SEN KABİRDEKİLERE İŞİTTİREMEZSİN
" Ne de ( manen) dirilerle ölüler bir olurlar. Şu kesin ki Allah, işitmeyi dileyene işittirir, fakat sen mezardakiler ( gibi manen) ölmüş olanlara asla işittiremezsin." ( Fâtır sûresi, âyet 22 )
6236 tane ayeti kerimelerin tümünü, enine boyuna, iyiden iyiye, inceden inceye tetkik edelim, araştıralım, her ayeti kerimeye nigahban olalım ki, ölmüşlerimiz, kabirde yatanlarımız okuduklarımızı anlıyor mu, okunan Kur'an ayetlerinden müstefid midirler?
Ne acı ki, asırlar asırları kovaladı, bilhassa saadet Asrından sonra Kur'an'ı anlamada, hayatta yaşamada inkıtalar hasıl oldu, onu hayattan kopararak mezarlara taşıdık ve öylece bu fikir, bir anlaşılmazlık alabildiğince devam edip gitmektedir.
Devrilen hatimler, okunan yasinler, sayılı Kur'an ayetleri bir tek gaye için okunmakta, "ölülerimiz rahat etsin, kabir azabı görmesinler"düşüncesiyle okunmaktadır.
Halbu ki, böylesi bir anlayış, devri risalette bulunmamakta, zamanı Ebu Bekir, Ömer döneminde, Osman ve Ali riyasetlerinde görülmüş değil, ondan sonraki asırlarda, ümmet gittikçe bu anlamsız, içeriksiz anlayışın esiri olmuştur.
Günümüz insanı öyleesine zannediyor ki, Kur'an ayetleri diriler için (!) olmayıp sadece dünyadan ahirete göçmüş insanlar için okunmaktadır.
Günümüz dünyasında, şahitlik hakkında, faizin ne tür bela olduğu için , kumar, içki, fuhuşun yasak kılındığı , hırsızlığın, yalancılığın tüm haramların men edildiği hususunda bir anlayışta bulunmuyoruz.
Okunan hatimlerden, kıraat edilen Yasinlerden ölülerin istifade etmiş olduğu kadar, diriler müstefid değillerdir. Çünkü, aziz Kur'an; hayattan koparılmış, âli emirleri, sanki göklere uruc etmiş gibi bir halin içersinde bulunuyoruz.
Tüm bu anlatımlardan sonra şunu söyleyebiriz: İnsan cesedi yani kadavrası her ne kadar kara toprağın bünyesinde yok olsada. toza toprağa karışmış olsa da, insanın ruh maddesi, ruhlar aleminde uruc etmektedir.
Ruh hayatın sırrıdır!..
Aziz Kur'an'da 21 yerde geçmektedir ruh. Yani, insanı beşer olmaktan çıkarıp insan eden Allah'ın emrinden ilâhî bir sır olarak geçmektedir. Yani ruh insanı diğer canlılardan ayıran niteliktir ki, bu da insanın akletme melekesine tekabül dere.
Yani, sözün özü ruh, varlıkların anlamını temsil eder. Onu üflemek, varlığa anlam vermek ve kazandırmaktır. Tabii ki, en doğrusunu yüce Allah bilir. Bu sebeple,
Mes'elenin anlamına yönelerek, özetleyecek olursak, Kur'an'ı böylece çok çok okumak, anlamak ve hayat süresince yaşamak lazımdır. Yoksa, anlamadan, sayısız hatimler indirmek, sayısız yasinler devirmek, mes'eleye, hayata, çözüm getirmemektedir.
Yani, okumuş olduğumuz Kur'an, ümmetin ve milletin hayatına yön vermeli, devlette hüküm ferma olmalı, ortamdaki tüm çirkinlikleri, menhiyyatı telafi ederek, milleti huzurlu, rahat ve müreffeh olarak yaşatmalıdır.
Onun içindir ki, günümüz dünyasında Kur'an okumalarımıza bir çare, bir şekil, bir veçhe verecek olursak, bizi biz yapmalıdır. Yani, Kur'an, tüm hayatta hüküm ferma olarak, devlet olmalı, eğriliği, büğrülüğü, batılı yok etmelidir.
Netice olarak;
" Bir de ne zaman hakikatin apaçık kanıtları olan âyetlerimiz onlara okunsa, huzurumuza çıkacak yüzü olmayan o kimseler derler ki: " Git, bize bundan başka bir hitap getir, ya da onda değişiklik yap!" ( Ey Peygamber)! De ki: " Onu kendime göre değiştirmem olacak şey değil. Ben yalnızca bana vahyedilene uyarım: çünkü ben Rabbime karşı gelecek olursam, korkunç bir Gün'ün azabından korkarım." ( Yûnus sûresi, âyet 15)
Aziz Kur'an'ın sözlük anlamı da okumak, anlamak ve yaşamak doğrultusundadır. Unutulmaması gereken nokta, " Kur'an" ifadesinin müşriklere atfen kullanılan bir cümle içerisinde geçmesidir.
Bu ve buna benzer bir bağlamda Kur'an, hatip olan Allah'la muhatap olan insan arasında canlı, aktif ve yaşanan bir diyaloğun eseri olarak geçen hitaptır.
Bu anlam ifadelerden yola çıkacak olursak, Kur'anî emirler tümüyle hem dünyevi hayatımızı kuşatmalı; hemde uhrevi alemi kazandırmalıdır. Yoksa,
Anlamsız, içeriksiz, emirsiz, nehiysiz okunan tüm okumalar, dünya hayatımıza tesir etmemektedir. Batıl, yine yoluna devam etmekte, menhiyyat bütün çirkinliğiyle yüzünü bizlere göstermektedir..
Aziz Kur'an; anlatılan doğrultuda okunması, anlamlı ve emirlerinin yaşanması için dua ediyoruz.. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın