Kur'an'dan Kopuşun Vermiş Olduğu Zarar!..
" Onlardan ümmiler vardır ki birtakım kuruntular hariç Kitab'ı bilmezler. Onların bildiklerini hepsi, sadece zan ve tahminden ibarettir. Vay haline o kimselerin ki kitabı elleriyle yazarlar, sonra o yazdıkları şeyi az bir para karşılığında satmak için, ' Bu, Allah katındandır' derler. Yine kazandıklarından ötürü vay haline onların. " ( Bakara sûresi, âyetler 78-79)
Hamdü sena olsun ki, milletçe, doya doya Ramazanı şerifi idrak ediyor ve yaşıyoruz. Camilerimiz, tıka basa dolu, teravih namazları tıklım tıklım kadın-erkek cemaatlerle doldurulmuş, gençlikle ve çocuklarla Ramazan şenliği içerisindeyiz.
Tabii ki, teravih namazlarını müteakiben, sahne almış ilahicileri, sanatçıları, hokkabazları da " Ramazan şenliği" adı altında doya doya seyrediyor, eğleniyor, gam atıyor, kederleri bertaraf ederek, neşeleniyoruz.
Elbette ki, evlerimizde olsun, camilerimiz de olsun, mukabele merasimleri, hatim indirmeleri zirve yapmakta, millet efradı, hatimlerin bir an önce bitirip, ölüsüne (!) gönderme telaşındadır.
Tüm bunlara rağmen, ben, mes'eleyi farklı açıdan değerlendirip, Ramazan ayında Kur'an'la buluşamadığımızdan acı acı ve hem de sitemle bahsedeceğim..
Daha önceki yazılarımda da değinmiş olduğum gibi, milletimiz, Kur'an'dan kopuş anını, zamanını yaşamaktadır. Ama, Diyanet İşleri Başkanlığımız; bu acı kopuşa bir çözüm, bir çare aramamaktadır.
Gelenek devam etsin, etliye, sütlüye karışmayın, nötr olarak Ramazan ayını sağ-salim tamamlayalım, düşüncesi..
Kur'an'dan kopuş ne getiriyor?
" Son derece tutarlı iki cevap. Aynı adı taşıyan farklı dinler ortaya çıkar. Evet, eğer bir dinin ilkelerini, o dinin ana kaynağı belirlemiyor ve kontrol etmiyorsa, evvela böyle bir ana kaynak yoksa zaten dinden bahsetmek saçmalık olur.
Var da eğer onun kontrolünden din kaçırılıyorsa, o zaman da dinde meşrepler, mezhepler, yollar, tarikatlar adı altında bir yığın din ortaya çıkar.
İslam ümmeti, mezhepleri niye hayatına soktu? Dinin içinde ilim ve tefekkür alanında bereket olsun, herkes meşrebine, mizacına göre nefes alma imkânı bulsun. Ama bunların herbiri müstakil güçler haline getirildi mi ne oldu?
Tevhid pazarında şirk sergilenmeye başlandı. Herkesin mezhebi onun dini, Allah'ın dini nerde? Bunlar sorulmaya başlandı.
Bakıyorsunuz Hicret'in ilk yüzyılında, 100 civarında mezhep var. 4'e inmiş, bir de dört hak mezhep teranesi çıkmıştır. Yani beşinci tefekkür ekolü çıksa İslam'a bir nefes aldırsa, bu batıl olacak ve bunlar bir pranga gibi İslam Ümmeti'nin beynine musallat edilmiş.
' Aman sakın biraz daha düşünmeyin, sakın ha!' der gibi bir mânâya getirilmiş. Şimdi Kur'an'ın kontrolünden kaçıldığı için bunlar vardır.
Biz, mezheplere zemin teşkil eden Kur'an vahyi üzerine tefekkür bina etme çığırını kapatmış; o vahyin üzerine tefekkürünü bina eden insanların yorumlarını vahiy yerine koymuşuz. Şimdi mezhep din olmuş. Onun için bir adım ileri gitme imkânımız olmuyor.
İkinci olarak ' Mezhepler veya yorumlar din haline getirilince, dini tahrif eden okumuşlar zümresi ortaya çıkar' diyor. Evet, dini hizmet veya din adamlığı, din alimliği adı altında kitleyi dinin hakikatinden uzaklaştıran bir hareket alır yürür." ( 1. Kur'an Sempozyumu, sayfa 400, Y. N. Öztürk)
Netice olarak;
Aziz dinimizi, asıl din sahibi olan Kur'an'a teslim etme zamanı gelmiştir ve geçmektedir. Sadece, yiğit, korkusuz, makamı düşünmeyen, elini taşın altına koyacak alimlere ihtiyacımız vardır.
Tabii ki, böylesi alimlerin çıkmasıyla, bir kısım millet arasında dalgalanmalar olacak, o alimler, tu-kaka edilecek, ama, sonunda hak yerini bulacak, Kur'an anlaşılarak, emirleri yaşanarak kıraat edildiği vakit, bu defada bu aziz millet, eski gelenekçileri, atalarcıları top yekün sürgüne gönderecektir..
Zaten, şahit olmaktayız ki, ülkemizde, milletimiz arasında son sürat Kur'an'ın anlaşılarak okunması düşüncesi süratle rağbet görmekte, eski mollaların pabuçlarının dama atılma gününü beklemekteyiz.
Zaten, camilerimizde hazırlanan hatim proğramları, orijinalliğini kaybetmiş, millete, heyecan, dirilik, uyanıklık vermemektedir. Hoca efendiler, kendileri okuyor, kendileri de dinliyorlar. Üç-beş kişi mehma imkan orada ise, onlar da uyuklamaktadır,
Son söz olarak, Kur'an'dan kopuşu yeniden diriliğe, Kur'anî hayat bulmaya çevirmeliyiz. Çevirmeliyiz ki, mezhepleri, meşrepleri, tarikatları din yapmaktan kurtaralım. Şeyhleri, gavsları, kutupları, mehdileri, mesihleri milleti kandırmaktan men edelim.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın