ÜÇ İHLAS VE BİR FATİHA OKUMAMIZ !..
" 1- Hamd, bütün âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. 2- O özünde rahmet sahibi, işinde rahmet sahibidir. 3- O, Hesap Günü'nün hakimidir. 4- ( Rabbimiz!) YALNIZ SANA KULLUK EDER VE YALNIZ SENDEN YARDIM İSTERİZ. 5- Bizi yönelt Dosdoğru Yol'a. 6- Nimet verdiklerinin yoluna. 7- Gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna değil!" ( Fâtiha sûresi, âyetler 1-7 )
" Yalnız sana kulluk ettiğimiz için yalnız senden yardım isteriz." Kayıtsız şartsız itaat edilecek tek otorite Allah'tır. Onun dışındaki tüm otoritelere kayıtlı ve şartlı itaat edilir.
Yardım edenin gerçekte sadece Allah olduğunu bilenler, sadece Allah'tan yardım isterler. Dolayısıyla, duanın kıblesini Allah'tan başkasına çevirmek, ona kulluk etmek demektir.
İbadet Allah'ın razı olduğunu yapmak, ubudiyyet Allah'ın yaptığından razı olmaktır. " İyyâke na'budu ibadette, iyyâke nesta'în duada tevhiddir. Fatiha'nın anlamı böyle iken, İhlas sûresinin manası nedir?
" Tüm insanlara duyur ve deki; O Allah Bir'dir. Biricik'tir. Eşi, benzeri yoktur. Emsalsizdir. Niteliklerini, sıfatlarını kimseye dağıtmamıştır, paylaşmamıştır. Yaradan tektir. Onun dışındakiler yaratılmıştır ve asla ona benzemez. O'da hiç bir şeye benzemez!" ( İhlas sûresi)
Tüm Müslümanların anlayışlarını, görüşlerini, Allah hakkındaki düşüncelerini bu iki sûre vüzuha kavuşturmakta, ortalarda dolaşan, benlik davası güden sümsüklere güzel ve enterasan bir cevaptır.
Maalesef, " Yalnız sana kululk eder ve yalnız senden yardım isteriz" buyuran Allah'a karşı bizim yaptıklarımız, birilerini devreye sokmamız, ondan istimdatta bulunmamız neyin nesi olmaktadır?
Veya, bu iki sureyi celileyi dilimize dolayıp, mezarlara koşmamız, mezarlarda çürümüş. toprak olmuş ruhlarını Allah'ına teslim etmiş insanlara " üç ihlas bir Fatiha " okumamız ne demektir, ne anlama gelmektedir?
Yapmış olduğumuz bu eylemler, aziz Kur'an'ın ayetlerine, tüm içeriğine aykırı ve tezat teşkil etmiyor mu acaba? Hal böyle iken,
Okunan ve okumakta olduğumuz üç ihlas ve bir Fatiha'ya kimlerin ihtiyacı bulunmaktadır? Ölülerin mi? Yoksa dirilerin mi? Halbu ki,
Günlük hayatta, "şu yakınımın, şu babamın, şu dedemin, şu akrabalarımın" diyerek okumuş olduğumuz sure-i Fatiha ve üç ihlası şerif, öncelikle dirilerin, yaşayanların ruhlarını diriltmesi lazım değil midir?
Öyleyse, geliniz bu gidişatı, yanlış uygulamayı terkedip, kendimize, öze dönmeli, Fatiha'yı şerifi, veya üç ihlası, ölülerimize değil, bizim ölmüş, can çekişmekte olan şayet yaşıyor ise, kendi ruhlarımıza okumalıyız.
İnayeti, yardımı, istimdadı, sadace Allah'tan istemeli, kendisini Allah'ın makamına eriştirmeye çalışan üç kağıtçılara, biçarelere, zavallılara , şeyhlere, sözde kutuplara, Mehdilere, Mesihlere bu yanlış ve çirkin imkanı tanımamalıyız.
Sonuç yerine;
Maalesef, bu ülkenin camilerinde, kürsülerine çıkarak, vaaz eden, ağlayan, ağlayıcı kiralayan Feto misillü üç kağıtçılara fırsat vermemeliyiz.
Uyanık olmaz isek, kendimize özümüze dönmez isek, toplumun içinde bunaldığı, bunalım geçirdiği halden kurtulmamız mümkün olmayacaktır. Ve halen,
Nice nice okumuş, yüksek tahsil yapmış insanlarda görmekteyiz ki, halen bu din casusunun sözlerine inanmaktalar, onu kurtarıcı olarak ümid etmektedirler.
Böylesi zihniyet mensupları, yüce İslam'ı Yahudileştirmek ve Hristiyanlıştırmak emel ve arzusunda olan kötü, eğri, ifrit emellileri tanımalı, sadece, Yardımı Allah'tan istemeliyiz!.. Dolayısıyla;
Her gün, her dem Fatiha ve İhlası celileyi okuyarak, ruhumuzu diriltmeli, kulluğumuzu, ubudiyyetimizi ondan başkasına yöneltmemeliyiz... Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın