TERÖRSÜZ TÜRKİYE SEVDAMIZ!..
Konumuza bir şiirimle başlamak istiyorum: Çünkü şiir içeriği, uğruna nice şehidler verdiğimiz bayrağımızdır.. O gönderde dalgalanmazsa, hayatımızın bir anlamı, bir önemi bulunmamaktadır. Bayrağımız millet olarak bizim özgürlüğümüz, bağımsızlığımız ve özgürlüğümüzdür. Günümüz dünyasında ülke olarak. millet olarak vermiş olduğumuz çetin mücadelede bunun içindir. Terörü sonlandırmak, anarşizmi sonlandırmak için ve onun rahat rahat dalgalanması uğrunadır..
" Meftunum dostlarım, yücelerde süs,
Şehidimin kanı, kırmızı-beyaz!
Bir biz değil, cümlelerde ortak his,
Gazimin övüncü, kırmızı-beyaz !..
X
Bilindiği ve yaşandığı üzere, üç-beş aydan bu yana, sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve sayın Dr. Bahçeli beyin nezaretinde " Terörsüz Türkiye" seferberliği başlatılmıştır. İyide olmuştur. Görülüyor ki, Terörsüz Türkiye seferberliği başlatıldığından bu yana şehit cenazeleri azalmış, anaların göz yaşları dinime noktasına gelmiş, babaların iki büklüm vaziyetleri dik durmaya meyyal hale gelmiştir.
Tam tamamına kırk beş yıldan bu yana verilen mücadele, her alanda mal ve can kaybına sebep olmuştur. Bunu anlamayanlar, bu trajediyi anlamayanlar , fehmeetmeyenler kuru kuruya, boşu boşuna görüş ileri sürmekte, olayın, çirkin çatışmanın, vuruşmanın devam etmesini istemektedirler. Şiirde belirtildiği üzere,
" Ser verdik, baş koyduk, onun uğruna,
Hainin emeli, onun bağrına,
Kıyamdan korkmayız, yürür çağrına,
Ninemin örtüsü, kırmızı-beyaz!..
X
Emperyal güçler, şu anda rahatsız, bedbin durumdadır. Niçin ve neden? Nedeni, barış olmasın, sulh olmasın, anlaşma olmasın içindir. Sürtüşme, çatışma devam etsin, Türkiye zayıflasın, Anadolu, Türkiye Cumhuriyeti güç ve kuvvetini kaybetsin, ABD. karşısında, Batı emperyal güçler karşısında iri ve diri olmasınlar. Ölsünler, öldürülsünler, öldürsünler ve bu oluş, bu çatışma ortamı biteviye, kesintisiz devam etsin!.. (!)
İsteniyor ki, aynı kıblenin mensupları, vuruşsun, kırışsın birbirlerini güçsüz, takatsiz bıraksınlar, sonunda da, Siyonizm kapısı taa Türkiye'ye, Anadolu'ya, kadar açılmış bulunsun. çünkü İsrail siyonizminin karşısında heyulalar gibi duran bir asker-millet bulunmaktadır ki, o da Türkiye ve Türk insanıdır. Türkiye, askeriyle, milletiyle,. boyun eğmediği ile küfrün ve küffarın korktuğu millet ve ülke Türkiye ve Türk insanıdır.
" Ne kutlu dava ki, o başlarda taç,
Kim ister yerine, teslis, salip, haç,
Aşk ile bakmalı, ruhlara ilaç,
Gönüllerde sevda, kırmızı-beyaz!.
X
Terörsüz Türkiye sevdamız, bilen, anlayan, şuur sahibi insanların kalplerine, gönüllerine ilaç ve merhem olmuştur.. Nasıl olmasın ki, Türkiye genelinde camiler taa ardına kadar açık , can derdi, terör telaşıından uzak bir gündem oluşmuş, ibadet özgürlüğünün dibine kadar yaşanan bir millet ve ülke görümünü arzetmektedir. Akabinde, mezhepçilik, sen-ben sürtüşmeleri, bölge ve bölgecilik ithamları son bulma noktasına gelinmiştir.
