Birmingham Ünivetsitesi'nden cehalet ilanı

SALİHA SULTAN

Birmingham Üniversitesi 20 Temmuz’da yaptığı açıklamada, üniversite kütüphanesinde Ortadoğu’dan gelen kitaplar ve belgeleri gözden geçiren bir doktora öğrencisi tarafından Hicaz Arapçasıyla yazılmış Kur’ân-ı Kerim bölümleri bulunduğunu, eserlere uygulanan karbon testleri sonucunda iki parşömendeki el yazmasının bin 370 yıl öncesine ait olduğunun tespit edildiği belirtmişti.  31 Ağustos’ta söz konusu Kur’an-ı Kerim ile ilgili yaptıkları ikinci açıklamada ise bulunan Kur’ân-ı Kerim sayfaları üzerinde bir aydır yaptıkları araştırmalar sonucu Kur’ân-ı Kerîm’in Hz. Muhammed (sav)  ’den daha önce yazılmış olabileceği iddiasını ortaya attılar. Üniversitenin iddiasına göre Birmingham kütüphanesinde bulunan Kur’ân parşömenleri meğer 568 ile 645 yılları arasında yazılmış. Kısaca parşömenler Kur’an-ı Kerim henüz indirilmeden, hatta 571 yılında doğan Hz. Muhammed (sav) dünyaya gelmeden evvel yazılmış. Times ve Daily Mail gibi İngiliz basını mecralarında yer alan ve Birmingham Üniversitesi’nin cehaletini ortaya koyan bu iddia sonucu yapılan yorumlar ise Hz. Muhammed (sav) öncesinin ve erken İslam tarihinin yeniden yazılması gerektiği yönünde oldu.

MÜMKÜN DEĞİL

Birmingham Üniversitesi’nin yaptığı son açıklama üzerine görüştüğümüz Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Türk İslam Sanatları Tarihi Öğretim Üyesi ve aynı zamanda hattat olan Doç. Dr. Süleyman Berk, yazı karakterine bakarak böyle bir iddianın söz konusu bile olamayacağını dile getiriyor. Birmingham Üniversitesi’nin kütüphanesinde bulunduğu belirtilen Kur’ân-ı Kerim ile ilgili daha önce Emevîler dönemine ait olduğunu, benzeri birçok örneğin İstanbul’daki Türk İslam Eserleri Müzesi’nde yer aldığı yönünde beyanat verdiğini vurgulayan Doç. Dr. Berk; “Türk İslam Eserleri Müzesi’nde 2010 yılında gerçekleşen Kur’ân-ı Kerim sergisinde, müzenin envanterinde olan çok kıymetli sahifeler de sergilendi. Burada âyetlerin yazıldığı en erken döneme ait örnekler sergilendi. Bu yazı karakterini iyi biliyoruz. Birmingham’da ortaya çıkan yazı karakterini de biliyoruz. Söz konusu parşömenlerdeki yazı karakteri Emeviler’in sonu Abbasiler’in başı diye tarihleyebileceğimiz bir yazı karakteridir. Aksi mümkün değildir” diyor.

BİLGİ EKSİKLİKLERİ VAR

Doç. Dr. Süleyman Berk, üniversitenin Kur’an-ı Kerim’in Hz. Muhammed (sav)’in doğumundan evvel yazıldığı iddiası üzerine “Kağıt eskiden kalmış olabilir, ama yazı karakterinin söyledikleri tarihlere ait olması mümkün değil” diyerek itiraz ediyor ve “Bu konuyla ilgili bilgileri olmadığı için yanlış iddialar ortaya atıyorlar. Hâlbuki bir ay önce bu konu ortaya sürüldüğünde kendilerine gerekli cevaplar verilmişti. Bilgi eksiklikleri var. Akademisyenler arasında da konu tartışılmadı. Bu sahada, yazı konusuyla ilgili çalışmaları olan insanlar bir araya gelip, nüshayı değerlendirmeden böyle bir açıklama yapmaları hiç doğru ve akademik bir usul değil” sözleriyle üniversitenin bütün Müslümanları ilgilendiren bir husustaki özensizliğine de dikkat çekiyor. 

Yazı karakterinin bizde onlarca örneği var

BASINDA yer alan ve Hz. Muhammed dönemi öncesinde yazılmış olduğu iddia edilen eserin fotoğraflarına baktığını ve yazı karakterinin Hazreti Muhammed ya da 4 halife dönemine ait olmasının mümkün olmadığını kaydeden Doç. Dr. Süleyman Berk, “Emeviler dönemine ait, 7. yüzyılın sonu, 8. yüzyılın başına ait. Kesinlikle bu böyle. Türk İslam Eserleri Müzesi’nde aynı döneme ait çok daha fazla eser elimizde mevcut” dedi. Müzede gerçekleşen Kur’an-ı Kerim Sergisi için hazırlanan ‘1400. yılında Kur’an-ı Kerim” kataloğunu delil olarak gösteren Doç. Dr. Berk, Birmingham Üniversitesi kütüphanesinde bulunan Kur’an-ı Kerim’deki yazı karakterinin kataloğun 147. sayfasında da “Emevi Dönemi Kur’an-ı Kerim Yaprağı-8. Yüzyılın Başı” altyazısı ile de yer aldığını belirtti. 

Birmingham antika piarı mı yapıyor?

Birmingham Üniversitesi’nin önce “Dünyanın en eski Kur’ân-ı Kerîm’ini bulduk”, bir ay sonra da “Kur’ân Hz. Muhammed’den önce yazılmış olabilir” diye ortaya çıkışı, eserin satışı için büyük bir piar çalışması yapıldığına dair şüpheyi de beraberinde getiriyor. Eserle ilgili yaptıkları açıklamalara rağmen üniversite bugüne kadar eseri kimlere incelettiğine dair herhangi bir açıklama yapmadı. Müslüman ülkelerdeki akademisyenlerle irtibat kurarak ehil bir kurul oluşturmak bir yana, Kur’ân-ı Kerim el yazmaları hakkında ciddi bir bilgi ve birikimi olan Fransız Prof. Dr. François Deroche’den dahi görüş alınmadı. Kaynak: Gazete Vahdet