Veda Hutbesi, insan Hakları ve Gazzeli Müslümanlar
" İnsan geçmesi gereken o geçidi aşamadı. O geçidin ne olduğunu sen bilir misin? Sen nereden bileceksin? Köleyi özgürlüğe kavuşturmaktır." ( Beled sûresi, âyetler 10,11, 12 )
Şu günler, Sarı Kafalı Donald Trump'un, kışkırtması ile, destek vermesiyle, Gazze kırsalında insanların masum, biçare, günahsız kanları akmaktadır.
İsrail Başbakanı Netanyahu; kurgulanmış, kurgulanan, göbekten ABD'ye bağlı bir kişidir. Suç, günah, zulüm, insan hakları, insanlık, mazlumun kanı, bebelerin öldürülmesi, annelerin göz yaşları vesaire gibi hususları algılayacak, idrak edecek kapasitede değildir.
ABD'de; 1850 'lerde kölelikle mücadele gündeme alınır iken, insanlara eziyet, özgürlüğü kısıtlama gündem oluşturulmaya çalışır iken, İslam; böylesi bir güzelliği, muhteşem yasayı Resulullah (sav)'in, " Veda Hutbesi"ndeki, insanlığın beyin ve idrakine nakış nakış işlemiş ve örnek olmuştur..
Bu gün, Gazze'de ayaklar altında çiğnenen kadın, kız, kızan ve bebelerin hakları Veda hutbesinde gündeme gelmiş, tüm bu sayılan kitleler insanlık nezdinde hürmet görmüş, hak elde etmişlerdir.
" El cennetü tahte akdamul ümmehat!" ( Cennet annelerin ayakları altındadır!"
Evet, elleri, ayaklarının altı öpülesice analar, Gazze'de mağdurları, mazlumları yaşamaktadır. Canlı canlı Siyonist askerlerin postalları altında zulme maruz kalıyor, şu mübarek Ramazan günlerinde eziyetlerin, zulümlerin bini bir para olmaktadır.
Maalesef, insan hakları, insanların muhterem oluşu, köleliğin zillet oluşu, ırk ayırımı, ırkî üstünlük zilletleri halen günümüzü meşgul etmekte, bunun açık örneği de Gazze'de yaşanmaktadır!..
" Sahabîlerden Abdullah bin Mes'ud soruyor:
- Yâ Resulalah! Kime iyilik edeyim, kiminle konuşup sohbet edeyim? - Annenle. - Sonra kiminle? -Yine annenle. - Sonra kiminle? - Yine annenle. - Sonra kiminle? - Babanla. -Sonra? - Komşunla." buyuruyor.
Allah aşkına bir söyleyiverin. Hangi sistem, hangi düzen sağladı kadına bu saygıyı? Siz aldırış etmeyiniz, dört evlilikten bahseden Kur'an bilmezlere!.. Tutturmuşlar iki şahit, bir erkek, iki kadın diye.
Bu tür şeyleri dillendiren kesimler, Kur'an'ı bilmeyen kesimlerdir. Zaten Kur'an'ı okumuş, onun emirlerini hayatlarına geçirmiş olsalardı, ne İsrail Siyonizmi, Gazze'de vahşet icra edecek, nede annelerin iffetleri ayak altı olacaktı!..
ABD'nin sarı kafalı yol, yöntem bilmez adamı!.. Siyonist damadının etkisi altında kalmış, onun hatırı için, kafasından büyük, cüssesinden öte işler yapmaya çalışmaktadır!.. Oysa, devlet adamı olmak, milletleri yönetmek, böylesi kimselere kalmamalı idi!..
Netice olarak;
21 nci çağın Müslümanları olarak; her türlü benliği, bencilliği, mezhebi ayrılıkları, siyasi firaksiyonları bir taraf ederek, Kur'an'ın emirleri etrafında birleşmeliyiz.
Birleşmeliyiz ki, Kur'an'da; ırkçılık, Siyonizm, Yahudilik, asabiyye, Tevrat'ı ayaklar altına atarak tahrip edenler kınanmıştır.
İslam'a göre, siyahi mükerremdir, beyazda muhteremdir, kadında efendidir, erkek de aliyyül âlâdır. Çocuklarda hürmet değer kesimler, kölelik, istibdat, zorbalık, hürriyetsizlik, çağın en büyük belasıdır.
Dolayısıyla, Müslümanların samimi olmaları gerekir. Birliğe, Tevhide, vahdete bağlanıp, her türlü İslam düşmanlığının ellerinin tersleri ile itmeli, Tekbir de birleşmelidirler.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın