Hüzün dolu haberler

Hüzün dolu haberler her zaman canını yakar müslümanın. Kardeşinin derdiyle dertlenmeyen “birbirinizi sevmedikçe gerçek iman etmiş olmazsınız” hadisi şerifinin hakikatine nasıl nail olsun değil mi? O zaman kardeşinin mutluluğuna şahid olduğu, iyi haberlerini kutladığı gibi onun hüzünlü anlarında yanında olmalı, ondan gelen imdadlara da aynı şekilde kulak vermeli. Niçin böyle başladığıma gelince, şu günlerde en çok ihtiyacımız olan durum bu olsa gerek.

Yazıyı yazdığım tarihte dahi koskoca bir katliamın seneyi devriyesi olduğu -Hocalı Katliamı- yüzlerce kardeşimizin şehadet şerbetini içtiği ve geride onlarca hüzün bıraktığı gibi.

Esad Coşan Hoca’mın bir sözü geliyor aklıma:

Sizler o ölen kardeşlerimize acımayın onlar şehid oldular asıl acınacak bizleriz…

Elimizden ne gelecek demeyelim, dua edelim ellerimiz karıncalanana kadar edelim fakat sözlü duanın yanında fiili dua da gerek, bu çağın en büyük silahı nedir biliyor musunuz? İlimdir. İlimdir. İlimdir. İslâm’ın ihyası ancak okumak, amel etmek ve onu takva çerçevesinde gerçekleştirmek ve muhafaza etmek ile olur. Öyle çokca düşünmeye gerek yok. “Mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor.” deriz ya. Okuyalım ve dirilelim şu kan akan coğrafyaya Kur’ânın merhemini sürelim Rasulullah’ın (aleyhisselatu vesselam) sevgi tohumlarını ekelim. O zaman müşehade edelim Halid bin Velid’leri, Musabları. O zaman şahid olalım Fatihlerin, Yavuzların fetihlerine. O zaman alsın burunlarımız Şah-ı Nakşibendîlerin bıraktığı ilim kokularını. Özlemedik mi Ey kardeşlerim. Özlemedik mi? Haydi kendimize çeki düzen verelim. Şu davanın yoluna bir toz olmak için açalım o ilk ayeti “اقرأ”. Yaratan Rabbimiz adı ile başlayalım okumaya.

 “İlmi talep etmek ibadettir. İlim müzakeresi yapmak tesbihtir. İlmî araştırmalarda bulunmak Allah yolunda cihaddır. Onu bilmeyene öğretmek sadakadır.”

|Hadis-i Şerif

Velhamdulillahi Rabbil Alemin.