Cumhurbaşkanı Erdoğan, At izi, it izine karışmış durumda
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan devam eden FETÖ operasyonlarıyla ilgili, \'\'Şu var ki at izi, it izine karışmış vaziyette. \'Ben bir şey atayım da nasılsa tutar\' diyenler var. Bazıları böyle yapıyor. Özellikle yazılı ve görsel medya dünyasında bu çok var.\'\' dedi.
Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G-20 Zirvesi’ne katıldığı Çin’den Ankara’ya dönüş yolunda uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, "Şu var ki at izi, it izine karışmış vaziyette. 'Ben bir şey atayım da nasılsa tutar' diyenler var. Bazıları böyle yapıyor. Özellikle yazılı ve görsel medya dünyasında bu çok var. Bazen fırsat bulduğumda TV’leri izliyorum.
Öyle yorumlar yapıyorlar ki suçladıkları o insanın bu işle hiç alakası yok. Ama o insana o yaftayı yapıştırıyor. Bunlar doğru şeyler değil. Bu tür yanlışlıklardan uzak durmak lazım." dedi
İşte Erdoğan'ın konuşmasının satır başları:
5’inci oturum, terörizm ve mülteci sorunuydu. Ana konuşmacı bendim. Tabii mülteci sorununda dünya maalesef iyi bir sınav veremedi, hâlâ veremiyor. Bazı ikili görüşmeler de yaptık.
CİDDİ ADIMLAR ATMALIYIZ
Gerek Sayın Putin’le gerek Sayın Obama’yla, gerek Sayın Merkel’le görüşmeler de bunlar arasında. Sayın Merkel’in mülteci sorununa daha olumlu yaklaştığını açıkça söyleyebilirim. Görüşmede, ‘Dayanışma içinde olmamız lazım; mülteci sorununa yönelik çok ciddi adımlar atmalıyız’ dedik. Körfez’le görüşmeler yaptığımızı söyledik.
Şunu kabul etmek lazım. Siyasetin matematiğinde sıkıntı var. Yani, 2 kere 2 hiçbir zaman 4 olmuyor. Bu gelişmelerde de bunu hep böyle görüyoruz. Şu anda Rusya ile olan ilişkilerimizde ekonomik olarak çok daha isabetli adımlar atabileceğimize inanıyorum.
Özellikle enerji alanında Enerji Bakanımızla onların enerji kuruluşları geçen hafta yoğun çalışmalar yaptılar. ABD’ye gelince, zaten önümüzde BM Genel Kurulu var, ardından onların seçimleri var.
Bir stratejik ortak olarak, seçimden sonraki neticeye göre adımlarımızı ona göre atacağız. Orada belirleyici olan, belki de en önemli olan konulardan biri, FETÖ meselesidir.
ASKERLERİMİZE ÖZGÜVEN GELDİ
(DAEŞ, PKK, PYD, YPG, FETÖ derken çok sayıda cephe açıldığını gündeme getirenler olduğunu belirterek) Türkiye’nin güvenlik güçleri bütün bu cephelerde gereken mücadeleyi verebilecek güce ve kararlılığa sahiptir. 15 Temmuz sürecinde tutuklamalar da oldu ama ordumuz daha güçlü hale geldi.
En azından askerlerimize bir özgüven geldi. Cerablus operasyonu, kararlılığımızın en önemli ifadesiydi. Bunu da başarılı bir şekilde, özel kuvvetler ve diğer askeri birliklerimiz gerçekleştirdi.
BAYRAMDA ATEŞKES OLABİLİR
Şunu net olarak söylemeliyiz: Dışarıdan bir adım gelse de gelmese de Türkiye olarak bizler ensar anlayışıyla Suriye’deki kardeşlerimize desteği sürdüreceğiz. Şu anda zaten ciddi mülteci geçişi söz konusu değil. Son operasyonlarla Suriye kuzeyindeki halka da özgüven geldi. Tek sıkıntı Halep’te.
Gerek Obama gerek Putin ile görüştük. Dışişleri bakanlarımız da üçlü görüşecek. İnşallah bayram öncesi Halep’te ateşkesi sağlamayı ümit ediyoruz. Ardından Kızılay’la giyim, yiyecek, ilaç gibi yardımları, oyuncakları ulaştırmayı planlıyoruz.
Bayramı bayram gibi yaşama imkânına kavuşsunlar istiyoruz. Bunları da paylaştık. Olumlu bakıyorlar. Putin, 2-3 gün içinde çözüme ulaşılabileceğinden söz etti.
PKK KENDİNE YER EDİNMEYE ÇALIŞIYOR
Bunu, bölgedeki koalisyon güçleri ile olan hassasiyetler başta olmak üzere bölgesel faktörlere bağlamak daha doğru olur. Acımasız bazı hadiseleri yaşadık. Mesela bu Gaziantep’teki kına gecesine saldırı, fitili ateşleyen bir hadise olmuştur.
Bu, ABD ile görüştüğümüz konulardan biri. Neler yapılabileceği, görüşmeler neticesinde netleşecek. Orası ABD’nin tutumuna bağlı. Ancak, biz artık bölgede var olduğumuzu göstermek durumundayız.
Eğer geri adım atarsak, oralara işte DAEŞ gibi, PKK gibi, PYD gibi, YPG gibi terör örgütleri yerleşir. Benzer riskler Irak için de söz konusu. Orada da PKK kendine yer edinmeye çalışıyor.
ÇOK KISA SÜREDE CERABLUS ALINDI
(Bölgenin haritasını göstererek) Şu gördüğümüz tabloda yeşil olan yerler ne yazık ki DAEŞ, PYD ve YPG’nin elindeydi. “Ilımlı muhalifler”i eğit-donat kapsamında yetiştirmiştik. İlk etapta yaklaşık 1000, sonra 1400’e çıkarmak suretiyle kendi topraklarımızdan bunları Cerablus’un biraz daha batısına soktuk.
Onlara bizim obüslerimiz (Fırtınalar) da destek verdi. Talep ettiğimizde tabii ki koalisyon güçleri de gereken desteği sağladı. Onlar daha çok havadan vurdular. Karada bizim tankçılar, piyade olarak da “ılımlı muhalifler” bu işi gördüler. Böylece çok kısa sürede Cerablus alındı.
DAEŞ, güneye doğru inmeye başladı. Aslında biz Menbiç konusunda da daha önce Obama’ya bir teklifte bulunmuştuk. Görüşmemizde, “Menbiç kesinlikle Araplarındır, oraya PYD, YPG falan gelmeyecek” demişti.
AT İZİ İT İZİNE KARIŞTI
FETÖ ile mücadele çerçevesinde ihraç edilenleri kriptoların seçtiği, asıl kriptoların ise halen görevde durduğu, yanlış insanların gönderildiği söyleniyor...
Bunu söyleyenler kendilerine göre doğru da söyleyebilirler. Ama şu var ki at izi, it izine karışmış vaziyette. “Ben bir şey atayım da nasılsa tutar” diyenler var. Bazıları böyle yapıyor. Özellikle yazılı ve görsel medya dünyasında bu çok var.
Bazen fırsat bulduğumda TV’leri izliyorum. Öyle yorumlar yapıyorlar ki suçladıkları o insanın bu işle hiç alakası yok. Ama o insana o yaftayı yapıştırıyor. Bunlar doğru şeyler değil. Bu tür yanlışlıklardan uzak durmak lazım.
GÜZEL BİR FIRSAT YAKALANDI
Üzgünüm, üzülüyorum. Çünkü bir Cumhurbaşkanı olarak aslında bu tür karşılıklı bir yarışa girmek istemiyorum. Biliyorsunuz beyefendi (Kemal Kılıçdaroğlu) Yenikapı’ya gelmek istemiyordu. Arkadaşlar devreye girdiler. Bize gelenler oldu.“Güzel bir fırsat yakalandı” denildi.
Ben de kendisine yazılı olarak davetimi gönderdim. Buna rağmen o açıklamayı yaptı. Daha sonra gerek kendi partisinden gerekse dışarıdan zannediyorum kendisini aradılar. Sayın Başbakan da aradı. Ondan sonra geleceğini bildirdiler.
O şekilde Yenikapı’ya geldi. Sayın Bahçeli davetimiz üzerine hiç tereddütsüz Yenikapı’ya geleceğini bildirdi ve geldi. Orada yapılan konuşmalardan rahatsız olmadık. Konuşmalar da geneli itibariyle toparlayıcı idi.
(Adlı Yıl açılışı) Barolar Birliği Başkanı bizden ziyaret talebinde bulundu. 6-7 baro hariç hepsi geldi. Daha sonra yönetimden arkadaşları ile makama çıktık.
Başkan’ın yanında bir hanım vardı, Barolar Birliği yöneticilerinden. O dedi ki“Sayın Cumhurbaşkanım bu konuşmaları her zaman yapabilelim. Adli Yıl’da da bunu halledelim”. Ben de “Yaparız” dedim.
Normalde bir otelde planlamışlar. “Bizim Kongre Merkezimiz daha rahat, bu sene orada yaparız” dedim. Sonra haber aldık, gelmiyorlar. Oylama yapmışlar. Metin Bey (Feyzioğlu) arzulu idi. Bir arkadaş daha vardı, o da istekliydi. Kaynak: Haber10
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın