Kur'an Zina Etmeyin Demiyor, Zinaya Yaklaşmayın Diyor
" Zina yaklaşmayın. Zira o, bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur." ( İsrâ sûresi, âyet 32 )
Ayette zikredilen " Zina etmeyin" denilmeyip de " Zinaya yaklaşmayın" buyurulması ilgi ve dikkat çekicidir.
Buna göre, yalnız zina değil, insanı zina etmeye sevkeden yollarda, hususlarda yasaklanmıştır. Aslında bir kere bu yollara tevessül edildikten , yani insanı zina etmeye zorlayan ve cinsi ve şehevi arzuları kabartan bir ortama girdikten sonra, artık, bu arzuların ağır baskısı karşısında iradenin gücü oldukça yetersiz kalmaktadır.
Zinadan korunmak son derece güçtür. İnsanın psikolojik zaafını ve tarafını dikkate alan aziz Kur'an; ilke olarak insanı kötülüklere, iğrençliklere sevkedici sebepleri ortadan kaldırmayı amaçlamıştır. Buna da " Sedd-i zerîa" ilkeleri denir.
Maalesef, ülke olarak, millet olarak, İslamî açıdan iyi bir görüntü vermemekteyiz. Renkli basın, boyalı medya, internet siteleri, televizyon kanalları, dokunmatik telefonlar, sürekli şehevi duyguları galeyana getirmekte, 7'den 77'ye herkes bu tehlike ile karşı karşıyadır. Dolayısıyla;
" Zinanın Kur'an'la öngörülen celde cezasına gelince (24/2); aile gibi, toplumun temel taşı olan bir müessesenin tahribine müncer olacak böylesi bir cürmün cezasız kalmasını isteyecek bir sağ duyunun varlığına inanmak mümkün değildir.
Dikkat edilirse, Kur'an-ı Kerim, " zina etmeyin" demiyor, " zinaya yaklaşmayın" (17/32) buyurarak ona yaklaşılmasını bile yasaklıyor.
Burada da şu önemli adil prensibi hatırlamak gerekir: İslam, sadece bir kötülüğü yasaklamakla yetinmez, o kötülüğe götürecek yolları da kapatır. Fıkıhçıların seddu'z-zerayi' diye isimlendirdikleri bu Kur'anî prensibi, İslâm'ın bütün yasaklarında görmemiz mümkün.
Nitekim zinaya yaklaşmayı zorlaştıracak, dolayısıyla zina yasağına riayeti kolaylaştıracak tedbirlerin, zina cezasından daha önce ikame edildiğini müşahade etmekteyiz.
Kadın-erkek, her iki cinsin birbirlerini tahrik etmeyecek şekilde giyinmelerini, ihtilât ve halvet gibi baştan-çıkarıcı konumlara düşmelerini kural haline getirmesi; ve her şeyden önce meşru evliliği kolaylaştırarak teşvik etmesi ' seddu'z-zerayi'nin en güzel örneklerindendir.
Bu kabil tedbirlerin tarihselliğini iddia etmek için ileri sürülecek gerekçeler inandırıcı olamazlar. Zira kadın-erkek iki türün, biyolojik ve psikolojik yapılarında bu zaman zarfında büyük bir değişikliğin meydana geldiğini hiç kimse iddia edemez." ( 1. Kur'an Sempozyumu, H. Zeyveli, sayfa 291 )
Millet olarak, böylesi bir çirkinlikten kurtulmak için, zinaya götüren, teşvik eden tüm kanalları, yolları kapatmak gerekir.
İslami eğitim ve öğretime ağırlık vererek, Kur'anî emirleri sürekli göz önünde bulundurmak, ona teslim olmaktan başka çare bulunmamaktadır.
Televizyon dizileri, şifreli, şifresiz kanallar bir tür dizayn edilmelidir. Gençlerin; sürekli meşgul oldukları alanlar sıkı kontrol edilerek, sinemalarda, parklarda, meydanlarda, sokaklarda, caddelerde her türlü çirkin görüntüler olmamalıdır.
Netice olarak;
Zinaya götürecek alanlar, sebep olacak fiiller sürekli kontrol altında bulundurulmalı, açık, çıplaklık, iffetsizlik gibi hususlara dikkat edilmelidir.
Gençleri, zinadan koruyan, yaklaştırmayan prensipler ihdas ederek, spor, koşu, kütüphaneler, çok çok kitap okuma eylemleri tavsiye edilerek, alışkanlık kazandırılmalıdır.
Bilhassa, gençleri, camiye, cemaate, mescitlere yönlendirerek, ibadet etme, oruç tutma, aşırı kilo almaktan aşırı şekilde şehveti gıcıklayıcı hususlardan uzak durulmalıdır.
Zinaya yaklaştıran, götüren dinlemek, bakmak, yürümek yolları tıkanırsa, ümid ediyoruz ki, İslam'ın; şiddetle yasaklamış ve men etmiş olduğu zina kavramı sıfırlayacak, her Müslüman; helal yolları tercih edecektir.
Ülkemiz, bir Müslüman ülke olması hasebiyle, zina görüntülerini, fuhuşhaneleri bitirmek lazımdır. Aksi halde, neslimiz; zührevi hastalıklarla, aids pisliği ile boğuşmak zorunda kalacaktır. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın