© Dini Haberler 2020

Zekat ve Sadaka-i Fıtır (Fitre)

Zekat, İslam Dini’nin mü’minlere yüklediği temel görevlerden biridir. Menkül ve gayr-ı menkül bütün mallar üzerinde Allah adına belirlenen yerlere verilmesi gereken bir haktır. Verilmesi durumunda cennete götürecek, verilmemesi halinde cehennem azabına sürükleyecek bir ibadettir.

ZEKAT                                                                                          

Zekat, İslam Dini’nin mü’minlere yüklediği temel görevlerden biridir. Menkül ve gayr-ı menkül bütün mallar üzerinde Allah adına belirlenen yerlere verilmesi gereken bir haktır. Verilmesi durumunda cennete götürecek, verilmemesi halinde cehennem azabına sürükleyecek bir ibadettir.

Ferdi ihtirasları dizginleyen, sosyal kaynaşmaya vesile olan zekat, fakir toplum kesiminin tüketim gücünü artıracağından üretimin çoğalmasına sebep olan ve böylece iş gücü imkanları doğuran iktisâdi değeri büyük pek yüce bir ameldir. Zekat fakirlere  bizzat  verilmelidir. Ve tatbikatımız da zaten bu şekildedir.

Zekat zirai mahsüller, hayvanlar, ticaret malları, hisse senetleri, altın ve gümüşler, fabrika ve apartman gelirleri  ve de madenler üzerinden değişik yüzdelerle verilir.

Dinimizde zekatın büyük ölçüde her bir cins maldan ve değişik yüzdelerle verilmesi her tür malda fakirlerin ve acizlerin hakları olduğunu bildirir.

Nisap miktarı mala sahip olan mü’minlerin İslam dininin belirlemiş olduğu hakları tutması ve gizlemesi haramdır.

Bu hakları ödeyenlerin daha çok vermeye çalışmaları ise öğütlenmiştir ve mü’minler için ideal olandır. Özellikle yokluk ve yaygın işsizlik dönemlerinde bu ideal seviyeye ulaşmak için gayret sarf etmelidir.

 

SADAKA-İ FITIR (FİTRE)

Fitre, sadaka-i fıtır (Fıtır sadakası) olarak da adlandırılır. Yaratılış, yaratılıştaki temizlik ve dini kabul edecek asli temizlik demektir.

Dini anlamı ise: Ramazanın sonuna yetişen ve nisaba malik olan her hür müslüman üzerine vacip bir sadakadır.

Fitre zekatın farz olmasından önce hicretin  ikinci ( m.624) yılında mü’minler üzerine dinimizce emredilmiş mali bir ibadettir. Fitre ile ilgili Hadisi Şerifleri görelim.

“ İbn-i Ömer (R.A.) dan şöyle dediği rivayet edilmiştir. Rasûlullah (S.A.V.) fıtır sadakasını müslümanlardan herkese belli miktarlarda vacip kıldı. Ve bu sadakanın, halk bayram namazına çıkmazdan evvel verilmesini emretti.” Buhari)

“Abdurrezak’ın sahih senet ile Sa’lebe ibn-i Suayr (R.A.) den rivayetine göre : Peygamber (S.A.V.) Ramazan bayramından bir veya iki gün önce hitap ederek şöyle buyurdu: Herkesten fıtır sadakası olarak belli miktarlarda veriniz.” (Buhari)

Fitrenin bir kimse üzerine vacip olması için üç şart vardır: Müslüman olmak, hür olmak,asli ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olmak. Fitre Ramazan Bayram namazından önce,zekat verebilecek kimselere verilmelidir.

İmran KILINÇ

İlginizi Çekebilir

N’olur, duyun bu çığlıkları artık

A. Raif Öztürk gündeme dair Köşe yazısı...

Yılbaşına, yılsonuna değil, YOLUN SUNUNA odaklan

Köşe Yazarlarımızdan A. Raif Öztürk'ün gündeme dair yazısı. Yılbaşına, yılsonuna değil, YOLUN SUNUNA odaklan

Şeflerin Çilesi  

Yılların birikimi tartışılmaz tecrübeleri  ile kurumların olmazsa olmazı şeflerin bu haktan istifade edebilmeleri ve mahrumiyetlerinin giderilebilmesi  için yetkililer acilen onları da bu yasanın kapsamına dahil etmelidir. 

MEVLİDİ NEBİ

Kandiller; öze dönüşün, Yüce Yaratanımıza yürekten yakarış ve yönelişin, günahlarla kirlenmeye yüz tutmuş gönüllerimizi arındırmanın, geçici olanla kalıcı olanı fark etmenin, kalp gözümüzü açıp gönül dünyamızı temizlemenin fırsatı olan, nefsin yanıltıcı arzu ve isteklerinden uzaklaşmanın imkânlarını sunan kutlu zaman dilimleridir.

CAMİLER HAYATIN MERKEZİDİR

O kutlu mekânlar, sadece, dedelerin, babaların, ihtiyarların, ellerinden tutup evlerine götürmek için önünde beklenen; üç Cumayı geçirmemek için, cuma günlerinin takibinin yapıldığı, bayramdan bayrama, teravihten teravihe, kandillerden kandillere uğramak mecburiyetinde hissettiğimiz yerler de değillerdir.

Hırslı Değil Azimli Çocuklar Yetiştirmeli

Günlük hayatımızda sürekli birileri ile yarıştırılmaya alıştırılmış çocukların, büyüdüklerinde de arabalarının markasını, gittikleri yerleri, ilişkilerini, başarılarını ve hatta ebeveynliklerini yarıştıran kişilere dönüşebildiklerini görmüşüzdür.

TÜM HABERLER