Cömert köle
Çok zengin ve cömert olan Câfer-i Tayyar'ın oğlu Abdullah güneşli ve çok sıcak bir günde bir hurma bahçesinin yanından geçiyordu.
Hurma bahçesinde çalışan zenci bir köleye üç öğünlük yemek getirdiklerini gördü. Tam o anda da zayıflıktan kemikleri sayılacak şekilde aç bir köpek, zenci kölenin yanına gelerek, durumunu anlatır şekilde yalvaran gözlerle ona baktı. Köpeğin aç olduğunu gören köle hiç tereddüt etmeden bir öğünlük yemeğini ona verdi. Köpek hemen yiyip bitirdi. Bunun üzerine zenci köle yiyeceğinin ikincisini, daha sonra da üçüncüsünü köpeğe verdi.
Bu duruma şahid olan Hazret-i Abdullah köleye yaklaşarak "ey arkadaş, niçin üç öğün yiyeceğinin hepsini, kendin muhtaçken ona verdin?" diye sordu.
Köle "efendim, bu köpek belli ki uzaklardan gelmiş, yorgun ve açtır" dedi.
"Pekâlâ, sen şimdi ne yiyeceksin?"
"Aç durup sabredeceğim efendim."
Hazreti Abdullah, görüp işittiklerinin tesiri altında kalmıştı; kendi kendine "halk bir de beni cömert bilir. Halbuki bu siyah köle benden daha cömerttir" diye düşündü ve zenci kölenin çalışmakta olduğu hurma bahçesinin sahibinin kim olduğunu öğrendi.
Sonra da gidip hurma bahçesini ve köleyi sahibinden satın aldı. Bu cömert köleyi azat etti (serbest bıraktı). Hurma bahçesini de içindekilerle birlikte köleye hediye etti. Bu hareketini görenler, Hazret-i Abdullah’a "sen eskiden de cömerttin, şimdi daha cömert oldun" dediler.
Abdullah bin Câfer-i Tayyar hazretleri ise "ne yazık ki öyle değil. O kölenin verdiği, sahip olduğu malının tamamıydı. Benim verdiğim ise, sahip olduklarımın çok azıdır" diye cevapladı.
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın