Her Gün Bir Ayet Bir Hadis
Hergüne bir ayet bir hadis, bir kıssa, bir söz, bir dua... Hepsi burada...
Günün Duası
لّٰهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْهَمِّ وَالْحُزْنِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ
وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ وَالْبُخْلِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ غَلَبَةِ الدَّيْنِ وَقَهْرِ الرِّجَالِ
قَالَ فَفَعَلْتُ ذٰلِكَ فَأَذْهَبَ الٰهّلُ هَمِّي وَقَضَى عَنِّي دَيْنِي
“Allah’ım! Kederden ve hüzünden Sana sığınırım, acizlikten ve tembellikten Sana sığınırım, korkaklıktan ve cimrilikten Sana sığınırım, borç altında
BİR AYET
Hani, biz İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekâtı vereceksiniz” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz. (Bakara - 83)
BİR HADİS
Sehl İbni Sad (Allah Ondan razı olsun)’dan rivayete göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem): “Ben ve yetimi kollayıp gözetleyen kimse cennette şöyle beraberce bulunacağız”, buyurdu ve işaret parmağıyla orta parmağını biraz açarak işaret etti. (Buhari, talak 25)
Yetimin Değeri | Bir kıssa Bin Hisse
Bir bayram sabahı Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri, çocukların neşeli neşeli oynadıklarını gördü. Çocukların neşeli olmaları Peygamber Efendimizi sevindirdi. Onlara sevgi ile baktı. İçlerinde birinin elbiseleri yırtık, boynu bükük, gözleri yaşlı idi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri, çocuğa yaklaştı:
-Niçin ağlıyorsun? Neden arkadaşların gibi sen de gülüp oynamıyorsun? Çocuk kendisiyle konuşan zâtın Peygamber Efendimiz olduğunu bilmiyordu:
-Efendim! Babam Resûlüllah’ın ilan ettiği gazvesinde vefat etti. Annem de bir başkasıyla evlendi. Ben de evde tek başıma yapayalnız kaldım. Ne yiyeceğim var, ne içeceğim ve ne de giyeceğim. Bu arkadaşlarım biraz sonra sevinçle evlerine gidecekler. Büyük bir sevinç ile anne ve babalarının boyunlarına sarılacaklar. Hepsinin sıcak birer yuvaları var. Arkadaşlarım “Anne-baba” dedikçe benim içim kan ağlıyor. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri, mübarek elleriyle çocuğun göz yaşlarını sildi. Şefkat ile çocuğun ellerinden tuttu. Kucağına aldı. Bağrına bastı:
İster misin. Ben senin baban olayım, Âişe annen. Ali amcan, Fatıma ablan. Hasan ve Hüseyin kardeşlerin, olsun, dedi. Bunun üzerine çocuk kendisiyle ilgilenen kişinin Peygamber Efendimiz (s.a.v.) olduğunu anladı. Çığlık atarak:
-Niçin razı olmayayım yâ Rasûlallah, dedi. Peygamber Efendimiz {s.a.v.) Hazretleri o yetim ve kimsesiz çocuğu mübarek sırtlarına alarak evine götürdü. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri o yetim ve kimsesiz çocuğu evlâd edindi. Başını yıkadı. Elbisesini değiştirip güzel elbiseler giydirdi. Karnını doyurdu. Çocuk gülerek, sevinerek, arkadaşlarının yanına gitti. Arkadaşları başına üşüştüler. Hayretle sordular:
-Ne oldu sana, az önce ağlıyordun; şimdi gülüyor ve seviniyorsun? Çocuk:
-Biraz önce açtım, şimdi karnım doydu. Elbiselerim eskiydi, şimdi ise yeni oldu. Az önce kimsesiz bir yetim idim; ama şimdi Rasûlüllah babam, hazreti Aişe annem. Hasan ve Hüseyin kardeşlerim, Hazreti Ali amcam ve Hazreti Fatıma da ablam oldu. Ben sevinmeyeyim de kim sevinsin? dedi. Bunun üzerine orada bulunan bütün çocuklar;
“Ne olaydı, bizim babalarımız da Allah yolunda şehid olsaydı da biz de bu büyük şerefe erseydik” diye temenni de bulundular.
BİR SÖZ
Yetim annesi ve babası, ölmüş kişi değildir. Gerçekte yetim, akıl ve soy güzelliğinden yoksun olandır. "Hz. Ali"
RESİMLER
“Bir kimse sırf ALLAH rızası için bir yetimin başını okşarsa, elinindokunduğu her saç teline karşılık ona sevap vardır!”
Kaynak: (Ahmed İbn Hanbel, Müsned, V, 250)
BİR DUA
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın