Fahriler Çok şey değil hak istiyorlar

“Hükümetimizden bu amaçla beklentimiz büyüktür. Dindar insan yetiştiren ama hiç bir unvan ve kazanımı olmayan, fahri öğreticiler olarak kadro hakkı talep ediyoruz” ifadelerine yer verilen açıklamada şöyle denildi: 

“Devlette devamlılık esastır. Herkesin bu hakkı savunması gerekir. Büyük sendikalarımızın bu isteğe asılması lazım. Söyleyip de vazgeçmek olmaz. 2, 3, 4 yıl az bir ücretle her köşede halka hizmet vermek, kolay değildir. Geçim yönünden çok güç durumdayız. Öncelik kadınlarımızın eğitimidir. Bu hakkı veren sendika ve Hükümete her türlü desteği vermeye hazırız. Bizler sınavlardan geçerek, alın terimizle Fahrilik görevini meccanen yürüttük. Resmen takdir ve taltif edilmemizin zamanı geçmiştir bile. Hem sürekliliği ve resmi dilde karşılığı bulunmayan bir devlet görevi olamaz.Öyleyse hak ettiğimiz kadroyu lütfen veriniz ve bu vebali hakkaniyetle karşılayınız.Bu yükü omuzlayanlara desteğimiz tamdır.Hakkımızı ancak bu sayede helal ederiz.Yeniden imtihan zora sokmaktır. Sınavsız bir şekilde toplu sözleşmeyle kadro hakkımızı istiyoruz.”
Verilen tüm mücadelelere ve girişimlere rağmen Fahri Kur'an Kursu öğreticilerinin unutulduğunu belirtildi. 

“Bu bir kasıt mıdır veya ihmal midir, veya Fahriler insan ve vatandaş olarak kabul edilmiyor”sorularının yer aydığı açıklama şu görüşlere yer verildi:

“Sanki bir ayrımcılık yapılıyor gibi bir kanaat oluştu. Vekillerle beraber Fahriler de mağdur durumdayız. Acaba Sendikaların dikkatinden kaçmış olabilir mi? Nasıl olursa olsun , Hükümetimizin ve siyasilerin bizleri unutmaması,acilen kadro hakkımızı vermesi, eşitlik, adalet ve hukuk  gereğidir.Kendileri de bizim gibi dindar ve imam hatipli olan Siyasilerimiz, Bürokrat ve  Diyanet Bürokrasisi her şeyden önce bizleri düşünmeleri, sınavsız ve problemsiz kadro talebimizin kanun teklifiyle vermeleri arzumuzdur. Yoksa Allah'ın huzurunda bizlerin vebalini ve sorgusunu veremezler. 4C, 4B derken Fahrilere Resmi bir statü , memur özlük hakları ve sürekli görev teklifiyle bu mağduriyet giderilebilir. Bizler de görev yaptık. Resmen hak ihlali yapılıyor.Devlet kimseyi karşılıksız , unvansız , keyfi köle gibi çalıştıramaz. Bizler üvey evlat olmadığımıza inanıyoruz.Sesimizi duyuramadığımız için gerçekten mağduruz.Bir çok problemi çözen Hükumet bu konuyu çözecek, bilinç ve siyasi anlayıştadır.Soruyoruz: Sendikalar, basın, siyasiler ve Diyanet bizim hakkımızı neden savunmaz.”