Dünkü zamanlarda çocuklar, tüyü bitmemiş yavrular dağa kaçırılıyor, eline silah veriliyor , kız-oğlan ayrımı yapılmadan dağlarda genç nesiller çürütülüyor, ölüsü bile yakınlarına teslim edilmiyordu. Şükürler olsun ki, anaların göz yaşları dinme noktasına gelmiş, babaların bükük belleri dikleşmiş haldedir.
" Kökü mazide, atide elbet,
Sanki yârdan gelen, kokolu tülbent,
Dünya yaşadıkça var olun elbet,
Dalgalan burçlarda, kımızı-beyaz!..
X
Hamdü sena olsun ki, insanımız; artık geniş düşünüyor, vuruşmanın, kırışmanın, kardeş kavgasının neticesiz olduğunu hesap ediyor!.. Maddi güç kaybı yok, asker şehidi, polis şehidi yok artık!.. Sayın Erdğan vee sayın Bahçeli, ellerini taşın altına koyarak, tüm hücumlara rıza gösteriyorlar. Ama, biliyorlar ki, bu zorlu mes'elenin altında anaların duasını alacaklar, evlerin önüne çadırlar kurulmayacak, hafızlar artık minarelede şehid selası sunmayacaklar.
" Ulubatlı Hasan, sallar elinde,
Tekbir tekbir heybet, şehid dilinde,
Tuna, Ergnekon, Kerkük, İl'inde,
Safa'da, Merve'de, Kırmızı-beyaz!..
X
İnsanımız artık özgür düşünüyor, özgürce geleceği hesap ederek yaşamak istiyorlar. Gücümüz ve kuvvetimiz, artık yeniliğe, kalkınmaya, zengin olmaya, müreffeh yaşamaya yönelik olmalıdır!.. Gücümüz, kuvvetimiz piş yerlerde, kirli alanlarda tüketilmemelidir!.. Milletimiz, ilim, bilim alanında çaba sarfetmeli, gençler vuruşmaya, değil, kırışma değil, teknik ve teknolojiye yönlendirilmelidir.
" Susmasın ezanlar, çın çın çınlasın,
Dinlesin mü'minler, düşman çatlasın,
Bu böyle gidecek, herkes anlasın,
Bin yıllık aşkımız, kırmızı-beyaz!..
X
Aziz milletimizin gücü, askerimizin varlığı küçük hesaplara heba edilmemelidir!.. Türk, Kürd kardeştir, kardeş kalmalıdır!.. Herkes, neyi arzu ediyorsa onu konuşmalı, dünkü tarihlerde olduğu gibi, artık ülke gündemimizde " Baş örtüsü" kaos ve kâbusu yaşanmamalıdır!.. Asker sınırda, öğrenci kitabının başında, Profesör ilim-bilim öğretmede görevini yapmalıdır.
Netice olarak;
" Özdemir bir fani, ama aşk dolu,
Sevgi, saygı ilke, Kur'an'dır yolu,
Bilgi üretmeli, sünnettir kolu,
Kılavuz Peygamber, kırmızı-beyaz!..
......
Konuyu hiitame erdirir iken, son sözlerim şudur: " Terörsüz Türkiye" sevdalılarını, mucitlerini kutluyorum. Bilhassa, ülkemizde son yaşanan olaylarda çar-çur edilen ekonomik değerlerimiz . milletin alın teri, helal malımızın telef edilmesi, Roma'da, Fransa'da sair yerlerde heba edilmesi son bulmalı, insanımı mağdur edilmemelidir.. Bu vesile ile, " Terörsüz Türkiye" sevdamızı kutluyor, bu uğurda çaba sarfedenleri candan kutluyorum. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın