Dinbirder'den Camileri Haftası Basın Açıklaması
Din Görevlileri Derneği (Dinbirder) Yönetim Kurulu Başkanı Muhittin Hamdi Yıldırım Camiler Haftası Dolayısı ile Basın Açıklamasında bulundu
İslam’ın şiarı konumunda bulunan cami, minare ve mabetler, bulundukları coğrafyanın İslam medeniyetine ait olduğunu gösteren en güçlü simgelerdir. İslami yaşantının merkezi konumunda bulunan camiler, toplumsal olarak da çok önemli bir fonksiyona sahiptir. Birlik beraberlik duygusu en çok cami ve mescitlerde yaşanır ve burada kazanılan zenginlikle hayata yansıtılır. Kardeşlik burada ruh ve mana kazanır. Bundan dolayıdır ki camide olmak, cemaat ve millet olma şuurunu da canlı ve diri tutar.
İslam, hayatın merkezine mabet ve mescidi yerleştirerek cami merkezli bir medeniyet kurmuştur. Allah-ü Teâla Kur’an-ı Kerim’de Tevbe Suresi’nin 18. ayetinde “Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namaz kılan ve zekât verenler imar eder.” buyurarak inananları mescit ve mabetlerin imarına teşvik etmektedir. Mabet ve mescitlerin imarı, hem fiziki olarak inşası, korunup gözetilmesi hem de cami içinde dinî hizmetleri yürütecek görevliler ve camileri dolduracak cemaat yetiştirmeyi kapsayan önemli bir görev ve sorumluluktur.
İslam medeniyetinde cami ve mescitler hem eğitim ve öğretimin, hem de devlet yönetiminin merkezi, sosyal ve manevi problemlerin çözüldüğü danışma mekânı, hastaların tedavi edildiği bir şifahane, askerî konuların görüşülüp stratejilerin değerlendirildiği bir ordugâh, yabancı heyetlerin kabul edildiği, her türlü faaliyet ve sportif gösterilerin yapıldığı fonksiyonel bir mekândı. İslam medeniyetinde medreseler, askerî eğitim alanları kışlalar, sosyal dinî hayatın parçası hâline gelen tekke ve zaviyeler ile ticari hayatın merkezi mesabesindeki bedesten, çarşı ve pazarlar da hep cami merkezli olarak gelişmiştir. Camilerin yanına açılan imaret/aşevi ve kütüphane ile şifahaneler de mescitlerin ne derecede hayatın merkezinde olduğunu göstermektedir. İslam beldelerinde tarih boyunca hep camilerin etrafında oluşagelen bu sosyal yapı sayesinde insanlar hayatlarını minarelerden okunan ezana göre düzene koymuş, yaşantılarını onunla tanzim etmişlerdir.
Günümüzde camilerin fonksiyonları, değişen fizik mekân anlayışıyla birlikte azalmış, camiler yalnızca namaz kılınan mekânlar olma durumuyla karşı karşıya kalmıştır. Bugün artık çoğunluğu şehirlerde yaşayan insanların camilerden sadece ibadet ve eğitim için değil, hayatın tüm alanlarını kuşatan başka sosyal hizmetler için de yararlanmaları gerekmektedir. Bu bakımdan çocuk, genç, kadın, yaşlı, emekli ve engellilerin camilerde kullanabilecekleri farklı alan ihtiyacı ortaya çıkmakta ve şehir mimarimizle birlikte cami mimarisinin de fonksiyonellik ve estetik açısından yeniden ele alınması gerekmektedir. Günümüzde camilerin imar edilmesi, cami ve mescitlerin yeniden tarihte üstlendiği bütün fonksiyonlarını icra edecek bir konuma taşınması ve hayatın merkezine alınmasıyla mümkün olabilecektir.
Bugünün Müslümanları olarak süratle yapmamız gereken şey, camilerimizin kaybolan fonksiyonlarını geri kazandırmak, onları yeniden şehirlerin ve hayatın merkezine taşımaktır.
Bu büyük ve önemli vazife için başta Diyanet İşleri Başkanlığı, din görevlileri ve ilgili diğer kurum ve kuruluşlara büyük görev düşüyor. Ama daha da önemlisi fert fert tüm Müslümanların bu konuda daha bilinçli ve gayretli olmasıdır. Modern hayat, hız ve hazza odaklanan karmaşasıyla günümüzün namaz kılan Müslümanlarını da camilerden uzak tutmaktadır. Öncelikle bu anlayışa karşı durabilmek gerekiyor. Onun için Müslümanların yapması gereken en önemli iş, hiç bir mazerete sığınmadan namazlarını camide eda etmektir. Bin parçaya bölünmüş, gözyaşı ve kanla yoğrulmuş İslam dünyasının kurtulması, bir ve beraber tek vücut olabilmesinin en temel taşı da mabede sığınmaktır. Yeniden bir ve beraber olabilmek için camiler, Müslümanları bekliyor. Hele de gençleri ve çocukları.
Genel Başkan
Muhittin Hamdi Yıldırım
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın