PEYGAMBERLER GÜNAH İŞLER Mİ?..
" Ve dedik ki: " Âdem! Sen ve eşin şu bahçeye yerleşin, orada canınızın çektiği her şeyden serbestçe yiyin, şu ağaca da yaklaşayım demeyin, sonra zalimlerden olursunuz." ( Bakara sûresi, âyet 35)
Bu ayetten şu hususları anlamamız mümkündür:
" Arap dilinde c-n-n kökünden türetilen tüm kelimeler " örtme, gizleme" anlamına gelir. Cennet'in " zemini görünmeyecek kadar örtülü, kapalı" kök anlamının nedeni bizce " insan bilincine ve tecrübesine kapalı" olduğu, " aklın kavrama kapasitesi dışında" olduğu içindir.
" Ağaçlarının sıklığından tabanı görülmediği için böyle denmiştir. " açıklaması hiç bir aklın almayacağı sonsuz güzellik diyarı olan cenneti değil, dünyanın has bahçelerini ifade eder. " ( M. İslamoğlu, Meal,say. 17)
" Ve doğrusu Biz Âdem'e, her şeyden önce, talimatımıza ( uygun bir fıtrat) nakşetmiştik; fakat o buna yabancılaştı; dolayısıyla Biz onu bu hususta kararlılık sahibi bulmadık." ( Tâhâ sûresi, âyet 115)
Tüm peygamberler; bizler gibi birer insan olmaları hasebiyle büyük günah değilde, "zelle" boyutunda küçük günahlar işlemeleri mümkündür.
Konumuzu detaylandırmak için, Hz. Âdem (as)'ın, Hz. Yûnus (as)'ın, Hz. İbrahim (As)ın ve benzeri küçük günah mevzuunda karşılaştıkları vak'aları bilmemiz, ona göre konuyu değerlendirmemiz lazımdır.
Peygamberlerin sıfatları:
1- Sıdk, 2- Emanet, 3- Tebliğ, 4- Fetanet, 5- Ismet sıfatı:
Peygamberlerin söz konusu beş adet sıfatları içerisinde, " Ismet" "masumiyet" sıfatı konumuzu ilgilendirmektedir. Lakin, dün bu gündür, " İsmet" sıfatını birilerini, cemaat liderlerini, cemaat şeyhlerini, gavsları, kutupları yüceltmek, onları göklerde pervaz ederken görmek için istismar etmekte olan kitleler bulunmaktadır.
Bu sahteliği; "Ehl-i Sünnet" geçinenler yapmış olduğu gibi, diğer taraftan Şia'da aynı yanlışı devam ettirmektedir. Örneğin, Peygamberler , küçük günah dışında hataları olmaz iken, bunu fırsat bilen kesim, kendi on iki imamını, Ayetullah Humeyni'yi ve tüm ortalıkda sarıklı, cübbeli caka satan Ayatullahları da "masum" diye nitelemekte, günah işlemez olduklarını iddia etmektedirler.
Hal böyle iken, Hz. Musa'nın; bir Kıptı'yi öldürmesini nereye koymalı? Veya " 1- O ( kibirli adam) surat astı ve sırtını dönüp uzaklaştı , 2- Yanına âmâ geldi diye..." ( Abese sûresi, âyet 1-2-) Maalesef, gelenekçi tefsirlerde, aziz peygamberimiz suçlanmaktadır.
Oysa, oradaki vak'a Resululllah (sav) değil iken, Velid b. Muğire veya Ubey b. Ka'b iken, bunu peygambere yüklemenin ne demek olduğunu okuyan, araştıran, Kur'an ehlinin iyi bilmesi gerekir.
Evet, tüm Peygamberler masumdur, büyük günah işlemekten uzaktır. Lakin, küçük hatalar yapma sonucunda da yüce Allah'a tevbe-i istiğfar etmişler, bağışlanmalarını temenni etmişlerdir.
Netice olarak;
Masumiyet sıfatını, Peygamberler dışında ona, buna, şeyhe, Kutuba, Ayatullah'a atfetmenin bir anlamı bulunmamaktadır. Şeytan aleyhillane, herkesin, herkesimin etrafında dolaşmış, fırsat aramış, Peygamberler dışında kalan insanlardan kim olursa olsun, şeytanın tuzaklarına, tasallut alanına düşme tehlikesi olmuştur.
İnsanoğlu; kandan, etten, şehvetten müteşekkildir. Yani, hata yapa bilir, günah işleyebilir mahiyettedir. Oysa, meleklerde şehvet gücü, kan ve et organizması olmadığı için günah işlemekten beridirler, onlar, beşerin düşmüş olduğu veya düşeceği günah kirlerinden uzaktırlar.
Peygamberlerde, yüce Allah tarafından korunmuşlar, hiç bir peygamber bilerek, isteyerek günah çukuruna düşmemişlerdir. Masumluk sıfatı onlara has İlahi bir lütuf olması hasebiyle, küçük hatalarını da yüce Rabbimiz affetmiştir.
Çift yönlü yaratılan insan, eğer isterse, arzu ederse, çalışırsa, nefsine hakim ola bilirse Melekleri bile geride bırakacak, manevi alanlarda pervaz edecektir. Rabbim!.. Ümmeti Muhammed'i, her türlü günah kirinden, günah belasından muhafaza buyursun!.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın