YUH!.. YUH!..
Şu günler, yine sokaklarımız çıngırak sesleri ile, baykuş ötmeleri ile, zehirl yılan ıslıklarıyla inim inim inlemektedir!..
Behey Allah'tan korkmazlar, kulllardan utanmazlar!.. Yazık ve günah değil midir?.. Bu mazlum ve mağdur olmuş milletin, evladlarının ve tüm geleceğinin biraz huzura, rahata, maneviyata hakkı ve hakları yok mudur?
Sosyal travma!..
Maalesef, ülke olarak, millet olarak son yıllarda bir nizam intizam bulmuş iken, içimizdeki şizofreni hastalıklı ruhlar, beyinler ve kafalar, hiç de alakaları, ilgileri olmadığı halde okulların önlerinde, " bed sesleri" ile, nefretamiz haykırışları ile milletin huzurunu bozmaya çalışmaktadır.
Bunlar, bu tür neseb-i gayri sahihler; kendi öz değerlerine yabancılaşmış zübükler, milletimizi, gençleri kadın kız, kızan sokağa dökmek, devlete, millete isyan etitrmek için olmadık naneleri yemektedirler.
Bu bir projedir!..
Hem de nasıl bir proje!.. Bir ucu Siyonizme dayalı, bir diğer tarafı Masonizmden beslenmekte, bir diğer taraftan Freudizm, bir ellerinden Marks, Mao tutmuş, öylece sokaklarda vaveyle koparmaktadırlar.
Bu tür mizansenleri, basite indirgemeyelim. Bu zübürler ve zübükler, kos koca imparatorluğun yıkılmasında baş rol oynadılar, 31 Mart ihtilalini deruhte ederek, 1960 yılında suçsuz bir başbakanın başını yemesini becermiş oldular.
Bunların ar damarları çatlamııştır. Utanma, haya, edep, ahlak tamamen dümura uğramıştır. Bunlara yani bu zihniyeti mefluç kitlelere göre, kimi olursa olsun, bunlardan değilsen düşmansın düşüncesi yerleşik fikirdir.
Çünkü, bunlar münafık kesimlerdir. Yani, inançsız, maneviyata inanmadıkları için, ahlak diye bir mefhum bunlarda bulunmamaktadır.
Canlı köstebekler!..
" Münafığın en çok benzediği canlı köstebektir. Bu yüzden, köstebeklerin yuvalarına da, " nifak" ve " münafık" ile aynı kökten gelen "nefak" adı verilir. Köstebeklerin görme duyuları gelişmemiştir. Kendileri görmediği, kör olduğu için, başkalarını da kendileri gibi sanırlar. Kimse fark etmesin diye, yer altında kazarak yol alırlar. Yine de fark edilmekten kurtulamazlar. Toprağı teptikleri yer, onları ele verir. Yakalanmaları yine de kolay değildir. Ancak iyii bir takiple yakayı ele verirler. Köstebeğin yer altında yol alması sebepsiz değildir. Tali sebebi başkalarına görünmemektir, fakat esas sebep başkalarının emeğini aşırmaktır. Daha çok meyvelerini toprağın altında depolayan patates, soğan , sarmısak, yer elması gibi vb. gibi yumrulu bitkilere musallat olurlar. Genellikle yemek için değil, sadece yığmak, biriktirmek için çalarlar emekleri. Bu yüzden, köstebek yuvasını bulan ihya olur." ( Kelimeler. M.İ. sayfa 255)
Güzel bir teşbih!.. Köstebek zihniyetli ve yaşantılı cıfıtlar, yine sokaklarda boy göstermekte, hiç de öğrencilikle, okulla ilgi ve alakaları bulunmayan fikir mensupları, miilleti karıştırmak, huzuru bozmak istemektedirler.
Hem de, ağızlarında geveledikleri, Ozan Mahzuni'nin, " Yuh yuh!" başlıklı türküsü ile meydanları , alanları ve tüm insanımızı direnişe, direnmeye çağırmaktadırlar. Ellerindeki paçavralar, bunların kimler olduklarını tanıtmaya yeter ve artar bile.
Üzülerek belirtmeliyim ki, riya, münafıklık, iki yüzlülük, kılık değiştirme, huzur bozanlar hep ola gelmiş ve gelmeye devam edecektir.
Bu soytarılar, kendiliklerinden bir şey yapamamazlar. Asıl olanı, bunları sahneye sürenler, masonik zihniyetli, sosyalist menşeli, komünist odaklı, mezhepçi zihniyet rezilleridir. Daha doğrusu, kanlı cinayet örgütü olan Marksist Leninist devşirmeleridir.
Çünkü, bunların amacı, üzüm yemek değil, vatanın huzurunu istismar ederek, korku, endişe, stres, kargaşa çıkartmaktır. Bunlar, hem İstanbul'da, hem Ankara'da, hem de ülke genelinde istismar yöntemini kullanmaktadırlar.
Netice olarak;
Bu hususta, milletin, yetkililerin uyanık olmaları, rüzgarın nereden estiğini, nasıl toz duman çıkardığını bilmeleri şarttır ve gereklidir.
Kanlı örgütler, askerle, emniyetle baş edemeyeceklerini anlamış olduklarından dolayı, şekil ve kılık değiştirerek, sahneye çıkmışlardır.
Dünkü zamanlarda, " Hak-Hukuk-Adalet" yürüyüşleri, " Gezi hileleri" bir işe yaramamış, bu defada, bu yolu , yani okul önlerini paravan gibi kullanıp, buradan nemalanmak istemektedirler.
Üzülerek belirteyim ki, " Mezhepçi" zihniyet çömezleri, mezheplerini Marksist, Leninist, Maoist bir alana kaydırmışlar, zavallı, biçare halkımızı bu istismarla aldatmak istemektedirler.
Hani, ölümü yaklaşan Asr-ı saadetin en büyük münafığı, Abdullah B. Ubey b. Selul aynı metodu uygulamış, ölümü yaklaşınca, hünerini göstermiş, cenazesini Rasululllah (sav)'in kıldırmasını , hem de hırkasını bu münafığa örtü olarak kullanmasını istemişti.
Ama, yüce Allah'ımız; onun bu çirkin ve pis oyununu bildiği için Rasulullah 'ı uyarmış, bu işi yapmamasını emretmiştir. Demek ki, riyakarlar, düzenbazlar, hilekarlar, tarih boyu hünerlerini göstereceklerdir. Ve göstermektedirler.
Rabbimiz!... Bu aziz millete, idrak, uyanış, basiret ve anlayış lütfetsin!.. Dosttu dost, düşmanı düşman bildirmeyi nasip eylesin!... Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın