Kur'an'ın İslam'ı Evrenseldir.
Kur'an'ın İslam'ı; bütün insanlığı kucaklayacak, bağrına basacak, tebliğle, davetle herkesi, her kesimi kurtaracak; hidayete erdirecek bir kitap ve dindir.
İnsanlığın; her türlü sıkıntısını, sorunlarını telafi edecek tek kitap Kur'an'ı Kerim'dir. Kur'an; dün böyle idi, bu günde aynısıdır.
Yeter ki, beşeriyet, onu incelesin, araştırsın ve emirlerinin ne derece , nasıl bir âli emirler olduğunu görecek; temaşa edecek, kendilerini onun engin, deruni atmosferine teslim edecektir.
Aziz Kur'an'ın hükümleri taa kıyamete kadar geçerli ve fikirleri, emirleri üstün bir kitaptır. Dolayısıyla;
İnsanlık, bilhassa Müslüman kitleler, Kur'an'a karşı egoistçe davranmadan yaklaşması, onun emirlerine karşı nazire peydah etmemelidir.
Örneğin, hadisleri, mezhebi ictihadları, düşünceleri ve ifadeleri Kur'anî emirlerin üzerine çıkarmadan hareket etmek lazımdır. Onun içindir ki;
" Bizim tabi Kur'an'ı anlama sorunuz var. Aslında ta Peygamber'e ' oku!' derken ne diyordu? Yani okumak dediği şey, lafzını tekrar etmek midir, ezberlemek midir, anlamını bilmediği sözler söylemek midir?
'Oku!' dediğiniz zaman, anlamadır, Anlaması olmayan okuma düşünülemez. Yani bu anlamadan okumayı, hani dinin suçu demeyeyim ama işte Yahudiler Tevrat'ı okuyabilirler anlamadan, Hristiyanlar İncil'i okuyabilirler anlamadan ve buna okuma derler. Yani bu din mensuplarının bazı dindarları tarafından.. Oysa okuma bu değil.
Tekrardır, papağan gibi, kaset gibi sadece tekrarlıyorlar...
Okuma anlamadır. Ve Peygamber'e " Oku! Rabbinin adıyla oku!" derken, bunları kafana nakşet, bunlarla bütünleş; bundan sonra hayata Allah'ın adıyla bakacaksın!
Şu Kur'an'ı Allah'tan yardım dileyerek, anlayarak okuyacaksın! Şu evreni anlayarak okuyacaksın, tahlil edeceksin demektir. Onun için okumanın bizatihi kendisi ' anlayarak'tır, anlamadan olmaz. " ( İktibas Dergisi, Eylül 2009, sayfa 47-48, S. Şimşek, M. Durmuş)
Hira dağında; Resulullah (sav)'e " Oku!" derken neyi, neleri okumasını emretmektedir Yüce Allah!.. Daha ortada bir kısım ayetler inmiş değil, ortada bir kitap yok, o halde neyin okunması, talim edilmesi emredilmekteydi?
Elbette ki, okunması istenen hususlar, insanın yapısı, organizması, aşılanmış yumurtayı okuması, bilmesi emredilmekteydi.
Akabinde İnsana bilmediklerin öğreten, kalemle yazı yazmayı öğreten Rabbin en büyük kerem sahibi olduğunu belleten emirler idi!..
Onun içindir ki, İslam aleminin bu gün en çok sıkıntısı okumamaktır. Cehalettir, miskinliktir ve fakir kalmadır. Yeryüzü insanlığı, harıl harıl okur iken, çalışır iken, icad, mucid işleri ile meşgul olur iken, okumada zirve yapar iken, alemi İslam'da; başlarını kuma gömmüşler, oradan çıkarmak istememektedirler.
" Ama kadir gecesinde ne yapılıyor? Bir takım merasimler, aydınlatmalar, Hacivat-Karagöz oyunu bile oynatanlar var. Daha dindar diyebileceğimiz kesime geldiğinde, o ne yapıyor? Diyor ki kaza namazı kılın!
Peygamber hiç kaza namazı kıldı mı? Kılmadı. Bakıyorsun mevlid okuyor. Mevlid de ne diyor? Doğruları var tabi, belki edebiyat olarak güzel bir metindir ama din olarak bir çok saçmalıklar bulunduran bir metindir.
Ve din o hale gelmiş ki, Allah buyuruyor dediğin zaman heriflerin kılları bile kıpırdamıyor. Peygamber şöyle buyuruyor dediğin zaman , Allahümme salli ala Muhammed diyorlar falan.
Kendi üstadlarından şeyhlerinden, yani sultan hazretlerinden bahsedince de ayağa kalkıyorlar. Yahu bu işte bir terslik var dedim. Yani dedim şeyhinizden bahsedince ayağa kalkıyorsanız, Allah'tan bahsedince kafanızın tavana çarpması lazım. " ( a. g. d. sayfa 52)
Netice olarak;
Aziz Kur'an'ın; çağları, beşeriyeti tümüyle kuşatması için, tüm bilginlere, ister İlahiyatçı olsun, ister Diyanet mensubu bulunsun, ister matematikçi, ister fizikçi olsun, isterse astronot olsun hasılı kim olursa olsun, her Müslüman bireyin kollarını sıvaması, göreve talip olması gerekir.
Kur'an'ın, anlaşılması için, tüm Müslüman katmanlarının görev başına geçmesi, okunması, anlaşılması ve emirlerini yaşanması için böylesi ulvi bir görevi yapmalıdır..
Evlerimiz birer Kur'an evi, okullarımızda asıl okutulması gereken Kur'an olmalıdır. Kur'an'ın; okullarda okutulması eylemi, sadece din okullarına mahsus olmayıp, herkesin, her kesimin bu yüce görevi üstlenmesi gerekir.
Kur'an'ın anlaşılması mes'elesi sadece İlahiyatçıların değil, tüm akademisyenlerin, öğretmenlerin, din adamlarının görevi olmalı, halk kesimleri de mehma imkan bu güzel göreve koşmalıdır.
Aksi halde, Kur'an'ı; sadece din adamları, Müftüler, imamlar talim ederse, bu güzel görev eksik kalacak, emirlerini yeterince insanlara ulaştırma imkanı zor olacaktır.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın