Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

 VEFATININ 28 NCİ YILINDA MERHUM TÜRKEŞ'İ RAHMETLE ANIYORUZ!..

Merhum Alpaslan Türkeş'i, vefatının 28 nci yılında rahmetle, hürmetle ve dualarla anıyoruz!.. Ülkemiz, milletimiz ve bizler onsuz geçen tam tamamına bir 28 yıl ayrı yaşamış olduk. Merhum Türkeş beyin ağırlıklı, etkili, saygın, yol gösterici ve nasıl millet olarak ilerleyeceğimizi ifade eden nasihatlerine hasret kalmış bulunuyoruz!.. Onun tecrübesi, bilgi birikimi, devlet tecrübesi , iyiyi, kötüyü tefrik, faydalıyı, zararlıyı, tehlikenin nereden ve nasıl geleceğini bilmesi, aşina olması bizler için bir aydınlık yol, bir ışıktı!

Ama, kaderin cilvesine, yaşamın gidişatına bakınız ki, rahmetli Türkeş bey, her fani gibi dolu dolu yaşadı, iyiyi gördü, kötüyü tanıdı, kötülükle yüz yüze geldi ve çilekeş bir ömürden sonra Hakk'a vasıl oldu!.. Nurlar içersinde yatsın, mekan ve makamı cennet olsun!..

1973 yılı idi!.. Zatiallerini, Ankara Bahçelievler'de ziyaret etmiştim.. Yaşar Okuyan genel sekreterdi.. Beni ziyaret için odasına aldılar!.. Elini öptüm, bizzat beni ayakta karşılayarak tanışmış oldum!.. Tabii ki, büyük devlet insanları büyük konuşurlardı.. Mes'elere yaklaşımı beni kendisine hayran bıraktı... Zaten o tarihten sonraları, Afşin Belediye Başkanı efsane insan Ergün Ertekin vesilesiyle sanki bir Afşin'li imiş gibi aşina olduk!..

Merhum Türkeş ,Türk-İslam tarihini dolu dolu yaşamış bir kutlu insandı!..

Merhum Türkeş beyin hayatını takip edenler bilir ki, doğumundan vefatına kadar çile çekmiş, zahmetle yoğrulmuş, zahmeti rahmete çevirmiş bir kahramandı. Daha genç bir subay iken, tabutlukla imtihan olmuş, mahpus olmuş, bin bir türlü çileden sonra özgürlüğüne kavuşmuştur. ABD'ye gönderilmesi, genç bir kurmay subay olarak vatana avdeti ile rahata, sükunete ve selamete kavuşmamıştır. Bu defada karşısına 27 Mayıs 1960 ihtilali çıkmıştır!..

27 Mayıs ihtilalinin en kudretli insanı idi!..

Devleti, milleti gelişen tehlikelere karşı korudu!.. Bu gün olduğu gibi, sol cenah o günde yerinde durmuyor, ihtilale karışmış on dört kahramanı der dest ederek 13 Kasımda yeni bir ihtilal ile her birini bir tarafa savurmuş oldular!.. Maalesef, Türkeş beyin nasibine en uzak bir ülke olan Hindistan düşmüştü. Biri nevi sürgüne gönderilmiş olduğu ülkede boş oturmadı.. Devrik Başbakan merhum Menderes'in idam edilmemesi için bütün imkanlarını kullandı. Ama, ne çare ki, muvaffak olamadı!. Devrim taraftarları gemiyi azıya almışçasına idama karar vermişlerdi. Ve merhum Menderes ve iki arkadaşı idam edildiler!.. Makamları cenneti âlâ olsun!..

Türkeş bey, akıllı, aklını kullanan bir devlet adamı idi!..

Bölücülüğe hasım, mezhepçiliği tiksinti ile karşılayan, birlik ve beraberlik için yoğun çaba gösteren bir deha idi!. Bir defasında, Almanya'da bir kurultaya katılır. Yanında birlikte olduğu Diyanet Müşaviri Dr. Abdülkadir Sezgin hocada bulunuyor!.. O gün bir Alevi vatandaşın misafiri olurlar. Türkeş'in hoş görüsüne bakınız ki, yemekler yendikten sonra sıra yemek duasına gelir: Türkeş bey: " Abdülkadir hoca bizi manen şenlendir, yemek duasını yap! der." Abdulkadir hoca, tecrübeli bir din adamı olarak duasını yapar, ve oradan ayrılırlar!..

Rahmetli Başbuğ bir çile, mihnet insanı idi.. Onun içindir ki, 27 Mayısı bizzat yaşadığı, içersinde bulunduğu gibi, akabinde Aydemir ihtilalleri olan 22 Şubat, 21 Mayısı da yaşamış bir kahramandır!.. 12 Mart muhtırası, 12 Eylül fecaatini yıllarca hapis yatarak yaşamış, arkadaşlarının seni Mısır'a götürelim teklifini kabul etmemiş, bihakkın mücadelesini ülkesinde yapmıştır.

28 yıl önce idi!.. Cemaatime namazlarını eda ettirmiş camide adetim üzere kitaplarla haşrü neşir oluyordum. O zaman ki, camii başkanı, merhum Şevket Barsboğa; " Hocam!.. Başımız sağ olsun Türkeş bey vefat etti" der demez, kendimi tutamadım ve sendeledim!.. Bendeniz bir heyecan insanı olduğum için hemen evime çıktım ve hıçkırıklara boğuldum!.. Ama, ne yapabilirdim ki? " Şehidliğe iman etmişiz" " Ondan geldik ona döneceğimiz" kadere rıza göstermekten başka elimizden bir şey gelmemiştir, gelmeyecektir!..

Netice olarak;

Hamdü sena olsuun ki, bu devlete nizmet edenler eksik olmayacaktır!.. Dünkü zamanlarda Başbuğ Türkeş bu millete öncülük yapıyor, yol göseriyorduu. Bu günde onun yerini küseltmeyen Dr. Bahçeli bey, Recep Tayyip Erdoğan ve benzeri dehalar hizmette kusur işlemiyor, bayrağı yere düşürmüyorlar!..

Onun içindir ki, ülke semasında baykuş ötmüyor, anarşizm can çekişmektedir!. Dileriz ki, bundan soınraki gidişatta da, ülke semasında asuda şafak sökmeye devam eder, İstanbul ve benzeri şehirlerimizde kaotik bir hal olmaz!..

Yakmak, yıkmak, tahrip etmek, askere, polise ve masum insanlara saldırı da bulunmak, dost işi değil, tamamen düşmanca bir davranıştır. Hak aramak, incaca hak istemek ayrı, küfür, şiddet ve hiddet apayrı şeylerdir.. Merhum Türkeş, bir hayli olayın ortasında bulunmasına rağmen, hiç bir zaman bu millet evlatlarının burnunun kanamasını bile hoş görmemiştir. Dolayısııyla,

Vefatının 28 nci yılında merhum Türkeş'i rahmetle anar, arkadaşları ile, yani Dündar Taşer'le, 44 yılında arkadaşlık yapmış kahramanla haşir olmasını, bir ve beraber bir olmalarını, yüce Rabbimizden niyaz edere, milletimize baş sağlığı temenni ederim.. Selam ve dua ile...

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın