ORTA ÇAĞ ZİHNİYETİ!.
Dün ve bu gündür, " Orta Çağ" zihniyeti, düşüncesi , gelişmesi, varlığı bir kısım insanlar tarafından dile getirilmekte, pekde hoş olmayacak şekilde anlatılmaktadır.
Tabii ki, her çağın kendine has iyi veya kötü yönleri bulunduğu gibi, Orta Çağda da bir nesil yaşamış, iyi ve güzel anlar, zamanlar yaşanarak bir çağın oluşumuna şahit olunmuştur.
Yani, Orta Çağ denilen iyi veya kötü zaman diliminde, kötüler., puta tapıcılar, kutsal mefhumlara inanmayanlar bulunmuş iseler, 20 nci ve 21 nci çağda da bir kısım zibil insanların varlığı, yaşadığı, bunların yiyip içtikleri, kirli ve kötü nefislerini tatmine çalıştıkları bir gerçektir.
Orta Çağda, zuhur eden İslam kastediliyorsa, insanlığı rahata, felaha, huzura,.kavuşturduğu için Allah'a şükretmeli, hamdü sena edilmelidir.
Yine Orta Çağda, sürü sürü putçuluk yapanlar, puta tapanlar, ırz, namus, ar, edep, haya mefhumunu kabul etmeyen sürüler- var idiyse, tabii ki bulunmaktadır.
Günümüz dünyasında da, bir kısım sefiller, işkembelerine hizmet edenler, din ve maneviyata inanmayanlar, inkar edenler az değildir.
Günümüz dünyasında, var olan cahilliğe, imansızlığa, inkara dur!.. diyebilmek, nesilleri dinli, imanlı, inançlı insanlar olarak yetiştirmek için, tüm imkanlar kullanılmakta, mini mini yavrulara iman dersleri sunulmaktadır.
Tabii ki, Orta Çağdan kalma karanlık zihniyet mensupları, yetişen mini mini yavruların Kur'an okumalarını, İslam'ı tedris etmelerini kabul edemeyip, zırva üstüne zırva, boş boş lakırtılarını eksik etmeden, buna tahammül edememektedirler!..
Halbu ki, Orta Çağ zihniyet mensupları, çok çok sevdikleri Batı aleminde bile, üç, dört yaşlarında okula başlayan çocukları görmeden, düşünmeden ülkemizde dini öğrenen, Kur'an tedrisatı yapan minnacık yavrulara hücum etmektedirler.
Halbu ki, günümüzde, gençlerin silahlı olması, insan katletmeleri bir kısım düzenbaz insanların işine gelirken, çeşitli firaksiyonlar adı altında faaliyet gösterir iken, ellerinde kalaşnikof, envai çeşit silahlarla insan katlederken, bakınız " Orta Çağ" diye kınadıkları evladın merhametine, insafına, küçük canlılara bile kıymadıklarını hesap edelim:
" Medeniyet ve merhamet adına" büyük cihan padişah'ı , küçücük bir karıncaya mağlup olarak, bizlere medeniyeti, şefkati ve merhameti öğretmemiş midir?
Dikkat edin! Dünya haritasını adımlayıp, " Bir kişiye çoksa da iki kişiye az gelir" diyen Cihan Padişahı , evrenesel hukuku nasıl uygulamıştır. Yüce Padişah Kanuni Sultan Süleyman , Mimar Sinan'a yerini gösterip Süleymaniye Camii için, " Bu ağaçları yık ve camiyi buraya yap" diye ferman buyuruyor.
Mimar Sinan, ağaçları işçilere yıktırırken bakıyor ki ağaçların üzeri karınca ile dolu. Amelelere işi bıraktırıyor ve doğruca Padişah'a gidiyor.
" Sultanım, Devletlim, Şevketlim; ağaçların üzeri karınca ile dolu, ağaçları yıkmaya devam edelim mi? Günahını üstlenir misin?" diyor.
Kanuni: " Koca usta, ben onu nasıl bilirim. Onu Şeyhülislam Ebussuud Efendi bilir" deyip diviti kağıdı eline alıyor ve Ebussuud Efendi'ye hitaben şöyle yazıyır:
" Ağaçları karıncılar sarınca, Günah var mı karıncayı kırınca." Diyor, Ebussuud Efendi'ye mektubu gönderiyor. Ebussuud Efendi mektubu alıyor, okuyor ve karşılığını yazıyor:
" Yarın hakkın huzuruna varınca/ Süleyman'dan hakkın ister karınca/ " Diyor ve Padiişah'a geri gönderiyor.
Padişah mektubu alıp okuyunca şuna hükmediyor: " Son bahar gelip, ağaçlardan karıncalar ininceye kadar inşaatın yapımını durdurun" diye ferman buyuruyor. Böylece Süleymaniye Camii'nin yapılışı üç buçuk ay ertelenmiş oluyor." ( Hay. Yön Veren Düş. E. S. Osmanoğlu, sayfa 121)
Ecdadımızın vicdanları, merhametleri böyle iken, ya bu günkü kan içicilere, kan dökücülere ne demeliyiz? Büyük küçük demeden, kadın, kız, kızan ayırımı yapmadan insan kanı içenlere, destekleyenlere, " aferin iyi yaptınız" diye alkış tutaanlara ne demeliyiz?
Maalesef, orta çağ zihniyet sahipleri, düşüncelileri, her an, her dem Müslüman insanları, dini emirleri yerine getirenlere saldırmakta, sanki, kendileri uzaya gitmişçesine, müslümanların engel olması gibi bir (!) sapkınlığa sahip olmaları bizleri için için üzmektedir.
Netice olarak;
Ne acı ki, insanlık boyunca bu tür sürtüşmeler, dine düşmanlık sürüp giitmiştir ve gitmektedir. Kimileri, camii cemaatlerinee saldırırken, kimileri din adamına hücum ederken, kimileri de Kur'an okuyan, öğrenen, öğrenmeye çalışan çocuklara merhametsizce saldırmaktadır.
Hep din düşmanlığından ötürü ki, aziz İslam dini bunlar tarafından " öcü" bilinmiş, gösterilmiş ve gösterilmeye devam edilmektedir. Dünkü tarihlerde, Kur'an okuyanları dar ağaçlarına yollayanlar, Kur'an rahlesini bile şahit olarak gösterenler, bu günde aynısını, tıpkısını yapmak istemektedirler.
Nice nice " Tipi tipiler" bu milletin ekmeğini yiyip, suyunu içerek yaşamakta ki, bunların varlığı pis pis çene yapmalarından, dine saldırmalarından gına gelmiş durumdayız.
Halbu ki, hiç bir inanmış Müslüman kimseye, ne " tipi tipiye" düşman, ne Allah'sıza hasım, nede komüniste diş bilemekte, nede inkarcı aramamaktadır.
Orta çağ zihniyet mensupları, Allah'a havale edilmiş, onlar içkileri ile, sarhoşlukları ile, din düşmanlıkları ile, vatan, millet husumetleri ile baş başa bırakılmışlardır.
Rabbimiz!.. Bu zihniyet mensuplarına sırat-ı müstekim yolunu göstersin, hidayet nasibi müyesser eylesin!.. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın