Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

KUR'AN'I GÜZEL OKUMAK VE GÜZEL ANLAMAK !..

" Zira o gün tümünü bir araya toplayacağız, ardından ortak koşmakta ısrar edenlere soracağız: " Hani sizin ( yardım edeceğini) düşündüğünüz ortaklarınız?" ( En'âm sûresi, âyet 22)

Zikredilen bu ayeti kerime mealinden yola çıkarak, konuya girmek istiyorum: Bilindiği üzere, yayın kuruluşlarında " Kur'an'ı güzel okuma"duyuruları başlamış, Ramazan ayına kadarda bu ilan, duyuru kesintiye uğramadan devam edecektir.

Savtı, sesi güzel olan, bu yarışmaya altın ödüllü katılıma iştirak eden bülbül sesli hocalarımızı kutluyor, sayılarının artmasını, her Ramazan ayında aziz milletimize bol bol (anlamadan da olsa)Kur'an okumalarını arzu ediyorum.

Tabii ki, bu proğramı alkışlamamak mümkün değildir. Ama, neticeye nazar ettiğimiz an karşımıza kos kocaman bir his, duygu, anlamadan, içeriğine vakıf olmadan edindiğimiz heyecan, duygu yoğunluğu çıkmakta ama, içerik, anlam, fayda namına elimize kos kocaman bir " hiç" çıkmaktadır.

Ne yazık ki, bin yıllık millet tarihimizde var olan bu anlayışı bir türlü geride bırakmayıp, gittikçe Süleyman Çelebi merhumun mevlidinin yanı sıra, gazel, na't, gelişi güzel baş sallamalar devam edip gitmektedir.

" Akıl Kur'an'dır, Kur'an akıldır", fevkalade, güzel, günümüze hitap eden bu düşünceden hareket ederek diyorum ki, bu aziz millet evlatları, neslimiz, yavrularımız ne zaman Kur'an'la buluşacak , tanışacak ve kaynaşacaktır?

Sayın Ali Erbaş hocamız, değerli, mümtaz, bulunmaz bir alimdir, Prof'dur,ve din adamıdır.. Günümüz dünyasında faydasız alkışların arasında boğulup kalır iken, görevinden affını istediği anda eski başkanlar gibi konuşmaya başlayacak, dobra dobra yapılan tek taraflı yanlışları dile getirecektir.

Sayın Mehmet Görmez hocamız da, görevi sırasında susmayı tercih ediyor, mihrabta tesbihle oyalanmayı yeğliyordu. Halbu ki, şimdilerde, konuşuyor, doğruları dile getirmektedir. Ali Bardakoğlu hoca efendi de şimdilerde konuşuyor, Mehdiciliği, tarikat yanlışlarını, İslam adına yapılan zırt pırt çıkışları yerden yere vurmaktadır. Halbu ki,

KuR'an kıraat etmek, Kur'an'ı terennüm etmek değil , aziz Kur'an'ı tedebbür etmektir. Aziz Kur'an muhatabından kıraat etmesini istemekle yetinmeyip, daha ilerii giderek tedebbür etmesini istemektir.

" Onlar Kur'an'ın mânası üzerinde kafa patlatırcasına derinliğine durmuyorlar m? Eğer o Allah dışındaki bir kaynaktan gelmiş olsaydı, elbette onda bir yığın çelişki ve tutarsızlık bulurlardı." ( Nisâ sûresi, âyet 82)

" Tedebbür , geleceğe yönelik tedbir alma amacıyla düşünmeye delalet eder. Tefa'ul kalıbı tekellüf ve tereddüt yani " ısrarla aynı noktaya vurmayı" ifade eder. Çevirideki " kafa patlatırcasına " yan anlamına gerekçesi budur.Bu ibare, hem " Onlar, Kur'an'ı okuyarak insanın, olayların ve eşyanın akıbeti üzerinde düşünüp kendi gelecekleri için tedbir üretmiyorlar mı? "

Hem de " Onlar, Kur'an'ın satır aralarında yer alan murad-ı ilahi üzerinde, ya da vahyin aktardığı olayların arka planı üzerinde derin derin düşünüp kendi gelecekleri için tedbir almıyorlar mı? " anlamına gelir. Eğer tedebbür edilirse, her şeyin Allah'tan olduğunu söyleyen 78. âyet de sadece hayrın Allah'tan olduğunu söyleyen 79. âyet arasında bir çelişki olmayıp, aksine Allah insan ilişkisinde muhteşem bir dengeye işaret ettiği açıkça görülür. " ( Kur'an Meali)

"Onlar hiç Kur'an üzerinde derin derin düşünmezler mi? Yoksa kilit vurulmuş kalplere mi sahipler?" ( Muhammed Sûresi, âyet 24)

" Yani, "Kur'an'ın satır aralarından satır arkalarına geçip derin bir okumayla geleceğe ilişkin tedbir üretemezler mi!" Tedebbür, " arka taraf" anlamıındaki dubur'dan türetilmiştir. " Bir şeyin görünen yüzüyle yetinmeyip ardına geçmeyi", ya da " bir işin önünü ardını düşünerek geleceğe ilişkin tedbir üretmeyi" ifade eder.

Tedebbür kelimesinin ait olduğu tefa'ul babı tekellüf ve tereddüt ifade eder. Yani hem zahmet etmeyi ve bedel ödemeyi gerektirir. ( külfet), hem de ısrar ve sebatı ( tereddüt) ve dahi sabiteleri olmayı gerektirir. " ( Kur'an Meali)

Yukarıdan beri anlatıldığı, arzedildiğii gibi, TRT'niin organize etmiş olduğu proğram şuurlu, bilinçli, Kur'an'a bende olmuş insanları tatmin etmemektedir. Çünkü, derdimiz, sancımız bilgi edinmektir. Aziz Kur'an'la buluşmak, bilişmek kalbi olarak ondan istifade etmektir.

Ama, görünen odur ki, sesin yankı yapmasından, bir an için heyecandan ibaret kalmaktadır. Aslında, bu mes'eleye toplum katmanlarının ciddiyetle eğilmesi, seslerini duyurmaları, " Yeter artık!" diye seslerini yükseltmeleri gerekmektedir. Çünkü, Kur'an okumaktan maksat anlamak, anlamaktan murad ise onun emirlerini yaşamaktır.

" Kur'an, sahibi Allah olan hayat okulunun yine Allah'a ait olan müfredatıdır. Kur'an'dan ders almayan Allah'tan ders almıyor demektir. Vahiy kendisini " düşünen bir topluma" ithaf eder. Dersi ise vahiyle hayatına istikamet vermek isteyenler alır.

Hz. Ömer şöyle der: " Lâ yağrurkum men karae'l-kur'an! İnnema huve kelamun netekellemu bîh. Velakin unzuru men ya'mel bih" "( Birinin Kur'an tilavet etmesi sizi aldatmasın! O dilimizdeki bir sözdür! Asıl söz onu kim hayatına koyuyor, ona itibar edin!" ( Kur'anî Hayat Yazıları, M. İslamoğlu, Say. 181)

Netice olarak;

Görünen odur ki, TRT. kullanılmaktadır. Bu yıl ki duyurulara sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Bey de alet edilmektedir. Hal böyle olunca, Tayyip beyin bir bilgin olarak, ilim tahsil yapmış biri olarak bu oyalamaya, anlamsızlığa "dur!" demesi lazımdır.

İsterseniz, mes'eleyi ay boyunca takip ediniz ve göreceksiniz ki, topluma, neslimize bir faydası dokunmayan bir proğramdan öte bir proğraam olmayacaktır. Onun içindir ki,

Bu faydasız proğrama bir çare, bir yenilik getirilmelidir. Aziz Kur'an güzel sesle okunsun, ama anlaşılarak okunsun, bin yıllık yapılan yanlışa bir son verilmiş olsun.

Sanıyorum, alışılmış geleneği değiştirmek zor olacaktır. Diyanet İşleri bu işe çözüm bulamaycaktır. Ama, ümid varım ki, sayın Recep Tayyip bey, bu işe el atacak, ekibin içersine Kur'an'ın anlamını da ifade edecek kimselere görev vermiş olacaktır..

Rabbimiz!.. Kur'an'ı okumayı, anlamayı ve emirlerini yaşamayı bu millete lütfetsin!.. Selam ve dua ile..

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın