Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

ÖRTÜ, SADECE BAŞ İÇİN DEĞİL, KADIN BEDENİNİN BÜTÜNÜ İÇİNDİR!..

 " Kim Allah'a ve Elçisine itaat eder, Allah'a saygı duyarve O'na karşı takvâlı ( duyarlı) olursa, işte onlar da mutluluğa ulaşanların ta kendileridir." ( Nûr sûreesi, âyet 52) 

     Ayeti kerime de geçen " yettakhi" ifadesinin çeşitli okunuş biçimlerinin bulunduğunu belirtmek gerekir.  Çünkü, bu ifade bu kalıpta Kur'an'da  sadece bu ayette getirilmektedir. 

     Âlimlerimizin aktardığı bilgiye göre, söz konusu kelime " yettekıh", " yetkıhî"  şeklinde de okunmaktadır ki üçünün anlamı da aynıdır. 

    Dolayısıyla, konumuz, örtü,. örtünme, bedenin tam tamamına Kur'an'a uygun biçimde kapatılması demektir. Yoksa, günümüz dünyasında, bir kısım hanımların vücud hatlarına dikkat etmeden, bacaklarını sıkıştırıp sadece başlarına çember denilen yapmacık örtüyü bağlamaları değildir. 

     " Baş örtüsü!.. Bir " serüven" midir baş örtüsü? Evet, belki bir yanıyla öyle. Fakat lütfen hiç kimse bu serüveni, nasıl sonlanacağı hiç bilinmeyen bir macera arayışı ya da, etkisinde kaldığı Don Kişot'un akıl almaz girişimleri gibi anlamasın.

     Doğrusunu söylemek gerekirse " baş örtüsü" kelimesi de, dimağımda ekşimtırak bir tadın oluşmasına yol açmaktadır. Nedeni basit; Örtü, sadece baş için değil , ( kadın) bedeninin bütünü içindir. 

     Çünkü ister istemez açıkta kalması gereken kısımlar dışında , kadın bedeni tümüyle ziynettir. Dinim, sadece başı örtmenin kâfi geldiğini emir buyurmakta değildir, tıpkı başı örtmemeyi de emir buyurmadığı gibi. ' Örtünmek", " hicap" ya da ' tesettür'ün yanınıda ' baş örtüsü'nün eksik kaldığıdır. 

     ' Baş örtüsü' kadının saçını bir kumaş parçasıyla sarıp sarmalamak mıdır? Bu soruya, ' hayır!'dan başka cevap veremeyiz. ' Baş örtüsü' , ipliğin kumaşa, kumaşın örtüye , örtünün haysiyete, haysiyetin vakar, şeref ve izzete, vakar ,  şeref ve izzetin teslimiyete, teslimiyetin kulluğa, kulluğun cennete  dönüştüğü uzun, upuzun bir yoldur. Sırât-ı müstakîmin ta kendisidir. " ( İktibas, M. Durmuş, Şubat 2008, say. 13) 

     Ne acı ki, günümüz dünyasında örtü, sadece yarım yapıldak başı örtüp, tüm diğer bedenin açıkta bırakılması, ayağa geçirilen yarım yapıldak, kot pantolonla kapatılmış bir örtü biçimi değildir. 

     Böylesi, " örtündüm" diyenlerden, örtündüğünü zanneden biçare, zavallı, düşünce ve ar damarı çatlamışlardan da iğreniyorum. Bunlardan, benim iğrençlik duyduğum gibi, sanırım insi cinde nefret duymaktadır. 

     Davet edildiğimiz düğün salonlarına, konferans toplantılarına katıılmaktan utanç duymaktayım. Çünkü, başı açık, normal kıyafeti ile katılan bayanlar göze batmazken, " örtülüyüm", "örtündüm" iddiasında bulunan bayancıklardan(!)  utanç duymakta sanırım haklıyımdır.

     Bunlara, böylesi örtündüğünü zanneden " giyinik çıplaklara"  ne demek lazımdır? Hanım efendiler, örtünecekse, tam tamamına örtünmeli, haram yerlerini, gözükmemesi gereken yerlerini kendisine haram olan kimselere göstermemelidir. 

       Ama, süs olsun, iş olsun kabilinden başa geçirilen bir tülbentle " örtündüm"," örtünüyorum" iddiasında bulunmak, ancak kendi kendimizi kandırmış, aldatmış oluruz. Dolayısıyla,

     " Baş örtüsünü, düşüncesi kıt olanlardan başka kim " bir metrelik bir bez parcası'ndan ibaret görebilir? O, Akif'in, göğsünde koca bir umman gizlemekte olan bülbülü misali, tanımlamaya her kalemin gücü yetmediği muazzam bir felsefeyi, bir hayat nizamını içinde barındıran müthiş bir simgedir. 

     Evet, ' baş örtüsü' bir simgedir. Güzelliğin, zarafetin, iffetin, hanımefendiliğin, mesafe koyabilmenin, ilkeli toplumsallaşmanın , mü'min olma zevkinin, müslümanca yaşama iradesinin simgesi... 

     Bir  yönüyle çiçektir baş örtüsü, bir yönüyle esenlik dileği, bir yönüyle öfkedir. Bir yönüyle tevâzû, bir yönüyle dik duruştur. 

     Tıpıkı ahirette mü'minlerle münafıklar arasına çekileceği haber verilen sur misali, mü'minlere bakan yüzü rahmet, münafıklara bakan yüzü azaptır. Ağyara karşı sertlik, dostlara karşı alçak gönüllülüktür baş örtüsü..." ( a..g.d. say. 13) 

     Netice ve sonuç olarak;

     Müslüman bireyler, erkekler, hanımlar örtünün, örtünmenin mahiyetini iyice kavramalı, onu aldatmaktan ibaret, aldatıcılık olarak görmemelidir. Çünkü, kim kimi kandıra bilir ki? 

      Tesettüre, örtünmeye gerekli hassasiyeti göstermeyen insanlar, bihakkın önem vermezse, bihakkın titizlik içerisinde, Kur'anî emirler doğrultusunda kapanmazsa örtünün, dinin emirleri içinde olmazsa olmaz bir şart olduğunu göz önüne almazsa,  büyük bir yanılgının, hatanın içerisinde toz duman olmuş demektir. 

      Düğün salonları, sokaklar, meydanlar, bahçeler, parklar, Müslüman hanımlarını örtülü halleriyle, ciddi duruşlarıyla, vakarlı giiyinik tarzları, tam İslamî model olduklarını unutmamalıdır. 

     Aksi halde, " giyinik çıplaklar" iddiasından, cıvıklığından kendilerini kurtaramazlar. Zaten böylesi bir giyim tarzıda hiç bir kimseyi memnun etmeyip, ancak şeytanları, şeytani bakışları memnun edebilir!.. 

     Baş örtülü şuurlu hanım, hakikaten oturmasına, kalkmasına, yürüyüşüne azami dikkat göstermeli, sallapati yerlerde, ağızda sigara ile, ellerde uzun ve boyalı tırnaklarla artistlik yapmamalıdırlar!..

     Rabbimiz!.. Ümmete bu mes'elede şuur, kavrayış, yaşayış nasib eylesin!.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın