TARİHİ BİR KONUŞMA!..
TARİHİ BİR KİŞİLİK, TARİHİ BİR KONUŞMA!..
Kısada olsa anlatacağım zatı muhterem bir Milletvekilidir. Doktor Hüseyin Avni Aksoy!.. Mecliste bütçe görüşmeleri sırasında kendisini dinlemiş oldum..
Allah, bu ve benzeri hasbilerden razı olsun!.. Alışılmamış, duyulmamış, görülmemiş tarihi bir konuşmasıyla gönüllerde yer almasını, taht kurmasını bilmiştir.
Karabük İl'imiziin milletvekili ve muhalefet sıralarından kalkarak kürsüye yürümüş, ummadığımız, aşina olmadığımız bir konuşmayı icra etmiştir.
Atatürk'ü anlatmış, hemde hakiki Atatürkçülüğü!.. Maalesef, Atatürk sözünden, isminden korkanlara, çekinenlere, telaffuz edilmesini istemeyenlere inat olsun diye bu konuşmayı yapmıştır.
Muhaalefet sıralarında yıllar oldu bu tür konuşmalar, hakkı, doğruyu anlatmalar görülmemiştir. Bilhassa, son zamanlarda, " Atatürk'çüyüm", " Türk'üm", " Mezhepçi değilim" diyen insanlar bir bir harcanmış, grubundan, partisinden al aşağı edilmişlerdir.
Bir Batı ülkesinde otuz küsur yıl yaşamış olsam da, eski Almanya Büyükelçisi Onur beyi tanıyan, takip eden, onun ne denli bir devlet büyüğü olduğunu bilen insanım.
Lakin, böylesi ve böyleleri, devlet adamları, kısır, sığ, bağnazlık, mezhepçi çatışma uğruna bir bir harcanıyor, yıllarca hizmet etmiş oldukları siyasi kuruluşlarından enterne edilmektedirler.
Sayın doktorumuz, Hüseyin Avni Akyol, mecliste bu tarihi konuşmasını yapar iken, hep şunları düşünmüşümdür. Acaba, sayın milletvekilinin son konuşması mıdır?!.. diye..
Doktor Hüseyin Avni Akyol bey, tüm meclis üyeleri tarafından alkışlandı, bravo oldu, uzun ömürler dilendi ve bundan sonra da dilenecektir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi; bu tür yürekli insanları görmüş, dinlemiş ve dualarla anmış, anmayada devam edilmektedir. Kim ve kimler unutabilir, Osman Yüksel Serdengeçti'yi, Osman Bölükbaşı'nı, Başbuğ Türkeş'i, Adnan Menderes'i, prof. Erbakan hocayı, Özal'ı, Tayyip beyi ve Hulusi Akar Paşayı ve benzerlerini?.. .
Onun içindir ki, bu aziz millet, böylesi kahramanlara hasret kalmıştır. Elli yıl, altmış yıl olmuş muhalefet sıralarından biri kalkıp da böyle bir hitabeyi yapmamıştır. Kuru eleştiri, ağır suçlama, töhmet altında bırakır şekilde yapılan konuşmalar ve ithamlar..
Doktor Hüseyin Avni bey, bihakkın görevini yapmış, tüm meclise kendisinin kim olduğunu ibraz etmiştir. Kendi partisi, kendisini dışlamış olsa bile, bu muhterem zat, millet gönlünde makes bulacak, alkışlarla yaşamaya devam edecektir.
Sonuç yerine;
Ne yazık ki, Atatürk, Atatürk'çülük sürekli kullanılmış, konu ile hiç de alakası bulunmayan zevat, bu söylem üzerinden çıkar devşirmiş, devşirmeye de devam edilmektedir.
Mustafa Kemal Atatürk; yurt genelinde bulunan Mason mahfillerine fırsat vermemiş. mezhepçiliği, kuru kuruya din bezirganlığını, tarikat evlerini, bir lokma bir hırka ile yaşayanları, sol firaksiyonları, komünist akımları dışlamış, böylesi yuvaların kapılarına kilit vurmuştur.
Daha yakın zaman da yaşamış olduğumuz " Gezi Parkı" eylemlerini unutmuş, geri plana atmış değiliz. Muhalefetin Genel Başkanı zat, " Hak, hukuk, Adalet" sloganları eşliğinde, narası ile, Ankara'dan İstanbul'a kadar yürümüştür.
Atatürk, böylesi bir rezaleti, hamlığı yaşamamış, hiç bir zamanda yapılmasını arzu etmemiştir. Çünkü, bu aziz millet, milletvekillerini TBMM'ne göndermiştir ki, millet adına yasalar yapsın, hakkı hukuku temsil etsinler diye!..
Bunu yapmayıp da, başka yollara kaymanın, kanunsuzluktan, kanun beklemenin peşinde hiç bir zaman olmamıştır. Rabbim!.. Bu aziz milletin yâr ve yardımcısı olsun. Doktor Hüzeyin Avni beyi de canü gönülden alkışlıyor, selam ve muhabbetlerimi sunuyorum..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın