara,
minbere kadar yaklaşmış. Biz bölge halkını yok sayan resmi bir tarih anlayışı öğretiyoruz. O tarih onları yok sayıyor. Ona karşı birileri de ideolojik bir tarih dayatıyor."
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yeninden yapılandırılması
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yeninden yapılandırılması konusuna da değinen Görmez, Cumhuriyet ile yaşıt bir kurum olduklarını belirterek, kurumun toplumsal hizmetleri ve meşruiyetinin, yasal meşruiyetinin önünde olduğunu dile getirdi.
Görmez, son yıllarda daha küresel bir kuruma dönüştüklerini, Afrika'dan Asya'ya, Latin Amerika'dan Balkanlar'a kadar hizmet götüren bir kurum haline geldiklerini belirterek, mevcut yapıyla yola devam edilmesinin güçleştiğini aktardı.
Görmez, şöyle devam etti: "Yeni anayasa tartışmalarında Diyanet'in mutlaka yeniden yapılandırılması gerekiyor. Diyanet'in tamamen siyasetin dışında, tamamen özerk bir kurum olması bence zaruret haline gelmiştir. Kendi ayakları üzeride durabilen, kamu tüzel kişiliği olan, idari, ilmi ve dini bakımdan özerk ama anayasal bir kuruluş olarak da varlığını sürdürmesinin faydalı olduğunu düşünüyorum. Şu anda bölgemize bakınca din hizmetleri bir güvenlik sorunu. Böyle bir dünyada Türkiye'de 85 bin camide günde 5 defa ve her hafta cuma günü hizmetlerini yerine getiren ve diğer bütün çalışmalarını yürüten Diyanet İşleri Başkanlığının varlığı gittikçe önem kazanmıştır ve 5 yıl sonra daha önemli olacaktır. Bölgedeki gelişmeleri dikkate alacak olursak 10 yıl sonra ülke ve coğrafya olarak biz bu kuruma daha çok muhtaç olacağız. Bütün bunları dikkate alarak vehimleri, endişeleri, korkuları bir tarafa bırakarak daha ayakları üzerinde durabilen, daha kuşatıcı, toplumu daha çok birleştirici bir misyon ile kurumun yoluna devam etmesinin daha uygun olacağını düşünüyorum." Kaynak: CNN TÜRK
Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
DiniHaberler.com.tr
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın