Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

Malazgirt'ten Yükselen Tekbir Sesleri ve Türkiye Sevdamız...

     26 Ağustos 1071'de; Malazgirt'ten yükselen tekbir ve ezan sesleri, bin yıldan bu yana dinmemecesine, ara vermemecesine devam edip gitmektedir!..

1071, 26 Ağustos'unda, elli dört bin mücahidin, iki yüz bin Bizans askerinin karşısında kazanmış olduğu zafer, sanki bu gün olmuş gibi tazeliğini korumakta, o tarihten bu yana ülkemize, Anadolu topraklarına, Türkiye vatanımıza yönelen, milletimize karşı diklenen soytarılara numune-i imtisal olmaktadır.

Örnek Malazgirt halimiz, cihadımız, serdengeçmişliğimiz 26 Ağustos 1922' lere, dokuz Eyül'lere uzanır  olmuştur. 9 Eylül'ü unutmuş olan Yunan zavallıları, şu günlerde, 9 Eyül'ü unutmuşçasına, Türkiye düşmanı, bir kısım çömezleri, inançsızları bağrına basmakta, onlara serbest dolaşma, vatandaşlık hakkı vermektedir..

26 Ağustos 1071 Malazgirt meydan muharebesi İstanbul'un fethi, Mohaç, Kanije, Viyana önleri demektir. Çünkü, Malazgirt rüzgarından hız alan Türk'ün bayrağı, adım adım dünyayı dolaşmış hala da her alanda nazlı nazlı dalgalanmaya devam etmektedir,

Varsın, Suudi uşakları, ABD'ye, Pkk'ye, YPG'ye trilyonlar aktarsın, ABD'nin tüm modren silahları oralara getirilsin, dünün Bizans askerlerini diriltmişçesine " Dünya kaçkınları"na vermiş olsunlar!..

Emin olun ki, o silahlar, tekraren bir bir dağıtmış oldukları katillerin ellerinden alınacak, Afrin'da olduğu gibi,asıl sahipleri olan liyakatli, cesur, insanlık kurtarıcısı kahramanların ellerine geçecektir..

İşte, Malazgirt destanı bu demektir!.. Abbasi Halifesinin duaya durması, sultan Alparslan'ın galibiyetini tebcil ve tebrik etmesi demektir. Aynı zaferden hız alan Türk'ün bayrağının Çanakkale önlerinde dalgalanması, Dumlupınar'da hüzme hüzme ışık olması,  " Hedefiniz Akdenizdir" emri gereğince nihayet   aziz Anadolu'yu kirli çizmelerden temizlemesi demektir.

Malazgirt alanında rüzgar alan bayrağımız, Sütçü İmamın soluğu, Rıdvan hoca merhumun, bayrak için cemaatini ayaklandırması demektir. Malazgir destanı olmasa idi. bu gün Anadolu bozkırında, yaylasında, ovasında, dağlarında, bayırlarında, tepelerinde çan sesi duyulacak, ezan sesinden bu ulu topraklar mahrum kalacaktı..

Bizans artığı Yunan, üç beş bin biçare inançsıza, ufuksuza kucak açmakla, aslında kendi binmiş olduğu dalı kesmektedir. Bir kere, onların, kendi doğup büyüdükleri, havasını teneffüs etmiş oldukları dünyanın en güzide mekan ve vatanı olan Türkiye'ye bile bir yararları dokunmamıştır. Bu gün Yunan'a dost görünürler, yarınlarda kendilerine de ihanet edeceklerdir.

-     Onun içindir ki, sultan Alpaslan'ı ve onun kutlu idealini iyi anlamalıyız. Onun hedefi büyüktü. Mescidi Aksa'yı düşman çizmelerine çiğnetmemek, İstanbul'da bir an önce ezan okutmak, Ayasofya'yı İslam'ın emrine tahsis etmekti. Bunun şahidi de, büyük komutanları olan Afşin bey gibi yiğitleri İstanbul önlerine göndermek olmuş, aynı yiğitler o zaman Ayıntab'ı tepelemiş, Maraş üzerinden bu günkü İlçemiz Afşin'i isimlendirmek olmuştu.

Sözün burasında şairlerin üstadı Arif Nihat Asya beye söz vererek konumuzun öneminin ne kadar mühim oluşunu vurgulayalım:

" O zaferleri getiren atların
Nalları altındanmış
Gidişleri akına
Gelişleri akındanmış" ( A. N. Asya )

Malazgirt destanımız, tüm zaferlerin başlangıcı, ilki, göstergesi olması hasebiyle, 26 Ağustos 2018 kutlama törenlerine bilfiil iştrirak ederek, Malazgirt ovasını, Ahlat havalesini şenlendirmeliyiz. Dolayısıyla, zamanımıza kadar ihmal edilen bu destani mevzuyu ele alanları bir kere değil, defalarca kutlamak istiyorum.

Netice olarak;

Malazgirt destanını yeniden yaşamak, yetişen yavrularımızın belleklerine bunun ne derece mübarek olduğunu, önemini, tarihi kudsiyetini yad etmek büyük başarıdır.

Çünkü, o bölgemizde, yılanların, çıyanların baykuş seslerini bir noktada bitirmek olacaktır. O topraklarda, kırk yıldan bu yana, canhıraş şehidler verdik, Mehmetçiklerimizi şehid edenler Bizans zihniyetli, sapık, mülevves kirli emel sahipleridir.

Zikredilen o vatan parçasını yaşanır hale getirmek, güllük, gülistanlık yapmak için Malazgirt ovasını, Ahlat vatan parçasını bayraklarla, ezanlarla, tek millet oluşumuzla, tek devlet gücüyle yarınlara hazırlamak, o bölgede kat'iyyen bir daha zebanilerin yeşermesine fırsat vermemek arzusu ile ebedi vatan kılmalıyız..

Kılmalıyız ki, o bölgenin ve tüm  Türkiye'nin yiğit insanları huzur içerisinde, gönül birliğini yakalamış bir halde yaşamış olsunlar. Öyleyse, "vakit nakittir" hesabı ile, haydi hep birlikte Malazgirt ovasına koşalım, Ahlat'ta okunan ezanları birlikte aşkla ve şevkle dinlemeye var mısınız? Selam ve dua ile..

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın