Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

ZAFER

ZAFER; BİR KARA PARÇASINDA DEĞİL, DÜŞÜNCE DÜNYASINDA KAZANILMALIDIR!.. 


     " Kuşku yok ki Allah yolunda çarpışan, öldüren ve öldürülen mü'minlerden Allah karşılığında Cennet vaad ederek mallarını ve canlarını satın almıştır. Bu Allah'ın Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da gerçekleştirmeyi üstlendiği bir vaaddir: Hem, sözüne Allah'tan daha sadık kim olabilir ki? Öyleyse sevinin O'nunla böyle bir alışveriş yaptığınız için; bu, işte budur muhteşem mutluluk. " ( Tevbe sûresi, âyet 111) 

     " İşte muhteşem mutluluk" idealini yeryüzünde bayraklaştıran, insanları bir bir araştırınız, okuyunuz, tetkik ediniz bir zat-ı muhterem dışında kimseye rast gelemeyecek ve bulamayacaksınız. 

     Ne demek, 23 sene gibi  bir zaman diliminde , azgınların, despotizmin, cebbarların, zalimlerin, putçuların, puta tapanların, insanlığın kutlu değerlerini örseleyenlerin karşısına çıkıp, onları hizaya getirmek, el aman dedirtmek?

      Bazan tarihi araştırın, Sasani tarihini Bizans tarihini  okuyun, padişahların, kralların, derebeylerin hayat hikayelerini inceleyin, Vallahi, zikredeceğim isim dışında bir insan bulamayacaksınız, pes edeceksiniz!.. 

     Tam tamamına 23 sene!.. 6236 tane ayet inmiş, her ayetin iniş sürecinde bir müsebbib, bir olay yaşanmış ve bu hikmetler o gündür, bu gündür, elden ele, dilden dile okunur, dillenir, bellenir olmuş!.. 

     İsterseniz, bu gün bile çıkın gezin yeryüzü gezegenini, sorun soruşturun, istikamet, hakkı tanıtan, Rabbi tarif eden yukarıdan beri zikretmeye çalışmış olduğum Hz. Muhammed (sav) dışında kimseyi bulamayacak, göremeyecek ve " buldum" oiyemeyeceksinizdir!.. 

     Onun içindir ki, canı veren, can kadar; dini getiren iman kadar sevilir. Lakin, kör gözler, şuurları, basiretleri bağlanmış, duygusuz camidler, fikir kıtlığı çekenler, kalpleri, gözleri bağlanmış olan biçareler, sefiller, perişanlar onu anlayamaz  ve bilemezler.

       Zaten, bilmiş olsalardı, ne yer yüzünde solculuk, olacak, ne kapitalizm denilen engerek yılanı insanları sömürüp posasını çıkaracak, nede krallar, saltanatçılar, veliahdler, Muaviye'ler, Yezid'ler  vb. gündemde olmayacaklardı. 

     Rasulullah (sav); toprak fetihlerinden ziyade, insan fethini başarmış, dün ve bu gündür yeryüzünde anılan, ismi geçtiği zaman saygı ifadeleri ila ihtiram duyulan  mümtaz bir Rasul'dür. 

     Rasululah (sav), gönülleri fethederek, ırkçılığı, bencilliği, enaniyyeti, mala, mülke perestiji, tüm beşeri düşünce ve fikirleri yok etmesini bilmiştir. 

      Günlük, beş vakit kılmış olduğumuz namazlarda, daima onu anıyor, zikrediyor, ona salatü selam gönderiyoruz. Hiç bir kimse, inançlı ve inançsız bir fert, ona kem gözle bakmıyor, tüm insanlık onun ismi karşısında temennaya geçiyor, saygı gösteriyor. 

     Halbu ki, insan fethinden, gönül kazanmaktan ziyade toprağa, ülke fethine gönül koymuş olsaydı, çabucak unutulur, tarihe karışır, hafezanallah! yok olup giderdi. Örneğin,

      Buda dininden, Brahma'dan, Konfüçyüs'ten  bir haber alınmamakta, neredeyse tamamı unutulmuş gibidir. Dünya diktatörlerinden Mussolini, Hitler, Stalin,Lenin, Mao ismi geçtiği zaman beşeriyetin rengi atmakta, her ağızdan acaib bir söz sudur etmektedir. 

     Oysa, Rasulullah için bunları düşünmek, aklımızın kenarından geçmesi bile abesle iştiğal olmaktadır. Şairler, edipler, filozoflar onun büyüklüğü karşısında el pençe divan durarak şiirler yazmaktalar, felsefi sözlerle onu medhü sena etmektedirler..

     Netice olarak; 

      Ama ne hazindir ki, bir Amerikalı vatandaşın, Rasullah (sav)'i internetine tanıttığı kadar tanıtamadık, onun için bir kısım dünya insanlığı Hz. Muhammed (sav)'den, onu tanımaktan bihaber yaşamaktadır. 

     Suç kimindir? Tabii ki, dün bu gündür tüm Müslümanlarındır. Çünkü, günümüz insanlığı, onun şahane, güzide yaşayışına muhtaçtır. 

     Temizlik eyleminden tutunda, evlilik, kadın-erkek eşitliği, çoçuk sevgisi, adalet, miras, doğru olmak, doğru yaşamak, Allah'ın nehyettiği her türlü pisliğin üzerine üzerine gitimesi insanlığa anlatılması lazımdı. 

     Ama, bizler, görevimizi tam manasıyla yapamadık. O yüce ruhu ihmal ettik, insanlığa anlatamadık. Halen de anlatılmamaktadır. Camilerimzde, eşitsizlik, kadın erkek ayrımı yapılıyorsa, bunun müsebbibi bizleriz. 

     Toplumun yarı katmanı olan hanımlar, halen camilere sokulmamakta, cuma namazından, bayram'dan, cenazeden mahrum bir şekilde yaşamaktadırlar. Dolayısıyla,

     Rasulullah (sav), zaferi; toprak parçası ülke fethinde görmemiş, düşünce dünyasında inkılap yapmaya çalışmıştır. Bu güzelliği yaşamak,yerleştirmek için bizler halen niçin atıl atıl bekliyoruk ki? Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın