MODERN ÇAĞDA GENÇLERİN PROBLEMLERİ!..
" O ( yiğit ) gençler mağaraya sığınmışlar ve: Rabbimiz Bize tarafından rahmet ver ve bize, ( şu) durumumuzdan bir kurtuluş yolu hazırla! demişlerdi." ( Kehf sûresi, âyet 10 )
" Allah'a yemin ederim ki, siz ayrılıp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım!" ( Enbiyâ sûresi, âyet 57 )
" ( Bir kısmı :) Bunları diline dolayan bir genç duyduk; kendisine İbrahim denilirmiş, dediler." ( Enbiyâ sûresi, âyet 60 )
" ( Yusuf ) erginlik çağına erişince, ona ( isabetle) hükmetme ( yeteneği) ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böyle mükafatlandırırız." ( Yûsuf sûresi, âyet 22 )
" Fiiravun ve kavminin kendilerine işkence etmesinden korkuya düştükleri için kavminden bur gurup gençten başka kimse Musa'ya iman etmedi. Çünkü Firavun yeryüzünde ululuk taslayan ( bir diktatör) ve haddi aşanlardan idi." ( Yûnus sûresi, âyet 83 )
Modern çağın gençleri çok çok zor durumdadır.. Bir tarafta gelenek ve geleneksel kültürler, babadan, dedene, nineden kalan adetler ve örfler; diğer tarafta, 21 nci asrın getirmiş olduğu yenilikler; caz, saz, bar, disko, sigara, bira, futbol hastalığı, ve her türlü çirkefin öbek öbek gencin üzerine gelmiş olduğu dünyamız!..
Anne-baba gençleri ne kadar, ne derece anlıyor veya anlamaktadır acaba?.. Onların gençlik yapılanmalarını, kafalarını, beyinlerini, düşüncelerini değerlendirip, onlarla arkadaş, kardeş, yoldaş, ahbab olabiliyorlar mı?..
Hakikaten, gençlerimiz, gençliğimiz güç ve zor durumdadır!.. Sokaklarımız kirli, dünyamız berbat, flört hastalıkları, eciş-bücüş kız-erkek arkadaşlıkları, Tv.larda, akşam-sabah lanse edilen evlilik yalancılıkları!..
Sahi, sizler! Ekranlarda görmüş olduğunuz, temaşa ettiğiniz kızların, erkekler için hüngür hüngür ağladıkları karşısında ürpermiyorsunuz? Nerede kalmıştır, Müslüman adetleri, örf, haya, iman ve vicdan?
" Bu açıdan bakıldığında İslam dünyasında verilen eğitimin, bilhassa gençliğin eğitiminin nasıl olması gerektiği sorusu kaçınılmaz olarak gündeme gelmektedir.
Günümüzdeki yaygın ve egemen telakkilere göre, İslam'a uygun bir eğitim demek, ebeveynlerin ve öğretmenlerin çocuklara ve gençlere, " anne-babaya itaat, büyüklere saygı, nezaket, güzel davranış, tevazu, ağır başlılık, kendisini ön plana çıkarmama, merhamet, bağışlama, kadere rıza, sabır" gibi hasletleri kazandırmaya çalışması demektir.
Bu telakki uyarınca gerçekleştirilen eğitim faaliyeti içerisinde en çok duyulan kelime kuşkusuz " itaat"tir. Çocuklar ve gençler, evde ana babaya, mektepte hocaya, okulda öğretmene, ev dıışında polise ve jandarmaya, büyüyüp iş sahibi olduğunda ise âmirine karşı itaatkâr olmalıdır.
Yine bu telakkiye göre ideal erkek genç, her türlü kötülükten sakınan, sokakta dövüşmeyen, aksiyon filmleri seyretmeyen ( onun yerine mesela ney üflemeyi veya ud çalmayı öğrenen), futbol oynamayan ( zira bu sert bir spordur, ama nedense judo ve karateeye pek itiraz edilmez).
Saçlarını uzatmayan (" anan gibi saç uzatacağına baban gibi bıyık bırak"), kızlarla görüşmeyen ( zira " zamanı gelince ana babası onu evlendirir") bir gençtir.
Erkek çocuğuna bakış bu olunca, kız çocuklarına ve genç kızlara nasıl bakıla bileceğini tahmin etmek zor değildir. Bu telakkiye göre ideal genç, asla bağırmaz, onun sesi hiçbir yerde duyulmaz, kendinden emin değildir.
Öz güvenini yitirmiştir, o her yerde ve her zaman sadece teşekkür eder ve özür diler: Hakkını yerler susar, şamar yer tepki vermez, sadece " yapmayın" diye mırıldanır." ( Ahir Zaman İlmihali, M. H. Kırbaşoğlu, sayfa 105 )
Hakikaten, anne ve babalara, tüm aile bireylerine, gençlere karşı büyük sorumluluklar düşmektedir. Onların dünyasına giren, anlayan, izleyen, yargılamayan, yergi içerisinde olmayan, her şeyi hoş görü çerçevesinde halleden, genç yanlış yapsada ona vurmakla, kırmakla değil, onun dünyasını anlayarak, anlayış gösteren anne ve babalar!..
Ne yapsın 21 nci asır gençleri?.. Sokağa çıkıyor sokak düzensiz, camiye gidiyor, camide doyurucu, tatmin edici bilgiler alamıyor, tarikat evine gidiyor, şeyh; uçuyor, kaçıyor, göçüyor, olmadık fırıldaklar çevriliyor, öyleyse ne yapsın bu genç?
Cemaat evlerine gitmiş oldu da ne oldu yani?.. En sonunda, cemaat evcinin eline silah verildi ki, " Devlete isyan et, önüne geleni öldür" denildi. Parti lokaline uğradı, siyaseti inceledi görmüş oldu ki, aradığı oralarda da yok!.. Kem küm sözler, içeriği boş kelam ve nutuklar!..
Hasılı, gencin dünyasını, ümidlerini, hayallerini anlayamıyoruz.. Damarlarında tutuşmuş deli kanları da anlamak istemiyoruz.. Sormadan edemiyorum.. Günümüzün renkli aleminde gençlere karşı ne yapmalıyız, nasıl bir plan ve proğramımız olmalıdır?
Onun içindir ki, gençlerimiz, aziz peygamberimizin (sav), şu tembihini unutmayalım: " Beş şey gelmeden evvel beş şeyi ganimet bil;
- İhtiyarlığından evvel gençliğini, -Hastalığından evvel sıhhatını, - Fakirliğe düşmeden evvel zenginliğini, - Meşguliyetinden evvel boş vaktini ve - Ölümünden evvel hayatınızı.."
İşte, gençlerimizin örnek alacağı, hayatları boyunca düstur edinecekleri ilkeler bunlar olmalıdır.. Ellerinde Kur'an kitabı, gönüllerinde tarihten edindikleri fedakar insanların hayatlarını örnek alarak yaşamalıdırlar..
Netice olarak;
Tarihte; örnek alacağımız öylesi bahadırlar, civanmertler, iman erleri bulunmaktadır ki, sık sık Kur'an'a girersek, o mümtaz insanların hayatlarından pay sahibi oluruz.
Ashab-ı Kehf gençlerinin unutulmaz ahayatları ve iman kavgaları; İbrahim (as)'ın, putlara karşı amansız tavrı, ve Nemrud'u dize getirmesi, Yusuf (as)'ın, o güzelim, şahane, düne olduğu gibi bu güne de örnek olan hayat kıssası iyice idrak edilmelidir.
İşte, elimizdeki Kur'an'ı; enine, boyuna incelersek, vallahi!.. Gençlerimiz perişan olmayacaklar, istikamet sahibi olacaklar ve imanlarını, İslamlarını doya doya yaşayacaklardır..
Çünkü, gençleri, bir kısım hurafe yuvalarına, meczubun örgütüne teslim edersek, olanları görmüş olduk, dahası da beter olacaktır.. Çünkü, Kur'an; uyuşturulmuş, iğdiş edilmiş beyinleri kabul etmemektedir.
Rabbimiz".. 21 nci asırda ala bora olmuş gençlerimize, gençliğimize acısın, onların yâr ve yardımcısı olsun!.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın