İyi ki Okumadım, Okusaydım Bende Sapıtırdım
" Allah'ın izni olmadan hiç kimse inanamaz. O, akıllarını kullanmayanları murdar ( inkarcı) kılar." ( Yunus suresi, ayet 100)
Başlıktaki çirkin, yakışıksız, yobazca sözler; günümüz dünyasında Televizyon kanallarında din dışı anlatımları ile, uzun sakalı ile, CÜBBESİ ile
hurafe içerikli yorumları ile meşhur olmuş bir zata mahsustur.
,
Maalesef, bu tür Kur'an, akıl, mantık. bilim ve medeniyet dışı sözler, lakırtılar gençliğimize kötü örnek olacak laflardır. Böylesi zavallı, "emsile" tahsilinden başka mürekkep yalamamış insanlar; çağımızda; her türlü Kur'ani anlayışa, anlamaya, okumaya, insanlara yansıtmaya engel olacak biçarelerdir.
Oysa, bu kişi, " efendi hazretleri"nin elini öperken, ayağını yalarken, onu göklere çıkarır iken, tamda İsa'nın yanına oturtur iken, kat'iyyen bu tür Kur'an dışı eylemleri, İslam'a, mezhebi müctehidlere yamamakta, zamanın kutbu, gavsı, mehdisi, mesihi ve meşayihi diye her alanı temaşa ettirmektedir.
Bunların korkusu, endişesi ve çekinceleri, İlahiyat adamlarının çoğalması, Kur'ani çalışmalarda başarı elde etmeleridir. İlahiyat insanları çoğalır ise, Kur'ani yorum, çalışma, tefsir, meal ve benzeri alanlarda, aziz Kur'ani çağımıza taşımış olurlarsa işte bunların tüm hünerleri, rüyaları, hayalleri boşa çıkacak, yeni nesil yüzlerine ikrahla, nefretle bakacaklardır.
Neslimize kötü örnek olmadır!..
Şu günlerde, okullarımızn açıldığı, eğitim ve öğretime başlanmış olduğu günlerdir. İlk öğretimden tutun da, üniversiteye varıncaya kadar çağımız, zamanımız, milletimiz, neslimiz aklı ilimle, aklı Kur'ani emirlerle doldurma günleridir. Bir öğretmen, bir hoca tutarda bu ve buna benzer şeyleri, keramet adına rüyaları, hayalleri çocuklarımıza verir ise, vallahi, billahi Osmanlı'nın sonundaki yaşamış olduğumuz hali yaşamaktan kurtulamayacağız.
Bu gün ülke ve millet olarak içerisinde boca olduğumuz yanlışlar, hatalar, nakısalar hep bu yüzden neslimizi çepe çevre sarmalamış, 45 yıldır bu milletin, bu ülkenin alın terini sömürmüş olan 15 Temmuz Deccali, böylelikle palazlanmış, halkı sömürmüş hala da soyup soğana çevirmek için bir kısım kodes kaçkınlarına " korkmamalarını, dağılmamalarını, kenetlenmelerini " şifreli mesajlarla iletmektedir.
Fatih atanın ruhaniyetinden özür diliyorum. Çünkü, " şahi" isimli topları döktürür iken, üç beş tane yabancı lisanı öğrenir iken, bizlere iyi örnek olma yolunda rehber olmuş, İslam'ın; fen, akıl, bilim ve medeniyet dini olduğunu göstermiştir.. Ruhu şad, makamı cennet olsun.
Onun içindir ki, hamleci, Kur'an eri mücadillere ihtiyacımız vardır. Yeter artık!.. Usandık ve perişan olduk. Rast gele anlatımlardan, Kur'an dışı sözlerden bıktık ve usandık..
Netice olarak;
Ülkemizde, 17 Eylül 2018'den itibaren okullarımız açılacaktır.. Yavrularımıza, yarının büyüklerine, bu günün çocuklarına ve gençlerine başarılar diliyorum..
Onları eğitecek, öğretimde buluanan tüm öğretmenlerimize mutlu, başarılı bir yıl diliyorum. Veli öğretmen, öğrenci öğretmen düellosundan uzak, barış, sevgi ve saygı dolu yıllar diliyorum.
Öğretmenlerimize, gözümüz gibi, babamız, atamız gibi sahip olmalıyız. Öğretmen ve öğrenci ilişkisinden dolayı onlara kalkan el, Kur'an ilmine kalkmış el demektir."bana bir harf öğretenin kölesi olurum" diyen büyük zatı unutmamalıyız.
Son söz olarak; " İyiki okumadım. Okusaydım bende sapıtırdım" diyen sarıklı, sakallı ve cübbeli olan zat-ı muhterem, bir yanılgının içerisinde debelenip durmaktadır. Kindi'den bu yana, durağanlaşan İslam aleminin yaşayan bir hocası olarak yerini alacak, kat'iyyen okuyan kesim tarafından alkış almayacaktır.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın