Haftanın Vaazı, Üçayların Manevi İkliminde Yoğrulmak

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
0
Ey iman edenler! Allah\'tan korkun, herkes yarın için ne hazırladığına bir baksın; Allah\'tan sakının, çünkü Allah, işlediklerinizden haberdardır. (Haşr, 59/18)

Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

DiniHaberler.com.tr:      ÜÇ AYLARIN MANEVİ İKLİMİNDE YOĞRULMAK

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنظُرْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ

Ey iman edenler! Allah'tan korkun, herkes yarın için ne hazırladığına bir baksın; Allah'tan sakının, çünkü Allah, işlediklerinizden haberdardır. (Haşr, 59/18)

رَجَبُ شَهْرُ اللَّهِ وَشَعْبَانُ شَهرِي وَرَمَضَانُ شَهرُ اُمَّتِي

"Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır."

 

03.06.2011 Perşembe günü kutlu zaman dilimi üç aylara hoş geldin diyeceğiz.

Her dinin, milletin kutsal veya diğer zaman dilimlerinden farklı kabul ettiği kendine özgü belirli gün ya da ayları vardır. Yüce Dinimiz İslâm’da da bu tür gün, gece ve aylar vardır. Şüphesiz insan için en değerli mefhumlardan birisi de zamandır. Çünkü her şey zaman içinde var olmakta, gelişmekte ve yine zaman içinde yok olmaktadır. İnsan hayatında önemli bir yere sahip olan ilim, amel, servet ve diğer bir çok değer, zaman içinde elde edilebilmektedir. Zamanı, gerektiği şekilde değerlendirebilenler hem dünyada hem de âhirette huzuru yakalayacaklardır.

Allah, zaman içinde özel ve değerli anlar yaratmıştır. Bunlar, bayram günleri ve geceleri, Cuma geceleri, üç aylar diye adlandırdığımız Recep, Şaban ve Ramazan ayı ve Kandil geceleridir.  Üç aylar mevsimi aynı zamanda kandiller mevsimidir. 

Beş kandil gecesinin dördü  üç aylar içerisinde yer alır.

Tarihimizde Osmanlı padişahı II.Selim döneminde (1566-1574) camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller yakılarak kutlandığı için bu gecelere kandil geceleri denilmiştir. (Nebi Bozkurt, TDV, İslam Ansiklopedisi  XXIV/300  “Kandil” maddesi. )

Regaip kandili bilhassa 18. asırda, tekke ve zaviyelerde gösterişli törenlerle kutlanmış, tasavvuf ehli olan şairlerce bu gece için "regâibiye" denilen şiirler yazılmıştır.

Milletimiz de bu günlere özel önem vermiş ve kandiller, dini duygunun geliştirilmesi için vesile kılınmıştır.   

Üç aylarda yer alan kandiller:

Regaib Kandili: Recep ayının ilk Cuma gecesi (02/03.06.2011 Cuma akşamı)

Miraç Kandili:  Recep ayının 27. gecesi (28/29.06.2011 Salı akşamı)

            Berat Kandili:   Şaban ayının 15.gecesi  (15/16.07.2011 Cuma akşamı)

Kadir gecesi:     Ramazan ayının 27. Gecesi (26/27.08.2011 Cuma akşamı)

Üç aylar, kamerî takvime göre Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Bu aylar, rahmet dalgalarının başladığı, manevî huzur ve sükûnun kalplere doğduğu, ilâhî rahmetin coştuğu aylardır. Bu aylar girince mü'minlerin ruhlarını manevî bir hava kaplar. Bu mübarek aylar içerisinde öyle feyizli ve bereketli geceler vardır ki, Allah'ın rahmeti bu gecelerde mü'minler üzerine yağmur gibi yağar.

Hz. Peygamber (s.a.s.) üç aylar hakkında şöyle buyururlar:

رَجَبُ شَهْرُ اللَّهِ وَشَعْبَانُ شَهرِي وَرَمَضَانُ شَهرُ اُمَّتِي

"Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, c.1, s.423, Hadis No: 1358.)  (el-Hasanu'l-Basrî'nin, aradaki sahabî raviyi atlayarak doğrudan Hz. Peygamber (s.a.v)'den aktardığı bir rivayettir ki, Hadis Usulü'nde böyle rivayetlere "mürsel" denir. Enes b. Mâlik (r.a) kanalıyla gelen bir başka rivayet de zayıftır. ( İbnu'l-Kayyım, "el-Menâru'l-Münîf", 95.)

اللهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِي رَجَبٍ، وَشَعْبَانَ، وَبَلِّغْنَا رَمَضَانَ

Enes b. Mâlik (r.a)'den şöyle rivayet edilmiştir: "Receb ayı girdiğinde Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle derdi:  

"Ey Allah'ım! Recep ve Şaban'ı bize mübaret kıl, bizi Ramazan'a kavuştur." (Ahmed b.Hanbel, Müsned, c.1, s.259. ) (İbn Hacer, bu hadisi, Receb ayı hakkında varid olan zayıf rivayetler meyanında zikretmiştir.)

Bazı hikmet ehli âlimler Receb ayı hakkında şu yorumları getirmişlerdir:

Receb eza ve cefâyı terk içindir, Şaban amel ve vefa içindir, Ramazan sıdk ve safa içindir.

Receb tevbe ve pişmanlık ayıdır, Şaban muhabbet ayıdır, Ramazan kurbet (Allah'a yakınlık) ayıdır.

Receb hürmet ayıdır, Şaban hizmet ayıdır, Ramazan nimet ayıdır.

Receb ibadet ayıdır, Şaban dünyanın safasını terk etme ayıdır, Ramazan ibadetlerin mükafatını artıran aydır.

Büyük tasavvuf ehli Zinnün-i Mısrî der ki: Receb tohum ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan derleyip toplama, hasat ayıdır. Herkes ne ekerse onu biçer, ne yaparsa cezasını çeker. Bir kimse ekimi bırakırsa, hasat zamanı ekmediğine pişman olur. Kıyamet gününde ise çok kötü duruma düşer.” (Abdülkadir Geylânî, Üç Aylar ve Faziletleri. Haz: Mustafa Güner)

إِنَّ لِلَّه فِ اَيَّامِ دَهْرِكُمْ نَفَهاَتٍ أَلاَ فَتَعَرَّضُوا لَهَا

 “Sizin yaşadığınız şu günlerinizde allah için öyle müstesna günler vardır ki, siz o müstesna an ve zamanı yakalamak için hücum ediniz” (Hadis-i Kutsi)

Bu aylar mübarek gecelerle doludur. Recep ayının ilk Cuma gecesi Reğaib gecesi, 27'nci gecesi de Mi'rac gecesidir. Şaban ayının 15'nci gecesi Berat gecesi Ramazan ayının 27'nci gecesi de mübârek Kadir gecesidir.

Halk arasında "Üç Aylar" diye adlandırılan Recep, Şâban ve Ramazan ayları, Yüce Allah'ın ruhumuza ikram ettiği faziletli ve feyizli bir zaman dilimidir. Yapılan dileklerin dalga dalga Allah'a ulaştığı, dökülen pişmanlık gözyaşlarının günahları silip yokettiği kandiller geçididir. Melekî olduğu kadar şeytânî özelliklere de sahip, günah işlemeye müsait bulunan insanın, günahlarından temizlenmesi için, Üç Aylar bir fırsattır. Kısaca Üç Aylar, günahlardan arınma, sevaplarla bezenme mevsimidir.

 

1.RECEP AYI (03.06.2011)

Receb kelimesindeki “R” Allah'ın rahmetine, “C” Allah'ın cömertliğine ve yardımına, “B” ise Allah'ın birrine (iyilik ve ihsanına) işaret eder. Receb ayına “mutahhar” denmesinin sebebi, bu ayı oruçlu geçirenlerin günah ve hatalarından temizlenip paklanmasıdır. Receb ayının Peygamberler tarihinde ayrı bir yeri vardır. Meselâ, Nuh Aleyhisselâm ve kavmi Receb ayında gemiye binmiş ve tufandan kurtulmuşlardır.

Receb ayı Hicrî ayların yedincisi ve Ramazan'dan iki ay öncesidir. Fazileti bakımından ayrı bir yeri vardır. Regaib ve Mi'rac gibi mübarek geceleri içinde bulundurması faziletini daha da arttırmaktadır. Ayrıca, Kur'ân'da haram ayları olarak geçen dört aydan birisi olması, Müslüman kalblerdeki yerini bir kat daha daha artırmıştır.

İdrâk edeceğimiz Recep ayı, gerek İslâm'dan önce, gerekse İslâm'dan sonra mukaddes bilinen bir aydır. İslâm dini gelmeden önce bu ay girer girmez, Arap kabileleri arasında harb etmek, baskın ve çapulculuk yapmak yasaklanır, herkes bu ayda kendisini emniyet ve selamette hissederdi.

Üç aylardan ilki olan Recep ayının manevî değerine Kur'an-ı Kerim'de ve Sevgili Peygamberimizin hadis-i şeriflerinde işaret buyurulmuştur. Tevbe Sûresi'nin 36'ıncı âyetinde şöyle buyurulmaktadır:

اِنَّ عِدَّةَ الشُّهُورِ عِنْدَ اللهِ اثْنَا عَشَرَ شَهْرًا فِى كِتَابِ اللهِ يَوْمَ خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَاْلاَرْضَ مِنْهَا اَرْبَعَةٌ حُرُمٌ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ فَلاَ تَظْلِمُوا فِيهِنَّ اَنْفُسَكُمْ وَقَاتِلُوا الْمُشْرِكِينَ كَافَّةً كَمَا يُقَاتِلُونَكُمْ كَافَّةً وَاعْلَمُوا اَنَّ اللهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ

 “Şüphesiz, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin.” (Tevbe, 9/36)

Âyette işaret edilen "haram ayları"nın Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep ayları olduğunu Hz. Peygamber şu hadisi şerifleriyle açıklamışlardır:

عَنْ أَبِى بَكْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ - صلى الله عليه وسلم - قَالَ « إِنَّ الزَّمَانَ قَدِ اسْتَدَارَ كَهَيْئَتِهِ يَوْمَ خَلَقَ اللَّهُ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضَ ، السَّنَةُ اثْنَا عَشَرَ شَهْرًا مِنْهَا ، أَرْبَعَةٌ حُرُمٌ ، ثَلاَثٌ مُتَوَالِيَاتٌ ، ذُو الْقَعْدَةِ وَذُو الْحِجَّةِ وَالْمُحَرَّمُ وَرَجَبُ مُضَرَ الَّذِى بَيْنَ جُمَادَى وَشَعْبَانَ »

"Muhakkak ki zaman Allah'ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Sene oniki aydır. Onlardan dördü haram aylarıdır. Bunlardan üçü peşpeşedir. Zilkade, Zilhicce, Muharrem, bir de Cemaziyel-âhir ile Şaban ayları arasıda olan ve Mudar Kabilesi'nin ayı Recep'tir." (Buharî, Tefsir, Sûre, 8-9)

İlk dönem müfessirlerinden Katâde ve el-Ferrâ, yukarıdaki ayetin devamında geçen "Artık o aylarda nefislerinize zulmetmeyin" ifadesi hakkında şöyle demişlerdir: "Her ne kadar zulmetmek her zaman için yasaklanmış bir şey ise de, bu ayetteki "o aylar" ifadesinden maksat "haram aylar"dır. Kur'an'da bu aylar özellikle zikredilmekle, bu ayları teşrif ve ta'zim olarak onlarda zulüm yasaklanmıştır." (Ebû Hayyân, "el-Bahru'l-Muhît", V, 415.)

Katâde şöyle demiştir: "Haram aylarda amel-i salih işlemenin ecri (diğer aylarda işlenenlere göre) daha büyüktür. Her ne kadar diğer zaman ve durumlarda da zulüm işlemek büyük bir günah ise de, bu aylarda yapılan zulmün günahı daha büyüktür." (et-Taberî, "Câmiu'l-Beyân", VI, 366.)

يَسْپَلُونَكَ عَنِ الشَّهْرِ الْحَرَامِ قِتَالٍ فٖيهِ قُلْ قِتَالٌ فٖيهِ كَبٖيرٌ

"Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: "O ayda savaşmak büyük bir günahtır..." (Bakara, 217.) ayetindeki "haram  ay" tabirinden  maksadın Receb ayı olduğunu el-Beğavî gibi müfessirler söylemişlerdir. ("Tefsîru'l-Beğavî", I, 190)

Hz. Peygamber (s.a.v)'den, "haram aylar"da oruç tutmaya teşvik eden sahih rivayetler nakledilmiştir. Müçtehid İmamlar'dan Ahmed b. Hanbel, Receb ayının tümünü oruçlu geçirmeyi hoş karşılamamış ve bu aydan bir-iki günü oruçsuz geçirmeyi uygun bulmuştur.

Böylece anlaşılmış olmaktadır ki, doğru olan, Receb ayının tümünü oruçlu geçirmektense, bir-iki gün oruç tutmamaktır. Receb ayının, haram ayların en üstünü ve hayır ve bereketlerin anahtarı olduğu, bunun için de bu ayı boş geçirmenin uygun olmadığı belirtilmiştir.

1.a. Reğaib Kandili

Recep ayının ilk Cuma gecesi olan Reğaib kandili, Yüce Allah'ın kullarına bol bol bağışta bulunduğu, az ibâdetlerine karşılık çok ecir verdiği bir rağbet gecesidir. Reğaib kandili; Recep ayındaki Mi'rac; Şaban ayındaki Berat kandillerini, Ramazan ayını, Ramazan ayı içerisindeki Kadir gecesini, Ramazan ve Kurban bayramlarını müjdeleyen mübarek bir gecedir.

1.b. Mirac Gecesi

سُبْحَانَ الَّذٖى اَسْرٰى بِعَبْدِهٖ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِلَى الْمَسْجِدِ الْاَقْصَا الَّذٖى بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ اٰيَاتِنَا اِنَّهُ هُوَ السَّمٖيعُ الْبَصٖيرُ

“Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (İSRÂ suresi 1. ayet)

Recep ayı içerisinde bulunan bir başka mübârek gece de Receb ayının 27. gecesi olduğu kabul edilen Miraç gecesidir.       Miraç kandili Recep ayının 27. gecesidir. Hicretten bir buçuk yıl kadar önce vuku bulmuştur. Hz. Peygamber bir gece Kâbe’nin çevresinde uyku ile uyanıklılık arası bir durumda iken Cebrail gelmiş onu Burak adlı, -bizce mahiyeti bilinmeyen/ Arapca şimşek anlamına gelen berk kökünden türemiştir- bir binite bindirerek, önce Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürmüş, oradan da göklere yükseltmiş “Sidretü’l-Müntehâ” denilen en üst makama ulaştırmıştır. Hz. Peygamber bu makamı da geçerek Cenabı Hakk’ın huzuruna erişmiştir.

Mi'rac gecesi, Cenab-ı Hakk'ın Hz. Peygamber'e büyük hakikatlerin ilâhî sırlarını gösterdiği, vâsıtaların kalkarak ilâhî vahye muhatap kıldığı, kendi âyâtını ve kâinatın sırlarını seyrettirdiği, mü'minlere namazın farz kılındığı ilâhî lütuflarla dolu olan bir gecedir.

Mirac’ın Sonuçları

  1. Beş Vakit Namaz Bu gece farz kılındı
  2. Bakara Suresinin son 2 ayeti Nazil oldu
  3. Şirk Koşmayanların Affedileceği Müjdesi
  4. İsra suresi ve içerdiği ahlaki prensipler

el-Leknevî şöyle demiştir: "Receb ayının 27. gecesinin ve dahi Miraç hadisesinin vukuu hakkında ileri sürülen diğer gecelerin, çok ibadet edilerek ihya edilmesi müstehaptır. Bu gecenin nasıl ihya edileceği ise kulun isteğine bırakılmıştır. (el-Leknevî, "el-Âsâru'l-Merfû'a", 77.)

 

 

  1. ŞABAN AYI (02.07.2011) ve BERAT GECESİ

Üç ayların ikincisi olan Şâban ayı ve onun içerisinde bulunan Berat gecesi de müslümanlarca kutsal sayılmış, bu gecenin diğer gecelerden farklı bir şekilde geçirilmesi, bu gecede daha fazla ibâdet edilmesi adet halini almıştır.

Bazı rivayetlerden, Hz. Peygamber'in Şâban ayına ve özellikle bu ayın on beşinci gecesine ayrı bir önem vererek onu ihyâ ettiğini (Tirmizî, Savm, 39) göz önüne alan alimler, bu geceyi ibadetle geçirmenin sevaba vesile olacağını söylemişlerdir.

Hz. Peygamber (s.a.s) Şaban ayında çok oruç tutardı. Hz. Aişe, Rasûlüllah (s.a.s)'ın bu aydaki orucu hakkında şöyle der: "Şaban ayındaki kadar çok oruçlu olduğu bir ay görmedim" (Tecrid-i Sarih, VI, 295).

حَدَّثَنِى أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ لَمْ أَرَكَ تَصُومُ شَهْرًا مِنَ الشُّهُورِ مَا تَصُومُ مِنْ شَعْبَانَ . قَالَ « ذَلِكَ شَهْرٌ يَغْفُلُ النَّاسُ عَنْهُ بَيْنَ رَجَبٍ وَرَمَضَانَ وَهُوَ شَهْرٌ تُرْفَعُ فِيهِ الأَعْمَالُ إِلَى رَبِّ الْعَالَمِينَ فَأُحِبُّ أَنْ يُرْفَعَ عَمَلِى وَأَنَا صَائِمٌ.

Üsâme b. Zeyd (r.a) şöyle demiştir: "Resulullah (s.a.v), Şaban ayında tuttuğu orucu hiçbir ayda tutmadı. Kendisine, "Ya Resulallah! Senin, Şaban ayında tuttuğun orucu başka bir ayda tutmadığını gördüm" dedim. Şöyle buyurdu: "Şaban, Receb ile Ramazan arasında insanların gafil bulunduğu ve amellerin, alemlerin Rabbi olan Allah azze ve celle'ye yükseldiği aydır. Ben de amelimin (Allah Teala'ya) oruçlu olduğum halde yükselmesini seviyorum." (Nesâî, "Sıyâm", 70)

  Beraat:  “Günahlardan kurtulmak, manen temize çıkmak, ilahi af ve rahmete ulaşma”

   Beratın özünde, günahlardan arınma ve Yüce Allah’ın rahmet ve mağfiretine ulaşma amacı vardır.

Berat Gecesinin İslam Aleminde Derin Bir Saygı İle  Kutlanmasının Sebepleri

1. Kıblenin değişmesi gibi mühim bir hadisenin bu gece vuku bulmasıdır. (Peygamberimiz hicretin ikinci senesi Şaban’ın on beşinci Salı günü Bişr bin Benam’ın validesini ziyaret için Beni Seleme yurduna gittiğinde mescitte öğle namazının ikinci rekâtını eda ederken,)

فَوَلِّ وَجْهَكَ شَطْرَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَحَيْثُ مَا كُنتُمْ فَوَلُّوا وُجُوِهَكُمْ شَطْرَهُ

2. Afv-ü mağfiret rahmet ve duaların kabul olunduğu mübarek bir gece olmasıdır.

3. Her önemli işin bu gecede hikmetli bir şekilde ayrımı ve seçimi yapılır.فِيهَا يُفْرَقُ كُلُّ أَمْرٍ حَكِيمٍ

İbni Abbas'tan rivayet edildiğine göre, hikmetli işlerin birbirinden ayırt edilmesi şu şekilde cereyan etmektedir:   Bu seneden gelecek seneye kadar meydana gelecek olayların hepsi ayrı ayrı melekler tarafından defterlere yazılır.

 

Rızıklar, eceller, zenginlik, fakirlik, ölümler, doğumlar hep bu esnada kaydedilir. O yılki hacıların sayısı bile bu devrede takdir olunur.     Herkesin ve her-şeyin o sene içindeki mukadderatı kaydedilir

 

4. Berat gecesinde kılınan namazların, okunan Kur’an’ların, yapılan tevbe ve istiğfarların fazileti de çok büyüktür.

5. Allah’ın rahmeti o gece kulları üzerine sağnak sağnak yağar. Bu geceyi ibadetle geçirenlere yardımcı olması amacıyla Allah tarafından melekler gönderilir.

6. Bu gecede Peygamberimize şefaat yetkisinin tamamı verilmiştir. Bu yetkinin üçte biri Şaban'ın onüçüncü günü, üçte biri Şaban'ın ondördüncü günü, geri kalan üçte biri de Şaban'ın onbeşinci günü verilmiştir.

‏ إِذَا كَانَتْ لَيْلَةُ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ فَقُومُوا لَيْلَهَا وَصُومُوا يَوْمَهَا ‏.‏ فَإِنَّ اللَّهَ يَنْزِلُ فِيهَا لِغُرُوبِ الشَّمْسِ إِلَى سَمَاءِ الدُّنْيَا فَيَقُولُ أَلاَ مِنْ مُسْتَغْفِرٍ فَأَغْفِرَ لَهُ أَلاَ مُسْتَرْزِقٌ فَأَرْزُقَهُ أَلاَ مُبْتَلًى فَأُعَافِيَهُ أَلاَ كَذَا أَلاَ كَذَا حَتَّى يَطْلُعَ الْفَجْرُ

Bu gece hakkında Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir. “Şaban ayının yarısı (Beraat gecesi) gelince; gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Şüphesiz ki Allah, o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve şöyle der:

- Benden Yok mu af dileyen, onu affedeyim.
Yok mu rızık isteyen ona rızık vereyim.
Yok mu bir derde mübtela olan ona afiyet vereyim.
Yok mu şunu isteyen, yok mu bunu isteyen diyerek sabaha kadar devam eder.”  (İbn Mace, İkametü's-Salât, 191; Tirmizî, Savm,38).

عَنْ أَبِي مُوسَى الْأَشْعَرِيِّ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِنَّ اللَّهَ لَيَطَّلِعُ فِي لَيْلَةِ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ فَيَغْفِرُ لِجَمِيعِ خَلْقِهِ إِلَّا لِمُشْرِكٍ أَوْ مُشَاحِنٍ

"Allah Teâlâ, Şabanın on besinci gecesi (Beraat gecesi) tecelli eder ve ana-babaya asî olanlarla Allah'a ortak koşanlar dışında bütün kullarını bağışlar” (Mâce, İkâme, 191, (1380)

Sevgili Peygamberimizin hadislerinde zikrettiği günahları bu gecede bağışlanmayacak olan insanlar şunlardır:

  1. Allah'a şirk koşanlar.
  2. Ana-babalarına isyan eden, hizmetlerini görmeyip, haklarını eda etmeyen evladlar. 
  3. Alkollü içecekleri içmeye ve faiz yemeye devam edenler,  vazgeçmeyi düşünmeyen, bu konuda tevbe, istiğfarı aklına getirmeyenler. 
  4. Büyücülük yapıp gaipten haber verme işiyle meşgul olanlar 
  5. Müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenler 
  6.  Adam öldürüp, yaptığı bu büyük günahtan pişmanlık duymayanlar 
  7.  Gururlu ve kibirli olanlar
  8. Akrabalarla ilişkileri kesenler. 

Berat Gecesini İhya Etmek

el-Leknevî de, yukarıda işaret ettiğimiz hadislerin sıhhat-zaaf durumu hakkında ulemanın ihtilaf ettiğini ve daha başkaları tarafından nakledilmiş başka rivayetler de mevcut olduğunu belirtir. Bu hadisler Hz. Peygamber (s.a.v)'in bu gece ibadet ve duayı artırdığını, kabirleri ziyaret ederek ölüler için dua ettiğini göstermektedir. Bu konudaki kavlî ve fiilî hadislerin toplamından, bu gece çokça ibadet etmenin müstehap olduğu anlaşılır." (el-Leknevî, "el-Âsâru'l-Merfû'a", 82)

 Berat gecesi muhtelif rek'atlarda ve muhtelif sureler okunmak suretiyle kılınacak bazı namazlar olduğu, "İhyâu Ulûmi'd-Dîn", "Gunyetu't-Tâlibîn" ve "Kûtu'l-Kulûb" gibi eserlerde zikredilmiş ise de, hadis otoriteleri bu namazların Sünnet'ten bir esasa dayanmadığını belirtmişlerdir. "Kişi bu gece isterse namaz kılar, isterse diğer ibadetlerle meşgul olur. Ne miktarda ve nasıl namaz kılacağı kişiye bırakılmıştır; yeter ki Hz. Peygamber (s.a.v)'in sarahaten veya işareten men etmediği şekilde olsun."

 

  1. RAMAZAN AYI (01.08.2011) VE KADİR GECESİ

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذٖى اُنْزِلَ فٖيهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَالْفُرْقَانِ

“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. (Bakara Suresi-185 )

إِذَا دَخَلَ رَمَضَانُ فُتِّحَتْ أَبْوَابُ الجَنَّةِ، وَغُلِّقَتْ أَبْوَابُ النَّارِ، وَسُلْسِلَتِ الشَّيَاطِينُ

 " Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.." (Buhari, Savm: 5, İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/426.)

اِنَّا اَنْزَلْنَاهُ فٖى لَيْلَةِ الْقَدْرِ ﴿١﴾ وَمَا اَدْرٰیكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ ﴿٢﴾ لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ اَلْفِ شَهْرٍ ﴿٣﴾

تَنَزَّلُ الْمَلٰئِكَةُ وَالرُّوحُ فٖيهَا بِاِذْنِ رَبِّهِمْ مِنْ كُلِّ اَمْرٍ ﴿٤﴾ سَلَامٌ هِىَ حَتّٰى مَطْلَعِ الْفَجْرِ ﴿٥﴾

“Gerçek şu ki, Biz onu “Kur’ân’ı” kadir gecesi’nde indirdik. Kadir gecesi’nin ne olduğunu sana bildiren nedir?Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.  Melekler ve ruh, onda Rablerinin izniyle her bir iş için inerler. Fecrin çıkışına kadar bir esenliktir “selâmdır” o.” (Kadir Suresi-1-5 )

KADİR GECESİNİ İHYA ETMEK

« مَنْ قام لَيْلَةَ القَدْرِ إِيماناً واحْتِسَاباً ، غُفِر لَهُ ما تقدَّم مِنْ ذنْبِهِ »

       Ebu Hüreyre’ın (r.a.) rivayetiyle Rasülüllah (s.a.s.) şöyle buyurur: “Her kim imanından dolayı Faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Kadir Gecesi’ni taatle geçirirse, onun lehine, geçmiş günahları mağfiret olunur/ geçmiş günahları bağışlanır. (Sahih-i Buhârî Kitabul iman B.25, Hds.28, Riyazü’s-salihin, Hadis No: 1192)

       Sevgili Peygamberimiz, Ramazanın son on gününde, her zamankinden daha fazla ibadet eder, aile fertlerini de ibadet için uyandırırdı.( Müslim, İtikaf, 8)

Üç Aylar geçmişin muhasebesini yaparak, geleceğe azim ve enerji dolu bir şevkle atılmak için iyi bir imkândır. Hayatımızda adeta otokontrol sisteminin kurulmasına vesile olan mübarek Üç Aylar ve kandiller, dünyevî meşguliyetlerimizden sıyrılıp, yaratılış gayemizi düşünmemiz; yaratan ve yaratılanlarla olan münasebetlerimizi değerlendirmemiz için son derece kıymetli fırsatlardır.

Unutulmamalıdır ki, insan bu dünyada nasıl yaşamışsa, kıyamet gününde Allah'ın huzuruna, dünyada işledikleriyle birlikte varacaktır. Götürdükleri iyi ise sevinip mesrûr olacak, kötü ise pişmanlık duyarak mahcûp olacaktır. Ancak bu mahcûbiyetin orada faydası da olmayacaktır.

يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا اتَّقُوا اللهَ وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللهَ اِنَّ اللهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ

 "Ey iman edenler! Allah'tan korkun, herkes yarına ne hazırladığına bir baksın; Allah'tan sakının, çünkü Allah, işlediklerinizden haberdârdır." (Haşr, 18) İşte kavuştuğumuz mübârek Üç Aylar, Yaratıcımıza, ailemize, çocuklarımıza, milletimize ve bütün insanlığa karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlatmalı, hata, ihmal ve kusurlarımızdan dönmemize ve gaflet uykusundan uyanmamıza vesile olmalıdır.

 

 

Üç Aylar ve Kandiller Hayatı Yeniden İnşa etme Zamanları olmalı

Tıpkı vücudun zaman zaman muayeneden geçirilmesi gibi manevî dünyamızı adeta bir check-up yapmalıyız.

  1. Allah ile aram nasıl?
  2. Onun istediği bir kul olabildim mi?

3.Allah’a karşı kulluk vazifemi yapabiliyor muyum?

  1. Beni ondan uzaklaştıran kötü alışkanlıklarım var mı? 
  2. Peygamberin sünnetini, ahlakını yaşayabiliyor muyum?
  3. Her an ölüm gelecek olsa buna ne kadar hazırlıklıyım?
  4. Ruhumuzu İslâm’ın güzellikleriyle ne derece süsleyebildik?
  5. Bir Müslüman olarak İslâm’ı ne derece özümseyebildik?
  6. İslâm ahlâkını ne kadar hayata geçirebildik?
  7. Ailemiz ve çocuklarımız için üzerimize düşen görevleri yapabildik mi?
  8. Ahiret yolculuğu için ne kadar hazırlıklıyız?
  9. Şeytandan, aldatmadan, kibirden, gıybetten, yalandan, iftiradan ne kadar uzak yaşıyorum?
  10. Bugüne kadar İslam’ın yaşanmasına katkıda bulunacak bir hizmetin var mı?

14.Kaç kişinin daha iyi müslüman olması için, daha iyi ibadet edebilmesi için gayret gösterdim?

  1. Kaç yetimin başını okşadım, karnını doyurdum, üstünü giydirdim?
  2. İnsanlığa hizmet edecek, malımdan, ilmimden, neslimden örnek bir evlat kazanabildim?
  3. Bugüne kadar bir insan ve bir Müslüman olarak ne gibi hayırlı işler yapabildik? gibi sorularla bir nefis muhasebesi yapmalı, eksikliklerimizi, kusurlarımızı ve açıklarımızı üç aylar vesilesi ile tamir etmeye ve düzeltmeye çalışmalıyız.

Ruhumuzun adeta yıllık revizyonunu yapmalıyız. Üç ayların bir rahmet ve mağfiret mevsimi olmasından yararlanarak bu aylarda yoğunlaşan ibadet hayatının desteğiyle namaz, oruç, zekât, teravih, infak, sadaka-i fıtır gibi hayırlarla ruhumuzu arındırabilmenin yollarını aramalı, bunun üzerine yoğunlaşmalıyız.

موتو قبل انت موتوا   “Ölmeden önce ölünüz!”

Ömür çok kısa. Göz açıp kapanıncaya kadar geçmektedir. Geçen sene beraber olduğumuz, kendisiyle muhabbet edip gülüp eğlendiğimiz nice insanlar aramızdan ayrıldı. Bizlerde bir gün sevdiklerimizden, bu dünyadan ayrılıp gideceğiz. Hiçbir insan dünya hayatında baki değildir.

كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَاِنَّمَا تُوَفَّوْنَ اُجُورَكُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ فَمَنْ زُحْزِحَ عَنِ النَّارِ وَاُدْخِلَ الْجَنَّةَ فَقَدْ فَازَ وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا اِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ

   Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir. ÂLİ IMRÂN suresi 185. ayet

Üç aylar mevsimi ve kandiller, bu ayetin gereği olarak yani yarınlarımız için hazırlık yapmak için bir fırsattır.  

وَتَزَوَّدُوا فَاِنَّ خَيْرَ الزَّادِ التَّقْوٰى وَاتَّقُونِ يَا اُولِى الْاَلْبَابِ

"(Ahiretiniz için) azık edinin; kuşkusuz, azığın en hayırlısı takvadır

            İnsanlar dünyada bir yerden başka bir yere giderken yolculuk esnasında bir takım ihtiyaçlarını gidermek için hazırlık yapar azık edinirler. Şayet hazırlık yapmayacak olursa yolculuk esnasında sıkıntıya düşer. İnsan oğlu da bu dünyada bu dünyadan ahrete giden bir yolcudur. Ahirette mutlu mesrur olabilmesi için dünyada ahretin azığını edinmek zorundadır. Yoksa sonu hüsran olur

قُلْ يَا عِبَادِىَ الَّذٖينَ اَسْرَفُوا عَلٰى اَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّٰهِ اِنَّ اللّٰهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمٖيعًا اِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحٖيمُ

De ki: "Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, merhametlidir." (Zümer, 39/53)

Üç Aylarda Oruç Tutmanın Hükmü

Peygamber efendimizin recep ve şaban aylarının tamamını oruçlu geçirdiğine dair hadis varid olmamıştır. Receb ayında devamlı olarak bir ay boyu oruç tutmanın uygun görülmeyişinin sebebi, Receb ve Şaban aylarının Ramazan ayına benzemesinden kaçınılmasıdır. Çünkü hiç kesintisiz bir ay boyunca oruç tutmak sadece Ramazan ayına mahsustur. Hattâ Receb ayında bir ay süresince oruç tutmanın mendup bile olmadığını söyleyen İmam Gazâlî ve İbni Kayyim el-Cevzî gibi müçtehidler, Ramazan ayına benzememesi için diğer aylardan farklı olarak Receb ayında devamlı bir ay boyu oruç tutmayı mekruh görürler. (İhya, 1:237; Zâdü'I-Meâd, 2:64)

Diğer aylarda nasılsa, Receb ayında da ayın ortasında veya belli günlerinde, pazartesi ve Perşembe günlerinde, yahut üçer gün ara vermek suretiyle oruç tutulması tavsiye edilmektedir. Görüldüğü gibi Receb ayında tamamen oruçlu geçirme hususunda bir hadis ve rivayet yoktur. Üç ayları hiç ara vermeden tutmak sünnet ve müstehap da değildir, sadece sâlih zatların güzel bir âdetidir. Receb ayını tam olarak tutanlara “Tutma” denilmez, ama fıkhı olarak da hükmünü belirtmek gerekir.

            Bu arada Ramazan ayında bozmuş olduğu bir oruçtan dolayı kefaret orucu tutmak isteyenler için Receb ve Şaban ayı iyi bir fırsattır.

ÜÇ AYLARI GEREĞİ GİBİ DEĞERLENDİRMEK

  1. Tevbe Ve İstiğfarı Çokca Yapalım
  2. Nafile Oruçlar Tutalım
  3. Kur’an-I Kerim Ve Mealini Okuyalım
  4. Namaz dua ve surelerini okuyuşumuzu (hocadan veya cd, bilgisayar vb) yararlanarak düzeltelim
  5. Peygamberimizin Hayatını Ve Bir Hadis Kitabını Okuyalım
  6. İlmihal Kitabı Okuyup Eksik Bilgilerimizi Giderelim
  7. Peygamber Efendimize Her Fırsatta Salâtü-Selâm Getirelim
  8. Vakit Namazlarımızı Camilerde Cemaatle Kılmaya Gayret Edelim
  9. Kaza Veya Nafile Namaz Kılalım
  10. Allahı Bol Bol Zikredelim
  11. Hem Kendimize, Hem Aile Efradımızı Hemde Ümmeti Muhammed’e Dua Yapalım
  12. Hayatımızın Muhasebesini Her Gece Yatmadan Önce Yapalım
  13. Aile Fertlerimizi Zaman Buldukça Ziyaret Eldim
  14. Hastaları Ziyaret Etmeye Çalışalım
  15. Kabirleri Ziyaret Edip Kabir Ahvalimizi Düşünelim
  16. Çevremizde Küsler Varsa Barıştırmaya Alışalım
  17. Hayır Ve Hasenatımızı Çoğaltma Gayretinde Olalım
  18. Çocuklara Hediyeler Vermek Ve Onları Camiye Getirip Manevi Hazzı Onlara Tattıralım   

NETİCE İTİBARİ İLE

İşte Üç Aylar ve Ramazan? Bize bir geceyi bir ömür kadar bereketli yapmanın formülünü sunan ilahi bir imkândır. Üç Aylar bize dağılmışımızı toplamak için gelir. Üç Aylar bize parçamızı bütünlemek için gelir. Üç Aylar bize unuttuklarımızı hatırlatmak için gelir. Üç Aylar bize kaybettiklerimizi buldurmak için gelir. En çok kaybettiğimiz de kendi benliğimizdir. Sahi, kendini kaybeden neyi kazanır ki?

Bu geceler rahmet iklimine açılma geceleridir. Bu geceler arınma geceleridir. Bu geceler bağışlanma geceleridir. Bu geceler, bedenini ve ruhunu uyanık bırakanlara ikramların bollaştığı gecelerdir. Bu geceler Muhsinlere ihsanların ulaştırıldığı gecelerdir.

Bu gecelerde ellerimizi semaya gönlümüzü Mevla’ya açalım. Bu gecelerde günahlardan ve günaha götürebilecek şeylerden olabildiğince kaçmaya çalışalım. Bu gecelerde en güzel kelimeleri söylemeye, dualarla niyazda bulunmaya, Kuran okumaya, Salat-u Selamlar getirmeye gayret gösterelim. Unutmayalım ki, bu geceler bizler için büyük bir lütuf.

İşte kandil geceleri, camilerde aynı safta omuz omuza geldiğimiz gecelerdir. Hatimlerle, Mevlitlerle, Salat ve selamlarla beraberce gönlümüzü tezkiye ettiğimiz, temize çıkarmaya gayret gösterdiğimiz gecelerdir. Bu geceler birlik ve beraberliğimizin, kardeşliğimizin en ulvi seviyeye çıktığı mübarek gecedir.

 Kandil Gecelerini ihya etmek, gönlümüzü ihya etmektir. Böyle günler ve geceler bizler için birer fırsattır.

Şair şöyle diyor:

                Cevahir varken Pul neye yarar,

                Gayesini bilmeyen Kul neye yarar,

                Herkes tutmuş bir yol gidiyor,

    Ona gitmeyen yol neye yarar.....

Not: Bu Vaaz İdris Yavuzyiğit Tarafından  “Kıymetli Zaman Dilimi Üç Aylar” (Diyanet Aylık Dergi, Sayı:117); “Manevi Hayatımızı Gözden Geçirme Mevsimi” (Diyanet Aylık Dergi, Sayı:166); “Bereketli Ve Feyizli Zaman Dilimi Üç Aylar” ( Diyanet Aylık Dergi,  Sayı:106); “Üç Aylar Ve Önemi” Ahmet Ünal; “Üç Ayların Toplum Hayatındaki Yeri Ve Önemi” Vehbi Akşit  “Regaib Kandili” Caner Akdemir; “Regaib Kandili”  Mukadder Ârif Yüksel metin ve örnek vaazlarından istifade edilerek hazırlanmıştır.

 

 

Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

Anahtar Kelimeler:

  • 0
    SEVDİM
  • 1
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Haftanın Vaazı, Üçaylar ve Regaib KandiliÖnceki Haber

Haftanın Vaazı, Üçaylar ve Regaib Kandil...

08.04.2016 Tarihli okunacak hutbe.. Turkiye GenelSonraki Haber

08.04.2016 Tarihli okunacak hutbe.. Turk...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!