Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

MAZİ BİLİNCİ; ATİYE HAKİM OLMAK İÇİNDİR !..

 Kos koca bir tarihin evlatlarıyız!.. Yer yüzünün her tarafında ismi ve imzası olan bir millet.. Millet olarak; Orta Asya millet hayatımız, Hindistan coğrafyası, Anadolu, Afrika ve Avrupa tarihimiz unutulmaz bir mazi olarak , oralardan alınacak ibret ve atiye yürüyecek gücümüz!..

     Üstad Cemil Meriç der ki: " Hiç bir hakikatin iğfal edilmesine gönlü bir türlü razı olmayan büyük muztarip , " Osmanlı Türk tarihi " hakkında, tahkir ve iftira dolu eser karalayan ve çarpık anlayış sahibi olanlara karşı feryadını şu şekilde terennüm eder:

     " Bulgaristan'a araba araba vesika satıldı. Bugün tarihi yazacak ne malzememiz var, ne kültürümüz... Bugün 30 sene evvelini hür olarak söyleyemeyen insan, nasıl tarih yazar?..  Türk tarihini  bir Avusturyalı, Hammer,. Türkçe'nin ilk lügatını Redhouse yazar." 

    Çile ve müzdarip insan, Cemil Meriç merhum bu siteminde ne kadar haklı , ne kadar yerinde sözler sarfetmiştir değil mi? Maalesef, koca bir milletin evlatlarının tarihi vesaikleri, tren vagonlarına doldurulmuş,  Bulgar'ın domuz  çobanlarına gönderilmiştir!.. 

     Onun içindir ki, insanımız, tarihini unutmuş, geri plana atmış, Selçuklu kimdir? Osmanlı neslimiz ne kadar yaşamıştır? Karahanlılar, Oğuzlar, Maveraünnehir sahili, Kafkas dağları, Şeyh Şamil, Oğuz ata, Horasan erenleri, hoca Ahmed Yesevi, Hacı Bektaşi Veli, Taptuk emre ve benzeri müminleri ne kadar tanıyoruz?.. 

     Goethe derki: " Üç bin yıllık geçmişinin hesabını yapamayan insan geleceğin hesabını yapamaz!"  gerçeğini dobra dobra dile getirir. Hem de öyle değil midir?.. 

     Bu gün, üç beş kitap okuyan biçare, sefiller, hemen akabinde ya tarihine hücum ederek, İslam tarihini küçümsemekte, yada İstanbul fethini, koca Yavuz'u, Kanuni'yi, Abdülhamid Han'ı veya Türkiye Cumhuriyetini rezil, lanetli diline dolamaktadır!  Şu alıntımı güzelce okuyalım:

     " Müslüman-Türk, Kürt, Çerkez, Arab vb." olarak biz, binlerce yıllık tarihimizden bahsederken; " göçebe sığır çobanları, yabanî dağlılar, çöl bedevileri; sanatsız ve mantıksız hurafeci Doğulular, ilkel-barbar sürüleri... "

     Şeklinde sunulan bir mazi tarih anlayışını kabul edersek, veyl-yazıklar olsun ! Zira bugün , bütün dünyadaki Müslüman kavimlerin ehl-i iman ve irfan sahibi şahsiyetleri, Osmanlı için kanla karışık göz yaşı döküyor., feryadları Arş-ı âla'ya yükseliyor, ciğerlerinden pâre pâre " nerdesin ey âdil Osmanlı!" diye nağmeler süzülüyor.  Misallendirelim: 

     Filistin Müftüsü el-Hüseyin; " Birinci Cihan Harbi, Osmanlı Devleti'ni yıkmak, Müslümanları başsız bırakmak için, düşmanların elbirliğiyle çıkarmış olduğu bir harptir.  Osmanlı Devleti, İslâm âleminin muhafızlığını deruhte etmeseydi, yükünü üzerine almasaydı; Fas, Tunus, Cezayir, Libya, Mısır, Sudan baştanbaşa Afrika, çoktan bir Endülüs haline gelmiş olurdu...

     Biz evimizde, sofra dualarımızda filan, " Allah'ım, mânevî babamız olan Peygamber Vekili Halifemizi koru" diye dua ederdik..." derken, Ulu Hakan Abdülhamid Han Hazretlerini " Kızıl Sultan" ilân eden adamlara hürmet göstermek revâ mı?" ( Aylık, Ekim 2010, S. Bulut, sayfa 47 ) 

      " Kızıl Sultan" öyle mi?.. Bu sözü söyleyenler, çıkaranlar, dillendirenler, dillerine dolayanlar, " Kızılcık şurubu" renginde kan kussunlar İnşallah!.. Zaten kusmakta, böğüre böğüre gebermişler ve gebermektedirler...

     Ne yazık ki, beyin ve hafızamızı, " ilkel-geri, barbar" gömleği giydirip, düşüncemizi, zihnimizi, hafızamızı " iğdiş" ettiler. Ve dediler ki: " Küçük bir millet için büyük bir tarih en ağır yüktür!"

     Sonuç olarak;

     Ne acı ki, aşağılık, küçük, iğreti bir düşüncenin altında ezilmekteyiz. Kos koca şanlı, şerefli tarihimizin altında eziliyoruz ve ezmektedirler. Ama, bizim tarihin mahiyetini bilen kahramanlar da eksik değildir. Örneğin;

     Cahar Dudayev şöyle der: " Türkiye bir dünya devleti ve İslam'ın payitahtı idi. Müslümanları Hilafet sancağı altında birleştirmişti. Türklerin, geçmişlerini yeniden gözden geçirip buna tekrar sahip çıkmaları tarihî bir zarurettir. 

     Müslüman Türkiye tekrar bir dünya gücü olarak ortaya çıktığı zaman, Filipinler, Tayland, Etiyopya, Filistin, Afganistan ve diğer ülkelerdeki Müslümanlara karşı meş'um baskılar bugünkü rahatlıkla sürdürülemeyecektir."

     Evet, tarih ve mazi bilinci, bu milleti yeniden ayağa kaldıracak; hiç bir proje, Feto vesair sol, solculuk, küresel oyunlar, onun önünde tutunamayacak, bu aziz millet evlatları,  dil ve kalplerinde tevhid, tekbir ve tehlilerle ileriye, ileriye koşacaktır.. Rabbimiz!.. Bu özlenen zamanları ihsan buyursun!.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın