KÂBE VE EBREHENİN FİL ORDUSU!..
" Gözünde canlandırabilir misin Rabbi'nin Fil Ordusu'na nasıl muamele ettiğini? Başlarına geçirmedi mi onların ince tasarlanmış haince hilesini?" Onların üzerine katar katar bilinmeyen nitelikte nitelikte uçan taşıyıcı varlıklar saldı; Onlara taş kesilmiş balçık türü tamamlanamayan ( şeyler) atıyorlardı." ( Fil sûuresi, âyet 1, 2, 3, 4)
İstanbul Boğaziçi Üniversitesinde, bir kısım LGBT, mensubu masonik, sosyalist kişiler, (öğrenci demekten utanıyorum). Müslümanların kıblesi olan Kabe'nin resimlerini yerlere sererek tepelemişlerdir.
Tarih süresince böyle bir densizlik yeni yapılmış bir edepsizlik değildir. Peygamberimiz (sav)' in doğumundan kısa zaman önce Ebrehe kafiri, taa Mekke yakınlarına kadar sokularak, Kâbe'yi yıkmaya, yerle bir etmeye teşebbüs ve tevessül etmişti.
Ebrehe kafirinin iri olan fili büyüktü ama, haksızlığı, inkarı, ahlaksızlığı temsil ederken, Ebabil ise küçüktü ama, Allah yolunu ve Kâbe'yi temsil ediyordu.
Ebrehe kendi gücüne, askeri kuvvetine taparken, Allah tarafından gazaba uğrayacağını, küçücük ama, hakkı, hakkaniyeti, doğru yolu takip eden ve temsil eden küçücük Ebabil kuşlarının karşısında mahvı perişan olmuş, binmiş olduğu Fil denilen hayvanın bildiği, anladığı kadar anlayamamıştır.
Mes'eleyi güncelleştirecek olursak, Ebrehe ölmüş, kahr-ı perişan olmuştur ama, arkadan gelen Ebrehe nesilleri bu kötü hali örnek almamışlar, yine Kâbe'ye karşı, en azından Kâbe'nin resimlerine karşı edepsizliklerini icra etmektedirler. Hoca Akif'in dediği gibi:
" Hayâ sıyrılmış, inmiş; Öyle yüzsüzlük ki her yerde... Ne çirkin yüzler örtermiş meğer bir incecik perde!" Sözünde ne kadar haklı imiş!.. İstanbul sokaklarında, LGTB. adına bir sürü ipini koparmış masonik, sosyalist zihniyet mensubu genç alabildiğince, sokaklarda, bağırarak, salyalarını akıtarak yürümektedirler.
Bunların ne dünyaya, ne ahirete ait bir idealleri bulunmamaktadır. Yemek, içmek, hayvanlar gibi çiftleşmek, kör ve pis şehvetlerini gidermektir.
Ayrıca, bu güruh Allah'ın varlığına, birliğine ve kutsal mefhumlara da iman etmezler. Bunların amacı, yemek, içmek, emir almış olduğu odaklara kulluk ve vatanın altını üstüne getirmek, anarşizm adına ne yapılacaksa onu yapmaktır.
Halbu ki, Ebrehe, Kâbe'ye saldırmaya teşebbüs etti de ne oldu? Nereden geldikleri, nasıl o mıntıkada toplandıkları bilinmeyen Ebabil kuşlarının maskarası olduğu gibi, günümüz Ebrehe yanlısı uşaklarında sonu ve gelecekleri aynı olacaktır.
Ebrehe'nin askerlerinin leşleri nasıl ortada kalmış ise, günümüz soysuzlarının da laşeleri ortada kalacak, insanlar, üzerlerine bir Tekbir bile almaktan imtina edeceklerdir. Şayet, bu soytarıların kirli, mülevves leşlerini Ekrem bey kaldırırsa kaldıracak, kaldırmazsa , tekbirsiz, duasız, aminsiz bir şekilde bir çukura gömüleceklerdir.
Sonuç yerine;
Ebrehe'nin gayesi Kâbe'yi yıkarak, kendi yapmış olduğu Kenaise'ye insanları toplamak, ziyaret gelirlerinden nemalanmaktı.
Günümüz Ebre torunlarının niyetleri de böyle bir niyettir. İnsanları sokağa dökmek, tıpkı " Gezi parkı" olayları gibi, bir olay meydana getirerek kardeşi kardeşe kırdırmaktır..
Veya " Gezi parkı" niyetleri iflas etmiş ise, " Hak-Hukuk-Adalet" misüllü bir yürüyüş tertip etmek, varılacak nokta olan İstanbul sokaklarında komünizan şarkıları eşliğinde haydutluk yapmaktır.
Ama, unutulan, geri plana atılan asıl bir niyet bulunmaktadır ki, milletin sabrı, sabırlı olmasıdır!.. Allah korusun!... Milletin sabrı taşar ise, taş taş üstünde kalmaz, Kâbe'yi ayakları altına alan zihniyet kaçacak, gizlenecek bir in bulamayacaklardır.
Onun içindir ki, bu güruha şunu diyorum: " Bırak tahsili evlâdım, sen ilkin bir hayâ öğren!" öğüt ve nasihatındayız. Okumak, tahsil yapmak terörizme hizmet için olmamalı, vatana, millete vatandaşlık, Allah'a kulluk, Peygamber'e ümmet için okumak olmalıdır.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın