SEVGİLİLER GÜNÜNDE HZ. AYŞE'Yİ (RA)ANLAMAK!..
" Gerçek şu ki, iftirayı tasarlayanlar içinizden bir güruhtur. Siz ( ey bu iftiranın mağdurları)! Sanmayın ki bu size dokunan bir şerdir, aksine bu sizin için bir hayırdır! Onlardan her birinin kazandığı günah oranında ( cezası) vardır; ama onlar içerisinden bu işin elebaşılığını üstlenen kimse var ya: onu korkunç bir azap beklemektedir." ( Nûr sûresi, âyet 11)
Ayetini kısa yorumu şöyledir:
" Ahzab savaşı, müşriklerle mü'minler arasındaki mücadelenin dönüm noktasıydı. Mekke'nin son ve en büyük taarruzuydu. Başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra bir daha Mekke kendini toparlayamadı. Bu savaş aynı zamanda Medine'deki kırılgan yapıyı bütün sıfatlarıyla ortaya çıkardı. Dost ve düşmanı kesin hatlarla ikiye ayıran bu savaşın ardından, Hz. Peygamber öncelikli konunun Medine'deki iç güvenliği kesin bir biçimde sağlamak olduğunu gördü. Bu olumlu gelişme, öte taraftan, İslâm sıcak savaştan psikolojik savaşa geçmeleri sonucunu doğurdu.
Önce Ahzab sûresinde bir parça ele alınan Hz. Zeyneb'le evlilik olayını çarpıtmayı denediler. Bu olay etrafında olmadık efsaneler düzüp koştular. Hz. Aişe'ye iftira olayı, söz konusu psikolojik savaşın bir parçasıydı. Mekke; varlığını ortadan kaldıramadığı peygamberi can evinden vurmayı kafasına koymuştu. Bunun için de Medine'deki işbirlikçilerini kullanıyordu.
Bu sûretle hem İslâm dâvâsını yıpratmak, hem de Medine'deki birlik ve bütünlüğü zedelemek istiyordu. Çünkü Müslümanlar başarılarını ahlâkî bir toplum modeli oluşturabilmelerine borçlulardı. Öyle ki, bu ahlâkî cazibe sayesinde bir çok insan Muhammedî çağrıya koşuyor, bu çağrıya evet demeyenler bile bu çağrıya evet demeyenler bile bu durumu takdirle karşılıyordu. " ( Kur'an-Meal-Tefsir)
Bu kısa giriş bölümünden sonra, mevzumuz gereği, büyük İslam mücahide ve müctehidi Rasulullah (sav)'in hanımı, Hz. Aişe (ra)'dan söz edeceğim: Erkek sahabelerin bile İslam'ı anlayışta yorulduğu, tükendiği bir zamanda, baş vuracakları kapı, soruların imdadına Hz. Aişe (ra) koşmuştur.
Onun içindir ki, müşrik ve münafıklar, bu kutlu ismin etrafında duruyor, bu muhterem hanım efendiye her türlü desise, hile ve iftiralarla onun şahsiyetini yıpratmak istiyorlardı. Maalesef, dün ve bu gündür, o muhterem hanım efendinin evliliğini dillerine pelesenk yapanlar, yok 6 yaşında evlendi türü ithamlarla ve iddialarla ortalığı velveleye verenler az olmamıştır.. Hal böyle iken, Hz. Aişe annemizin, Rasulullah (sav)'le evliliği 17 yaşında olmuştur.
Mes'elenin tarihi boyutu bir yana, biz, onun ilmi ile, ictihadlarıyİa İslam'a, Müslüman hanımlara öncülük yaptığından söz etsek daha güzel bir davranış olacaktır!..Günümüz dünüyaasında, çağımızın hanımları aacaaba nee kadar Hz. Aişe'yi tanıyor, biliyor ve onun izinden gidiyorlar?
Yoksa, zamane hanımları, öncü olarak Hz. Aişee annemizi değil de, hurafi bilgilerin, tarikat evlerinin kurbanı mı olmuşlardır? Veya, her yıl 14 Şubat günlerinde bir gevezelikten ibaret olan " Sevgililer Günü"nde boş boğazlık türü danslarla, sokaklarda dolaşmakla zaman mı öldürmektedirler?
Hz. Aişe (ra), Rasulullah (sav)'i adım adım takip ediyor, Müslümanların bilmedikleri, duymadıkları İslamî mes'eleleri onlara öğretiyordu. Örneğin, İslam tarihinde tam anlamıyla bilinmeyen " Mi'rac hadisesi" ni güzel bir şekilde anlatıyor, inananları bilgi sahibi yapıyordu. Diğer taraftan, Rasulullah (sav)'in mübarek ağzından dökülmemiş kimi hadis isimli Kur'an dışı anlatımları kabul etmiyordu. Dolayısıyla,
21 nci asrın hanımlarına tavsiyemiz, Hz. Aişe annemizi tanımaları, onun mübarek izinden gitmeleri, İslam'ı onun anlattıkları usul ve şekilde anlayarak yaşamalarıdır.. Yoksa, bilinçsizce, körü körüne bir kısım ayyaşları taklit etmekten, giyside, örf ve adetlerde onlara uyarak kendilerinden geçmelerini kınıyorum!..
Netice olarak;
Zengin bir tarihin, İslam geçmişimizin mensupları olarak, Hz. Aişe gibi, Hz. Fatıma gibi, Kerbela gazisi Hz. Zeynep anne gibi hanımların izinden, yolundan gitmelerini arzu ediyorum...
Allah'a kulluk görevimiz Kur'an ışığında, emirleri doğrultusunda olmasını niyaz ediyorum. Bilhassa, hanım kardeşlerimiz, dekolte kıyafetlerle, dans, faşing toplarında ömür tüketmemelerini, her haftanın bayramı olarak eda ettiğimiz cuma namazlarında, bayram ve cenaze namazlarında boy göstermelerini arzu ediyorum..
Yıllar öncesi, Afşin Ulu camiinde bir sufinin konuşması, hikaye anlatmasında binlerce hanım kardeşin hikaye dinlemek,. bu hikayelere göz yaşıyla karşılık vermek için sayha koparmalarını, ılgıt ılgıt göz yaşı dökmelerini kınıyorum.
Hanım kardeşlerimizin müstefid olacakları kaynak Kur'an'dır, Kur'an'a dayalı bilgilerdir.. Bu sebeple, son sözler olarak, hanım kardeşlerimizden istirhamım, bu mevzularda duyarlı olmaları, kendilerine gelmeleridir..
Son sözler olarak diyorum ki, hanımlarımız, " Sevgililer Günü"nde Batı taklitçiliğinden ziyade, İslam'a daha içten, daha samimi olarak sarılarak bilinç sahibi olmalarıdır. Bu vesile ile , duyarlı, samimi, içten içe iman yüklü hanımlarımızı kutluyor. Hayırlı gelecekler diliyorum!.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın