SADAKA-İ FITR !..
Sadaka-i fıtrın bir diğer adıda, " Can sadakası" veya " Beden sadakası" da denilmektedir. Çünkü, fıtır sadakası kul olarak yaratılmanın ve mübarek Ramazan bayramına erişmenin bir şükrüdür.
İslam'a göre, zengin, varlıklı sayılan bir Müslümanın, belirli kimselere fıtr sadakasını vermesi vacip olan bir bir sadakadır. Sadaka-i fıtr, Ramazan bayramının birinci günü vacip olmakla beraber, bayramdan önce de verilebilir. Malum olduğu üzere;
" Sadakât, " sadakalar" demektir. Esasen sadakaya Allah'ın emanetine sadâkat olduğu için bu isim verilmiştir. Çünkü servetin emanet olduğunu bilenler paylaşırlar ve paylaşmak emanete sadâkattır.
Dolayısıyla; Her işin püf noktası, matematiksel olarak ne kadar kazandığınız değil, kazandıklarınızın mutluluğumuza katkısıdır. Bunu tayin edense, kârın çokluğu değil bereketi ve temizliğidir. Çünkü haram hain, helâl vefalıdır.
Kaybeden kişi için en kara gün Hesap Günü'dür. Ve ak akçe kara gün içindir. Kazançların bir de Allah'a göre sınıflandırması vardır. İnsan kazanır, bereketi ise Allah verir. İşte bu âyet bu gerçeği bir dille vurguluyor ve faizi tam da karşısına yerleştiriyor." ( Kur'an Meali)
Sadaka-i fıtr, bayramdan önce verilir ki, fakirin yüzü gülsün, garibin mutlu luk hali göze çarpsın, sevinci, sevindiği bu küçücük ikramla tezahür etmiş olsun!..
Fıtır sadakası, şayet unutulursa, bayramdan sonra da verilebilir ama, en efdali bayram gününü gözetmek, sabam namazından önce tediye etmektir. Fıtır, sadaka-i fıtır alması sebebiyle,. evine, çocuklarına bir ikramda bulunur, çoluk ve çocuğunun neşesi, mutluluğu artmış olur.
Binaenaleyh, infakda bulunmak, sadaka vermek, yardımlaşmak elimizdeki zenginliğin, servetin budanmadır veya diğer bir ifadeyle tertemiz hale gelmesi, tezkiye edilmesidir. Güven imanın ahlâkî karşılığıdır.
Kazancın filtresi vermektir ve infaktır. Rasulullah (sav) buyurur ki: " Sadaka suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları söndürür." Tüm hayri , infak, sadaka, yardımlaşma mevzularını bu şekil değerlendirmek, bu şekil anlamak lazımdır. Dolayısıyla,
Fıtra, bayram günü veya daha sonra da verilebilir. Kişi kendisinin ve ergenlik çağına ulaşmamış çocuklarının fitresini vermekle yükümlüdür.
Buna karşılık insanın ana-babası, büyük çocukları , hanımı, kardeşleri ve sair yakınları için fitre vermesi zorunlu değildir. Ama, vekaletleri olmadığı halde bu kişiler için fitre verilmiş olursa bu verme işi fitre yerine geçerli olur.
Müslüman, şer'an hali vakti yerinde olanlara, yani zengin kimselere anne, baba, dede, nine, çocuk, torunlar ve eşine fıtır sadakası veremez. Fıtır sadakası, bir fakire verilebileceği gibi bir kaç fakire, yoksula, hali vakti yerinde olmayanlara da verilebilir. Ancak bir kişiye verilen fıtre miktarı bir fitreden aşağı olmamalıdır.
Netice olarak;
Aziz İslam'ın ve onun emirlerinin güzelliğine, muhteşemliğine bakınız ki, toplumda dengeyi sağlamak, dilenciliği mahvetmek, dilenmenin nemenem şey olduğunu sadaka ile bitirmektir.
Onun içindir ki, gönlümüz arzu ediyor ki, her ferdimiz, müslüman kardeşimiz bir Ebu Zer Gıfari ahlakı ile ahlaklansın, onun huyundan, suyundan bir nebzecik de hisse kapmış olsun. Ayette;
" İmana sadakatin bedelini ödeyen erkekler ve kadınlar ile Allah'a güzel bir borç verenlere gelince: (bu) onlara kat kat fazlasıyla geri dönecek ve tarifsiz güzellikte bir ödül olarak onları bekleyecek." ( Hadîd sûresi, âyet 18)
Rabbül alemin, ümmeti, milletimizi zekat, sadaka borcu ile huzuruna varanlardan eylemesin!.. Ver el eylesin!.. Her türü cimrilikten, pintilikten muhafaza buyursun.
Yaklaşan bayram sevincimiz, milletin mutluluğuna mutluluk katmış olsun!.. Birlikten, beraberlikten ayırmasın!.. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın