Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

TUNA YANDI BEN AĞLADIM!

Konumuza başlık yapmış olduğum şiir, Afşin İlçesinin meşhur ve unutulmaz şairi merhum Hayati Vasfi Taşyürek'e aittir.

Hayati beyin ünü, şanı, edebi kişiliği Afşin sınırlarını aşmış, bölgede bilinen, Ankara ve Türkiye topraklarına ulaşmış bir şairdir.

Onun gür sesi, destani hitabesi güreş meydanlarını doldurmuş, protokol sıralarını aşmış, insanlarımızın beyninde , belleğinde ve zihinlerinde doruğa ulaşmış bir şairdir.

Onun hakkında Bayrak şairimiz Arif Nihat Asya bey derki: " Hayati Vasfi bey, hoş görü sahibi, efendi, centilmen bir kişiliğe sahiptir. Nasıl olurda " Taşyürek" olabilir?" diye unutulmaz bir espride bulunur.

Tabii ki, Bayrak şairi Arif Nihat beyi ve Afşin'in değerli üstadı, hatibi, şiirde dengi bulunmayan edebiyatçısı Hayati Vasfi beyi içten, gönülden selamlar, ruhunun, makamının cennet olmasını dilerim.

Gurbette ömür tüketen biri olarak, zaman zaman Kara yolundan yolculuk yapar, şiirde bahsi geçtiği gibi, Viyana önlerinden, Budapeşte , Zagrep, Sofya, Macaristan ve Mohaç taraflarından dolaşır seyahat ederim.

Ama, gelin görün ki, bu yolculuklar benim için kolay olmaz. Taa derinlere, maziye, uzaklara dalar dalar giderim. Ecdadımı düşünür, at izlerini, nal seslerini, Yeniçerilerin " Tekbir" seslerini duyar gibi olurum.

Bizler, bir iki, üç günlük yolculuğa dayanamaz , ayaklarımız şişer, yürümez hale geliriz de, ya onlar ne yapmışlarda kıt'a kıt'a at sırtlarında yürümüşler, beldeler, ülkeler kaleler ve ülkeler fethine çıkmışlar?

Sözün burasında, bir anımı, yaşamış olduğum bir hatıramı arzedeyim: Sanırım, yıl 1994 falan idi. Hollanda ülkesinde bulunduğum bölge gençleri, bir " Türk gecesi" düzenlemişler, söz konusu geceye merhum Ozan Arif'i ve ekibini de getirmişlerdi.

O gün Konsolos beyin bulunduğum şehre teşrifine rağmen, beni, duyarlı gençler, Bayrak sevdalısı insanlar bir çeşit kaçırmışlardı. Binlerce kişinin, davetlinin bulunduğu salona gelmiş oldum.

Bana ayrılan yere oturdum ve sahnedeki Ozan Arif'i dinlemeye başladım. Binlerce kişi, ıslıkla, zaman zaman tekbirlerle, nümayişlerle salonu inletiyordu.

Ozan Arif, proğramını bitirdi ve benim yanıma gelerek oturdu. Beni tanıştırdılar. Bende adetim olduğu üzere, " Afşin'liyim" daha der demez , baktım ki Ozan Arif ağlıyor. hem de ne ağlama, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

Sanki, ben utanmıştım. "Ozanım, hayırdır, beni de üzdünüz, niçin heyecanlandın?" dedim.

" Hocam! Kusura bakmayın, üzüntümün sizinle bir alakası yoktur. Afşin'in, bende ayrı bir yeri bulunmaktadır. Hayati bey, benim hocamdır, bende büyük emeği bulunmaktadır!" dedi.

Evet, konumuz Hayati bey oldu, Ozan Arif'i yetiştiren, Mustafa Yıldızdoğan bir sesi, bir ozanı yetiştiren de Hayati ağabey olmuştur.

Evvelsi gün, Televizyonda Nazli Öksüz hanımın " Tuna yandı ben ağladım" şiirini dinledim. Çok çok hoşuma gitti. İçten içe alkışladım. Ve Hayati ağabeye rahmet okudum.

Diğer bir Televizyon proğramında bir başka bayan usta ile Afşin Haber Merkezi sahibi Halil Demir beyle söyleşisini takip ettim. Onunla da memnun oldum, içten içe alkışladım.

Hasılı, Afşin, bir belde, suskun bir diyar değildir.Şiirin dile geldiği, ozanların kopuzlarını dillendirdiği, kıt'alar dolaştırdığı bir mekandır.Hareketlii bir belde, canlı, sevilen bir İlçedir Afşin!..

Şiirde belirtildiği gibi " Anlat usul usul " dediği gibi şairimizin, Kerkük konuşulmuş,kıt'alar gezilmiş, sazla, sözle adım adım dolaşılmış bir beldedir Afşin diyarı..

Hayati ağabeyin bütün eserlerini okumalı ve okutmalıyız!.. Okutmalıyız ki, Afşin'i tanıyalım, Tanır'ı tanıyalım, Ayrandede'yi öğrenelim. " Dile gelen Anadolu"da Türk'ü, Türklüğü, lehçemizi ezberleyelim.

Netice olarak;

Bu aziz milletin büyüklüğünü, erdemini tanımak için üstad Hayati beyi yad edelim. Yad edelim ki, cihangir bir millet oluşumuz bilinsin. Ashab-ı Kehf gündeme gelsin.

İnsanlığın beynine nakış nakış işlenmiş olsun!.. Hali hazır, sazlarını konuşturan Erbabi ustayı, Çaçan ağabeyi tanıyalım.

Afşin'in yetenekli ve yetkili insanlarını saymakla bitiremeyiz. Afşin Ashab-ı Kehf Gönül Der yiğiitlerini de unutmayalım.

Pehliivanlarımız unutulmamalıdır. Bekir Böke, Topal Ali, Ala ve Kara kardeşler, Çağılhanlı Ahraz, Çapar Eşe'nin Durdu pehlivanı hatırlamamak abesle iştigal olacaktır.

Siyasi alanda Afşin'a hizmet etmiş Başkanlar unutulmamalıdır. Efsane Başkan Ergün bey, Doğan ağabey, yakın tarihin başkanlarından Fazlı başkan ve diğerleri de sevgiyle, saygıyla anılmalıdır.

Gelmiş, geçmiş tüm ilim adaamlarını da saygıyla, hürmetle yad ediyorum. Son sözler olarak, şairlerin, şiirin büyük ustası Hayati Vasfi Taşyürek ustayı hürmetle, saygı ile anıyor, ruhuna bol bol Fatihalar gönderiyorum!!.. Ruhu şad, makamı cennet olsun!..Selam ve dua ile...

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın