Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

İhtilaflarımız Ağır Basıyor

NEDEN İHTİLAFLARIMIZI BİR TARAF EDEREK, İTTİFAKLARDA BİRLEŞEMİYORUZ?..

" Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışın ve birbirinizden ayrılmayın! Ve Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman iken kalplerinizin arasını uzlaştırdı da, O'nun lütfu sayesinde kardeşler oldunuz; ve siz ateşten bir çukurun kenarındaydınız da, size oradan kurtardı! İşte bu şekilde Allah size mesajlarını açıklar ki doğruyu bulasınız." ( Âl-i İmrân sûresi, ayet 103 )

Aziz peygamberimiz (sav); ayette zikredilen ipin Kur'an olduğunu buyurmuştur. Bir, birlik, vahdet sosyal tevhid, tevhid akidevi vahdet olur iken, tabii olarak, tefrika, ayrılık, gayrılık, çekişme, hizipleşme de sosyal şirk olmaktadır.

Teessürle ifade etmeliyim ki, bu günkü ümmet, tefrikanın, gruplaşmanın, ayrılığın, çekişmenin içerisinde bocalamaktadır. Bu kaosu kendi milletimiz içerisinde yaşadığımız gibi, sair İslam ülkelerinde de aynen, bizatihi görmekte, şahit olmakta ve yaşanmaktadır.

Bütün sorun, ümmetin; bir türlü Kur'anî emirler etrafında bir olamaması, birleşmemesi ve dayanışma içerisinde bulunmamasıdır.

Tarihe nazar ettiğimiz an görmüş, okumuş oluruz ki, dört halife devri bu sebepten inkıta uğramış, otuz yılı tamamlamadan sükutu hayale uğramıştır. Hz. Ömer (ra) gibi bir dahi, daha hizmet çağındayken, hançerlenmiş, o güzelim hizmetlerinin önü kesilmiştir.

İster Hz. Osman olsun, ister Hz. Ali (ra) olsun yine aynı feci neticelerin, iç çekişmenin sonucu, kardeş kardeşe düşmüş, "Sıffîn" gibi bir yerde iki İslam ordusu karşılaşmış, aziz Kur'an rencide edilerek. Kur'an sayfaları, mızrakların uçlarına takılarak, çıkara, istismara, kandırmaya, ümmeti mahvı perişan etmeye alet edilmiştir.

"Cemel vak'ası" da öyledir. Hz. Aişe (ra) gibi bir İslam mücahidesi hanım, o kadar geniş ilmine, Kur'an eri olmasına rağmen, böylesi bir rezalete alet olmuş, binlerce İslam askeri "Cemel" harbinde kılıçtan geçirilmiştir.

Zaten bundan sonradır ki, ümmetin içeresine Emeviyye tarafından zorbalık, krallık, veliahdlık, hanedanlık yerleştirilmiş, o tarihten bu yana da, ümmet-i Muhammed belini doğrultamamıştır.

İşte, o tariihten beri ümmet perişan, mağdur ve sefilleri oynamakta ve yaşamaktadır. Mezhepçilik din olmuş, tarikatçılık dindarlık ,mesihcilik, mehdicilik kurtarıcılık haline getirilmiştir.

Ülke sokaklarına çıkmalıyız!..

Her tarafta kaotik hal, buhran, dinde tefrika, Kur'an'da anlaşamama, mütevatir hadislerden korkma ve ürkme, ictihaddan çekinme, müçtehidlikten " Aslandan kaçar gibi kaçmak" da neyin nesidir?

Bilindiği üzere, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan bu millet evlatları çok şeyler beklemekte ama, sayın Başkanın, bu aziz milletin değerlerine küfreden, " tarihçiyim" adı altında ha bre vatanın kurtuluşuna, Milli Mücadelesine bile dil uzatan, bir fesliyi ziyaret etmesi, kendisini açığa vermiş, hakkındaki Feto'culuk şüphesinden bizleri kurtaramamıştır.

Camilere, cemaatlere girmeliyiz!..

Millet evlatları parça parça, lime lime edilmiştir. Gençlerimiz, pırlanta neslimiz, tarikat tuzaklarına, evliyalık, mesihlik, mehdilik saçmalıklarına inanmakta, veli geçinen, evliya diye kendisini lanse eden bir kısım zavallıların ellerini öptükleri gibi, ayaklarını da yalamaktadırlar!.. " Bizleri kurtar! Ey mürşid" diye!..

Netice olarak;

Evet, ihtilafları, tefrikaları, kısır çekişmeleri bir taraf ederek, ittifaklarda bir ve beraber olmalıyız!.. Bunu, Allah emretmiş, Resul böyle buyurmuş, aziz İslam ve onun yüce kitabı bunu emretmektedir!..

İhtilaflardan kurtulmaz isek, boğuşmaya, cedelleşmeye devam edersek, çok çok şeyleri kaybedeceğiz!.. Din zayıflar, kardeşlik dümura uğrar, ailelerde kopmalar, dövüşmeler, sövüşmeler alabildiğince artar, gençlerimizi kaybederiz, mabedlerimizde insanlarımızı kaybederiz, ve daha çok şeylerde fire vermiş oluruz!..

Bu ümmetin ve bu aziz milletin kendi değerlerini, misyonunu, idealini bilmesi üzerine vacibdir, farzdır, farz-ı ayn'dır!.. Kendi tarihine, milli kimliğine kol kanat olması, her türlü ihtilaftan kaçınıp, ittifakta birleşmesi, milli kimlikte var olması gerekmektedir.

Bir kere, " Dinde yenilik" adına Ebu Hanife'yi tanımalıyız. İctihadlarını, çalışmalarını, Emeviyye'ye, Abbasilere karşı nasıl cihad yaptığını bilmeliyiz. Selçuklu nasıl hitame erdi?, Koskoca Osmanlı nasıl yıkımla karşı karşıya geldi, sebepleri ne idi bunları idrak etmeli ve enine-boyuna okuyarak tahlil etmeliyiz..

Rabbim!.. İttifakta var olmayı, ihtilaflardan kaçınmayı bu aziz millete müyesser eylesin!.. Selam ve dua ile..

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın