Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

İSTİKLÂL MARŞIMIZ VE MEHMED ÂKİF ERSOY!..

     " Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
        Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak
        O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
        O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
        O benimdir, o benim milletimindir ancak..

        Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal
        Kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet bu celal
        Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal;
        Hakkıdır, Hakka tapan, milletimin istiklal.

      Malum olduğu üzere, İstiklal Marşımız 100 yaşındadır.  Marşımızın, gönderlerimizde nice nice yüz seneler yaşamasını, ezanlarımızla birlikte bayrağımızı dalgalandırmasını niyaz ediyorum:

     Akif, bir iman heyacan insani olarak yazmış olduğu marşımızı; canü gönülden okumuş olduğumuz halde, maalesef, içimizden çıkmış bazı hödükler, istiklal ve iman düşmanları onu küçümsemekte, hakkında olmadık rezilce ifadeler kullanmaktadırlar. 

      Böylesi bir durum, Akif'e hakaret değil, dolayısıyla İstiklal Marşımıza hakarettir, yan gözle bakmaktır. İman şairimiz Akif, bu millete sevdalı, bu vatana aşık bir insandı. Onun imanını, ne denli bir mücahid olduğunu, Çanakkale şiirinden, Milli marşımızdan ve tümüyle safahattan anlamalıyız. 

      Zaten böyle olmasaydı, hicret ederek gitmiş olduğu Mısır ülkesinden dönmez, bir daha Türkiye topraklarını göz yaşıyla sulamış olmazdı. 

     Akif için dünya, yaşamak, menfaat, zenginlik, lüks, depdebe tali konulardır. O hayatı boyunca, izinden yürümüş olduğu Hz. Ömer'i, Hz. Ebu Bekir'i taklit etmiş, onlara özenmiş, onlar gibi dünyaya veda etmek istemiş ve öylede olmuştur. 

     Akif'e göre vatan sevgisi; baban ölse, herkesin babası ölüyor dersin.  Oğlun ölse, herkesin oğlu ölüyor dersin, Evin yıkılsa, bu vatan benim bir köşesine bir ev yaparım dersin. Hatta vatanın elinden alınsa, milletimin milli duyguları canlıdır; o dünya yüzende bir yer bulur ve orayı vatan yapar diye düşünürsün. 

     Fakat senin milletin, " milli" olma duygusunu kaybederse seni, senin milletini, senin vatanını, senin namus ve ve şerefini koruyacak ve kollayacak gücü nereden ve nasıl elde edersin?

     Dolayısıyla, 2021 yılını " İstiklal Marşımız ve Mehmed Akif yılı" ilan edenleri canü gönülden alkışlıyor, tüm geçmişlerine Fatihalar gönderiyorum. Allah razı olsun!..

     " Onu " Milli Şair" ilan eden Meclis, hâkimiyetin sözde değil özde millete ait olduğu o müstesna yılların Meclisi'ydi. O Meclis, savaş yıllarında orduya kumanda eden Millet'in Meclisi'ydi. Gazi de Meclis idi, şahid ve şehid de Meclis idi.

     Meclis, millet adına hareket ettiği için savaştan alnının akıyla çıktı. Bir millet, böylesine bir ölüm-kalım gününde, ancak değerlerine yaslanarak ayakta kala bilirdi. 

     Millet Meclisi milletin değerlerine atıfla kuruldu. Her fırsatta o değerleri tebcil etti. Değerleri ( İslâmî değerler) koruyacağına dair, yine o değerlerin yüce kaynağı adına ( Allah) yemin etti. Meşruiyetini o değerlerden aldı ve bunu her fırsatta beyân etti. 

     Bunun en canlı şahidi İstiklâl Marşı'dır. Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler arasında Anayasa tarafından korunan bu marşta yer alan " Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklâl" tâ 1937 yılında Anaasa'ya giren Laiklik maddesine rağmen yerli yerinde durmaktadır. 

     Anlamı açıktır: " Bağımsızlık Allah'a tapan milletimindir" Anayasa'sında yer alan " Devletin din-i İslâm'dır" maddesini kaldırmış olsa da, bu milletin " Hakk'a taptığı" yani " Allah'a kul olduğu", dolayısıyla " kullara kul olamayacağı" hakikati, Anayasa'nın koruması altındaki bir metinde kapı gibi duruyor." ( Kelimeler, M. İslamoğlu, sayfa 222) 

     Hamdü sena olsun ki, İstiklal Marşımız kabul edildiğinden bu yana, nice nice  baskılar, inkarlar, darbeler görmüş olmasına rağmen, Marşımızın kılına bile dokunulmamış daha doğrusu dokunamamışlardır. 

     Bundan sonraki hayatta da, kim gelirse gelsin, ne tür iddiaları bulunursa bulunsun, ister sol, ister " mezhepçi" bir zihniyet mensubu gelirse gelsin, İstiklal Marşımızın kılına bile dokunamayacaklar, Marşımız gümbür gümbür, gürül gürül, aşkla, şevkle ve imanla okunmaya devam edecektir.

     Ne hazindir ki, İstiklâl Marşı'mızın şairi, Mehmed Akif'in, değeri, kıymeti, görüşleri, düşünceleri, felsefesi yeterince anlaşılamamış, onun şahsına, görüşlerine, İslamî yapısına saldırılar yapılmaya halen devam edilmektedir. Çok ayıptır, büyük günahtır!.. 

      Sol cenahta bulunanlar, yazarlar, çizerler saldırsa da, bir an " boş ver" der  geçeriz. Ama, gelin görün ki, bir kısım tutucu, Kur'anî düşüncelerden bihaber, mezhepçi, gelenekçi, atalarcı zihniyet mensupları, dün bu gündür Akif'e saldırmaya devam etmektedirler

     Sonuç yerine;

     Ama, üzülmüyorum, kahırlanmıyorum, her hangi bir korkuya da kapılmıyorum. Varsın böylesi küçük küçük mihraklar, Akif'e saldırmaya, hücum etmeye devam etsinler. Ne diyelim? Rüzgara tükürenler, tükürüklerini aynısıyla yüzlerinde göreceklerdir.

     Kur'an şairi büyük Akif, bu milletin, bu vatanın  haykıran sesidir, imanıdır. O, imanın susturulması mümkün olmayacaktır. 

     Bizler, şuna inanıyoruz: " Nazar eyle ileri/ Pazar eyle götürü/ Yaratılanı hoş gör/ Yaratandan ötürü" dediği gibi, Yunus'un, bizim kervanımız sevgi yüklüdür, bu kervan yoluna azimle, imanla devam edecek, oradan buradan ürüyenlerde bakıp kalacaklardır. 

      Ümid ediyor, arzuyla bekliyorum ki, yeni nesil, inkılapçı, ehl-i Kur'an nesil olacaktır. Onlar, aziz  Kur'an'ı şerha şerha didikleyip, ondan milletin ihtiyaçları olan hükümler çıkarılacaktır.  

     Varsın, büyük Akif'e hücum edenler , saldıranlar, abdestte, gusülde diş dolgusuyla, minarelerde hoparlörle zaman kaybetmeye devam etsinler. 

      Rabbimiz!.. İstiklal Marşı'mızı nice nice yüz yıllar okutsun, Akif'imizin de ruhu şad, makamı cennet olsun.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın